Daha gün ağarmadan yemeğini de pişirmiş olan kadınlar, çocuklarını okula gönderdikten sonra ise hayvanları sağarak araziye gidiyor. Arazide her dönem farklı işlerle uğraşan kadınlar, çayır kesiyor, lahana, patates dikiyor, mısır, fasulye ekiyor ve sırtında gübre ve onlarca yük taşıyor. Karadeniz'in dik yamaçlarında her gün ter döken kadınlar, kimi zaman sırtında çocuğu ile çalışmak kimi zaman ise bebeğini ağzında biberonu ile tarladaki sepetin içinde uyutmak zorunda kalıyor. Yorucu olmasına rağmen bu iş temposuna alışan kadınlar, evin alışveriş ihtiyacını da kendileri karşılıyor. Haftanın bir gününü mahallede kurulan pazarda alışverişe ayıran kadınlar, buraya ulaşmak için yaklaşık 4 kilometre yol yürümek zorunda kalıyor. Kimi kadın çocuğuyla pazarda ürettiği ürünleri satarak aile ekonomisine katkıda bulunurken kimi ise sırtındaki çocuğuyla alışveriş yaparak evinin ihtiyacını gideriyor. Bu iş yükünden yorulmalarına rağmen hiçbir zaman "olmaz" demeyen Karadenizli kadınlar, çalışkanlıklarıyla örnek olurken yöresel kıyafetleriyle de renkli görüntüler oluşturuyor.
Editör: TE Bilisim