Geçmişinde dünyanın en iyi pivotu seçilen Trabzonspor’un duvarı.. Boyalı alan katili, Bordo-Mavili formayla sevinç yaşamak istiyor
 
“Trabzon insanı dışarıdan gelene zor gelir. Çünkü buranın insanı temizdir. Kalbinde kötülük yoktur. İyi oynamışsan iltifatı yüzüne karşı etmeyi sever. Uzaktan sevmek hoşuna gitmez. Ancak kötü oynadığında da gözünün için bakarak söylenir. Bu da dürüstlükten gelir..”
 
Trabzonspor’un sezon başında zor da olsa kadrosuna kattığı Deniz Kılıçlı, Taka Gazetesi’ne samimi açıklamalarda bulundu. Geçmişinde NBA’in kapısından dönen, bir çok başarılar elde eden ve ardından tekrar ülkesine dönen 27 yaşındaki pivot oyuncularından Kılıçlı, alt yapı sorunlarından Trabzon’a, ligdeki konumlarından gençlere tavsiyelerine kadar bir çok noktaya değindi. İşte Kılıçlı’nın röportajı..
 
İlk Sene Kabul Edilmedim
 
“Samsun doğumluyum. Dayım spor akademisi mezunu olup bir de basketbol oynuyordu. Dönemin  Efes altyapı antrenörüyle de arkadaştı. 1996 yılındaydı. Yaz tatili için gittiğim İstanbul’da fiziğimin de vermiş olduğu avantajla kursa başlamıştım. En alt yaş sınırını 8 koymuşlardı ben ise 6 yaşında olduğumdan beni tercih etmemişlerdi. Sonrasında tekrar Samsun’a döndük. Ertesi sene kesin olarak İstanbul’a taşındık. Ben tekrardan yaz okuluna gittim bu kez aldılar. O şekilde basketbola adım atmıştım.”
 
Yavaş Yavaş Yükselen Başarı Hikayesi
 
“Efes’te Minik takımda gelişimim devam etti. Ardından küçük takımı finallerde kaybetsek de en iyi pivot seçilmiştim. Yıldız takımlarda o sene MVP oldum. Ardından Bahçeşehir Koleji’nden burs aldım. Orada da 1 sene oynadım. Sonrasında yine Bahçeşehir Koleji’ne ait Yıldızlar Koleji’ne gittim. Oradan da Dünya Şampiyonası’na.. Dünyanın en iyi pivotu seçilmiştim. Aynı zamanda o dönem Albert Swayzer denilen altyapıların en önemli turnuvasında da en iyi pivot oldum. (Bu turnuva Avrupa Şampiyonası’nın bir üstüdür.. Amerika gibi takımların katıldığı bir turnuva)
 
TAKA: NCAA’de oynayan ilk Türk oyuncususun. Orada haksız bir ceza yemiştin. O durumu anlatır mısın?
 
KILIÇLI: “Turnuvanın ardından Amerika maceram başladı. Amerikalı Scoutlar tarafından 96 gibi yüksek puan aldım. Oraya gittiğim dönemde ikinci lig takımında oynuyorduk. Para almıyorduk ancak kulübümüzde Amerikalı para alan bir oyuncu vardı. Ondan dolayı NCAA’ye gidildiğinde hem kulübün hem de bireysel olarak giden kişi hiçbir şekilde para almaması gerekiyordu. Bundan dolayı ben 22 maç ceza yedim. Zaten 33 maç oynanıyor. Final Four’a gittik. Orada kazandığım tecrübe ve güven beni farklı bir motivasyona sevk etti. Çünkü orada birlikte oynadığım oyuncuların şu anda hepsi NBA’de oynuyor.”
 
TAKA: Eğitimi tamamladın mı?
 
KILIÇLI: “Bunları yaparken de en önemlisi okulumu okudum. Belki de en önemlisi bu. En mutlu olduğum durumların başında benim Amerika’dan üniversite diploması alıp geri dönmüş olmamdı. Çünkü hele günümüzdeki gibi sürekli göz önünde bulunan sporcular için bu gerçekten çok önemli. Genç olan arkadaşların bunu görüp onların da daha tahsilli olmaları için kendimden örnek verebilirim.”
 
TAKA: NBA’in giriş kapısının önündeydin. NCAA’de oynayan bir oyuncuydun. Bir şeyler eksik mi gitti. Özeleştiri yapar mısın?
 
KILIÇLI: “Boyum 2.06.. Hızlı değildim. En büyük özelliğim kuvvetli olmamdır. Her geçen gün basketbol gittikçe hızlanmaya devam ediyor. Bu Avrupa’da da böyle.. NBA zaten limiti.. Bu da 2.12 bir boyla sürekli kafası potanın üstünde olan oyuncuların olmasına sebebiyet verdi. Şimdilerde ise Golden State’nin getirdiği yeni bir ekol (yani ne kadar çok pozisyon o kadar iyi düşüncesi) oyunu daha da hızlandıracaktır. Eskiden uzunların rolüyle bugünlerin rolü çok değişkenlik gösterdi. Draft olan oyuncularda belli başlı nüanslara, kriterlere bakılır.. Bu özelliklerin bir kaçında eksiklik olduğunda sıralamada altlara doğru yazılırsın. Ben 2.15-2.20 olup da bu fizikle olmuş olsaydım tamam derdim ama 2,06 olup bir de yavaş kalınca olmadı.  Bunun da farkındaydım. Milli takımdan teklif gelmiş Efes’le kontratım belirlendiği için buraya geldim. O nedenle Amerika olmadı.”
 
TAKA: Geçmişinde potaya çok iyi giden, boyalı alanı ahtapot gibi sarıyordun. Ancak dış atışlarda çok sıkıntı çektin. Bu konu üzerine ciddi anlamda düştün mü?
 
Altyapıda da Hatalar Vardı
 
“Bir sürü sebep vardır.. 12 yaşından beri 5 numara pozisyonunda oynuyordum. Altyapılarda özellikle artık şu ayrımı yapmamız lazım. 3’ü 5’i olmamalı.. Şimdi altyapılarda da olay maç kazanmaya döndüğü zaman gelişim noktasında eksiklikler olabiliyor. Altyapılarda başarı faktörü kaç maç kazandın diye sorularak cevap beklenilmemeli. Biz namağlup şampiyon jenerasyondan şu anda kaç tanesi bulunduğumuz ligde oynuyor bunu da sorgulamak lazım. Çünkü gelişim konusunda herkese bir görev verilip sonuna kadar o görevle devam edilir. Örneğin A takımda 11. oyuncu 12. oyuncu denir, bu altyapılarda da söyleniyordu.”
 
Şut atmam için elimi de tutan yoktu!
 
“Benim durumuma bakıldığında 3 tane şut atsam kimse aferin oğlum demeyecekti.. Benden istenen ‘sen kuvvetlisin, yaşına göre atletiksin yıka yıka potaya git. Her maç 20 sayı 10 ribauntla oynuyorsun, daha ne istiyorsun’ deniliyordu. Ben genç takıma geldiğim zaman da ‘geldin kaç yaşına ne şut mu attıracağız sana’ dendi. İşin farklı bir boyutu Amerikada’ki antrenörüm de ‘yazık etme vücuduna, dışarıda kolay atışla değil rakibi de yık denilerek’ oynadım. Bunun dışında elimi de tutmadı insanlar. Ben de demek ki bu yeterliymiş denilerek bu şekilde kaldım. Sonuçta Trabzonspor gibi bir kulüpte oynuyorum. Bu kulüpte de oynamamın sebebi bu tarz oyuncu olmamdandır. Sonