Son zamanlarda konuşur gibi susmak, benim en belirgin özelliğim  oldu. Düşünce evimin penceresine paslı çiviler çakılmış vaziyette. Bu sessiz evin içine kendimi hapsettim, ruh, zindandan kurtulacak gibi gözükmüyor. Buradan dışarı çıkmak istiyorum

Son zamanlarda konuşur gibi susmak, benim en belirgin özelliğim  oldu. Düşünce evimin penceresine paslı çiviler çakılmış vaziyette. Bu sessiz evin içine kendimi hapsettim, ruh, zindandan kurtulacak gibi gözükmüyor. Buradan dışarı çıkmak istiyorum. Gel; gel de, bana bir ses ver, bana bir söz söyle ve sana çimentodan  bir çiçek  damgası çıkarayım, çünkü zayıf irademden ve anlamsız beklemekten güçlü oldum, her anlamda. Senin sesin ab-ı hayat gibi, benim gönlümün ömrünü uzatır, Ört Üstüme Sesini üşüyorum. ah! o sesin, su gibi, şiir gibi, bülbüle ödünç verdiğin o sesin, ırmağın kenarındaki o beyaz evde duymuştum onu ilk kez, vakti gelen ezan gibi kulağım alışıktı hep o sese, koynuma alır dışarı bırakmazdım, sarılır uyurdum o sese, rüyamdaki başka bir ses beni uyarıyordu, ayrılık var diye, erkenden uyandım, alıştığım seste ayrılık yarası vardı, ben bu şiiri yazdığımda sen ölmüştün, kan-yaşı döktüm ardından, sensizlik sarktı odama, sesin kaldı içimde.. hiçbir ses bahara taşıyamadı beni, kışını geri al, üşüyorum, düşündükçe içimde bir ürperti, kalan her şey yabancı bana sesin kokuyor her gece, ağzın gökyüzündeki dolunay, saçlarımda bıraktığın parmak izlerin, nerede kaldı o sesin?  susmak benim kaderim oldu, yalnızlık bıraktın bana  dilimi dağda bıraktım, sesin yoksa üşüyorum, ört üstüme sesini kuşlar gibi erken uçtun gittin, kanatlarında geri dönülmez levhası sis gibi oturdu ayrılık acısı içime, kapanmaz bu yürek yarası şimdi o ırmağın kenarındaki eve dönecek olsam da artık o sesi bulamam, bir zamanlar duyduğum o güzel sesi alıp  gitti bulutlar, uçup gitti o günler.. Bir insan isterse, size sesiyle sarılabilir, ısıtabilir soğuk yüreğinizi, insan ruhu, sese duyarlı, nazik, içli bir zardır. Çok çabuk yaralanır, örselenir ve bunun izlerini hep taşır. Alıştığınız bir sesin yokluğu acı bir deneyimdir insanoğlu için. Bir insana bağlanmaya neden olan en büyük etken sestir. İnsanın içini acıtan iki şey varsa bunların ilki hatıralar ikincisi sestir.Sesler duyguları anlatır. Sesler sözcükler haline gelir, sonrada düşünceler, harfler, vurgular ve yürek sesiyle oluşan dizeler. Her sesin karşılığı olan bir duygu vardır, sesleri kulaklar değil, yürekler duyar, yürekleri sızlatan o sesin yokluğudur. O yüzden giden birinin sesini özlersiniz, içinizde bıraktığı o boşluğu, sadece bir sesini duysam yeter bana dediğimiz sevdiklerimiz var. Artık o sesler geri gelmez bir daha. Bir zamanlar duyduğumuz o güzel sesleri alıp  gitti bulutlar, uçup gitti o günler. Bu vesileyle belirtmek isterim ki, uzun süredir hazırlıklarını sürdürdüğüm şiir kitabım “Ört Üstüme Sesini” kitabı şiir dünyasında yerini aldı. 22 Şubat 2014 Saat 15.00 de, Ankara’da "Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri" İmza Günlerinde sizlerle buluşmak dileğiyle. Sevgi ve Saygılarımla..