AK Parti Trabzon Milletvekili Hukukçu Salih Sora ile yeni Anayasayı ve Referandumu konuştuk. Cora, yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin çok başlılığı ortadan kaldıracağı gibi, siyasete yönelik darbe girişimlerini de bitirecek diye konuştu.
 
AK Parti Milletvekili Salih Cora, TFF Başkanvekili İşadamı İbrahim Usta, Taka Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Zeki Sancak, Genel Müdür Yardımcısı Zihni Ağırman, Genel Yayın Koordinatörü Yusuf Turgut, Yazı işleri Müdürü Harun Yavruoğlu, AK Parti İl yöneticisi Bayram Günaydın, Tonya Eski Belediye Başkanı Ahmet Kurt akşam yemeğinde bir araya geldiler.

AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cora yaptığı açıklamada yeni sistemin tek adamlı bir sistem olmadığına dikkat çekti. Mevcut sistemin ülkede sorunlara cevap veremediğinin altını çizdi. Mevcut Sistem ile ülkenin sorunlar yaşadığını ve yeni sistem ile bu sorunların önüne geçileceğine vurgu yaptı.

SALİH CORA: AK Parti baktığımız zaman yüzde 40 ile yüzde 50 arasında oy parametresi olan bir parti. Cumhurbaşkanlığı Sitemi sürekli olarak teknik partinin çoğunluğu ele geçirip onun hükmedeceği bir sistem değil iç koalisyon denilen bir sistem var. Seçimden önce koalisyonlar olacaktır yani bizim mevcut sistemimizde seçimden sonra koalisyon akaçları var. 7 Haziran’dan önce biz başkanlık sistemini anlattığımız da tek adamlık algısı yaygın bir şekilde vatandaşın zihninde canlanmıştı ve bir sistem çözülemediği için bir endişeye hakim olmuştu. Ve 7 Haziran’da AK Parti çoğunluğu kaybedince insanlar, vatandaşlarımız başkanlık sisteminin ne kadar faydalı olduğunu başkanlık olmuş olsaydı koalisyon krizinin yaşanmayacağını gördü. O dönemde google de araştırma gayreti içerisine girdi.

Yeni gelen seçmen bu sistemi iyi bilmediği için sorun yaşadı. Önümüzde ki süreçte de toplumun her tarafını kucaklayacak bir yapı ortaya çıkarıldığı zaman bir cumhurbaşkanı profili ortaya çıkarıldığında ve bu manada iç koalisyon diye tabir edeceğimiz uzlaşı kültürü hakim olduğunda vatandaşlarımızın beklentilerine cevap verebilecek bütün herkesi kucaklayacak bir profil oluştuğunda yüzde elli oy oranı yakalamanız ancak mümkündür.

MHP İle Birlikteliğin Devam Edeceğini Düşünüyorum

SALİH CORA: Bu manada Milliyetçi Hareket Partisi  ile çıktığımız yolda ilerleyen zamanlarda da Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de bu birlikteliğin devam edeceğini düşünüyorum aksi durumda benim seçmenim bellidir tabanım bellidir, ben bunla beraber seçime girerim kazanırım duruşu olursa seçmen buna farklı tepki verir. Yüzde ellinin altında kaldığın zaman ikinci tura kaldığın zaman bu sefer seçmen daha çok kilitlenir. Farklı bir tepki de bulunabilir. Dolayısıyla bu birlikteliğin devam edeceğini düşünüyoruz. Önümüzde ki süreçte bir kabine değişikliği hükümet değişikliği olur mu olmaz mı bence referandumdan sonra her şey yeniden değişebilir.  Kartlar yeniden dizilebilir.

Ak Parti’de MHP’de Fire Vermedi

SALİH CORA: Öyle bir şey söz konusu değil. Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa değişikliği teklifi komisyonda görüşülürken şu iddiayı orta koymuştu; FETÖ’cü milletvekilleri vardır ve muhtemelen fire vereceklerdir. Bu Anayasa değişikliği teklifi de meclisten geçmesi mümkün değildir böyle bir anlayış içerindeydi. AK Parti içerisinde fire çıkmadığı gibi Milliyetçi Hareket Partisi içerinde de bekledikleri oranda bir fire çıkmadı. Yani daha önce MHP İçerinde ayrılan bir grup vardı. Bunlar başlangıçta hayır dediler. Geri kalan milletvekilleri beklediğimizin üzerinde bir oyla beraber 340 ile 347 arasında bir oyla maddeler meclisten geçmesi söz konusu oldu. Şimdi bu meclisten geçtikten sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylemesi gereken şuydu; ben milletime güveniyorum halkıma bunu anlatacağım Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin yanlışlarını anlatıp ben milletimden gerekli desteği alacağım. Demesi gerekirken Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açmaya hazırlanıyor.

Halk Oylamasından Geçeriz

SALİH CORA: Şimdi Cumhurbaşkanımızın imzalamama süreci Cumhurbaşkanımızın zaten yasal bir süre var bu yasal süre içerisinde imzalayabilir. Bir yurt dışı gezisi oldu, akabinde belirli programlar oldu. Burada kamuoyunda ki beklentileri değerlendirip ona göre karar vermesi gibi bir durum söz konusu değil. Belki referandum da ki beklenti, referandum tarihi ile alakalı beklemiş olabilir. Yani ne kadar geç olursa referandum tarihi de 60 gün sonrasını da hesaba kattığımız zaman iklim koşullarını da değerlendirip bir düşünceleri olabilir. Böyle bir farklı düşünce yoktur. Şuan da biz Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile alakalı olarak 7 Haziran’da ki kamuoyu anketlerini de biliyoruz, 1 Kasım’ı da biliyoruz, 15 Temmuz sonrasını da biliyoruz. Şuan Cumhurbaşkanımızın kamuoyun da ki halkımızın ona karşı sevgisi sempatisi desteği ne oranda olduğunu da biliyoruz. Halk oylamasında her hangi bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyoruz. Kısa sürede imzaladıktan sonra zaten bu sistemin maddelerinin anlatılması ile beraber kamuoyunun mevcut durumdan daha çok yükselişe geçeceğini düşünüyoruz.

Tarihin En Önemli Anayasa Değişikliği

SALİH CORA: Şuan ki oranlar bizim aldığımız bilgilere göre yüzde 56 yüzde 57 oranında. Bunun yüzde 65’lere kadar çıkabileceğini düşünüyoruz. Şunu söylemek istiyoruz biz sonuçta şunu dedik bu 367 ile de geçse 330 ile de geçse Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli Anayasa değişikliğidir. Bu işte son sözü millet söylesin son kararı millet versin. Sonucu millet belirleyecektir. Bu sistem ile beraber egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait. Türkiye Büyük MİLLET Meclisi’nde ki yetkilerin Cumhurbaşkanı’na devredileceği düşüncesine katılmıyorum. Sonuçta şuan da parlamenter demokrasi sisteminde yasama da yani Türkiye Büyük Millet Meclisi içerinde milletvekili sayısı yasama çoğunluğunu elinde bulunduran bir siyasi parti aslında bütün yetkiler ondadır. Yani bu parti tek başına iktidar olacak konumda ise TBMM Başkanını belirleyebiliyor, siyasi çoğunluğu elinde bulunduran siyasi parti Başbakanı belirliyor, Bakanlar Kurulu’nu belirliyor. Eğer Cumhurbaşkanı da halk tarafından seçilmemiş olsa eğer parlamenter sistem içerinde Cumhurbaşkanı’nı da belirleme yetkisine sahip. Asıl “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi o zaman kuvvetler ayrılı ilkesine de aykırı bir durum olduğu için asıl o zaman tehlikeye girer. Burada meşrutiyetin temeli millete dayanıyor. Yasama da yasama erkini milleten alıyor.

Cumhurbaşkanı Gücünü Milleten Alacak

SALİH CORA: Yürütme organının başında olan Cumhurbaşkanı da yürütme erkini gücünü milleten alıyor. Yani Cumhurbaşkanının yürütme erki yüzde 51’lik bir oyla beraber iş başı yapıyor. Yani tekrar meclisten bir güvenoyu alma ihtiyacı hissetmiyor. Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri aynı anda seçilerek milletten aynı zaman da güvenoyu alarak iş başı yapmakta. Yani bir güvenoyu problemi yaşanmamaktadır. Bu sistem Amerika’da ki başkanlık sitemleri ya da Orta Asya’da ki başkanlık sitemleri, Ortadoğu’da ki başkanlık sitemlerinden farklıdır. Bizde ki Cumhurbaşkanlığı sitemi farklı. Bizde ki Parlamenter demokrasi sistemi Fransa ile Almanya ile aynımıydı? Buna bir itiraz yoktu sonuçta o da farklıydı.

Sistemin Sorun Yarattığını Gördük

SALİH CORA: Uygulanabilir olmadığını sitemin her defasında sorun yarattığını, değişmesi gerektiğini, reforma ihtiyaç olduğu hissedilmişti. Amerika’da ki sistemde kanunların veto edilme yetkisi vardır. Meclisin almış olduğu kanunlar kararlar Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderildiğinde tekrar nitelikli bir çoğunlukla kabul edilmesi gerekiyor. Başkanın yetkilerinin çok güçlü olduğu ve neredeyse meclise kanun yapma yetkisi bırakmadığı yönünde eleştiriler alıyor. Şimdi biizim önerdiğimiz sitem de Cumhurbaşkanı bir kanunu onaylamadığı durumda bunun meclis tarafından aynı şekilde tekrar onayladığı durumda Cumhurbaşkanı bunu onaylamak durumunda. Dolayısıyla yasamanın yetki alanına daha az müdahale söz konusudur. Şuan bizim mevcut sistemimizde Cumhurbaşkanı’nın yetkilerine baktığımız zaman Cumhurbaşkanımızın yargılanması vatana ihanet suçu dışında yargılanması mümkünde değil. Ama önerdiğimiz sitemde TBMM tarafından salt çoğunlukla araştırma önergesi veriliyor belirli bir oranda sorgulama başlatılabiliyor ve 400 milletvekili ile de Cumhurbaşkanı Yüce Divan’a sevk edilmesi söz konusu.

Yetkileri Sınırlandırılacak

SALİH CORA: Mevcut sistem de Cumhurbaşkanının yetkileri daha daha fazladır ama önerdiğimiz sitem de Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlıdır. Özü şudur seçmenden Cumhurbaşkanı yürütmenin başı tam yetki alıyor. Tam hesap veriyor yani yetkide var sorumlulukta. Şuan da Cumhurbaşkanının yetkisi var sorumluluğu yok. Başbakan’ın yetkisi yok sorumluluğu var. Hesabı millete veriyor. 7 Haziran’da herkes AK Parti’ye karşı birleşmişti. AK Parti’nin yapmış olduğu propagandayı a AK Parti’nin aleyhine dönüştürecek şekilde gayet demokratik bir ortamda bir seçim oldu ve AK Parti tek başına iktidar olma gücünü kaybetti. Biz burada kalkıpta önce ki seçimlerde söylendiği gibi trafoya kedi girdi, makarna, kömür dağıtıldı gibi hiçbir şeyin arkasına sığınılmadı. Dedik ki evet biz seçmenden alamız gereken mesajlar vardır almamız gereken mesajları alıyoruz. Ona göre hareket edeceğiz. Hiç itiraz etmedik ve koalisyon görüşmelerine başladık. O dönemde her siyasi partinin kendine göre duruşu oldu. Kimisi yüzde 60’lık bloktan bahsetti kimisi kırmızıçizgiden bahsetti. Diğer siyasi partiler kendi aralarında bir araya gelemeyecek durumda oldular. Yani mecliste ki partilerin dağılımı ve sayısal aritmetiği yeni bir koalisyon kurulmasını engelledi. Ve hükümet krizi ortaya çıktı. Hükümet kurulamayınca Cumhurbaşkanı seçim kararı aldı.

Seçim Kararı Aldığında Kendi De Seçime Gidecek

SALİH CORA: Ön gördüğümüz sistemde cumhurbaşkanı seçim kararı aldığında kendisi de seçime gidecek.  Ama 7 Haziran’da Cumhurbaşkanı seçim kararı aldı ama kendisi seçime girmedi. Meclis yenilendi ve tek başına iktidar çıktı. Yeni sistem de Cumhurbaşkanı da seçime girmektedir. Görev süresi kısalmakta hem de meclis seçime girmekte. Çok önemli bir süreç yaşandı. 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimi Türkiye’de ki birçok ezberi bozmuştur. O dönemde de TBMM mensupları olarak, bütün siyasi partiler çok demokratik bir duruş ortaya koydular. Demokrasiden, Cumhuriyet’ten yana bir tavır ortaya koydular. Meclis çok güzel bir sınav verdi.

Fetö Gibi Bir Canavarı Doğurdu

SALİH CORA: Darbe Girişimi’nin öncesinde ki sebeplerden birinse baktığımız zaman tamamen Olayın arkasında bir sistem sorunu olduğu ortay çıkıyor. 1982 Anayasası ruhuna baktığınız zaman siz diyor seçilen kişiler Türkiye’de yol yapsın tünel yapsın, havaalanları yapsın ama Türkiye’de ki belirli kurumlara kuruluşlara asla dokunmasın. Üniversite rektörlerini seçmesinde, ordunun işine karışmasına, komutanların belirlenmesine, milli güvenlik kurulunun yapısına karışmasın, Yüksek Askeri Şuranın yapısına dokunulmasın bu anlayışla bir sistem var. Ve bu sistem öyle bir noktaya geldi ki yani FETÖ gibi bir canavarı doğurmuş oldu. Yani bu sistemin içerisinde gizli bir şekilde yıllar içerinde yapılanıp belirli bir noktaya gelip en güçlü olduğunu düşünen bir iktidarı bile alaşağı etmek için milli iradeyi ortadan kaldırmak için Darbe Girişimi’ne cesaret edebilecek bir duruma cevaz veren bir sitem. Ülke düşmanları ile iş birliği halinde Türkiye nasıl mecralara sürüklenebilir sonucunu ortaya çıkarmıştır.

Darbe Girişimi Bir Sistem Sorunuydu

SALİH CORA: MHP’nin de 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni gördükten sonra sistemi sorgulamaya başlaması nasıl bir devlet kurgusu ortaya çıkması gerektiği nasıl bir yönetim modeli yapılması gerektiği noktasında bir duruş orta koymuştur. Bunun bir sitem sorunu olduğu orta çıkmıştır. Parlamenter demokrasi sistemi Türkiye’de sürekli olarak 1982 Anayasa’dan aldığı güç ile beraber vesayet organlarının ruhunu yansıtan bir anayasa ve hükümet modeli ortaya çıkmaktadır. Ve sürekli olarak Türkiye’de ki milli iradeyi tahakküm altına sokan milletin egemenliğini belirli bir sınırda tutma gayreti içerinde olan bir sistem ortaya çıkmıştır. Bu sistem ortadan kaldırma adına yeni hükümet modeli Cumhurbaşkanlığı Sitemi ile beraber amacımız kalıcı bir istikrarın yakalanması ve güçlü yönetimin olması. Dışarıdan müdahalelere kapalı dışarıda politika belirleyen ve Türkiye’nin gücünü yansıtabilen hızlı ve etkili kararlar alabilen bir sitem ortaya çıkmakta. Bir bürokratın atanması için kararname gerekiyor. Şuan da bir genel müdürün değişmesi bile büyük bir sorun olabilmekte. Bırak değişmesini yargılanması bile bir sorun. Mevcut sistem de genel müdür bakan müsaade etmediği sürece yargılanması imkânsız.

Millete Hesap Veren İktidarlar Olacak

SALİH CORA: Dolayısıyla bu mevcut sistem vesayet organlarını düşüncelerini tamamen ortadan kaldıracak, vesayet organlarının bu ülkede ki yönetim de söz sahibi olmalarının önüne geçebilecek, tamamen milletin egemenliğinin hâkim olduğu, gücünü milleten alan ve millete hesap veren iktidarların olduğu bir dönemi yaşayacağız. Cumhurbaşkanlığı siteminde bu anayasa değişikliği paketinde hükümet modeli dışında birçok madde de var. Bunlardan biriside 18 yaş ile ilgili husustur. Şuan da milletvekili seçilme yaşı 25. Öngördüğümüz sistem ile beraber 18’e inecek. Seçme ve seçilme yaşı 18 olacak yani bir kişi seçebiliyorsa seçilmesinin de önü açılmalı. 37 ülkede seçilme yaşı 18 burada amaç 18 yaşında ki bir kişinin milletvekili olması değil 24 yaşında ki bir kişinin de milletvekili olmasının önünü açmak. Burada ki bir çelişkiyi ortadan kaldırmak amacıyla yapılmıştır.
SONAY ÇALUK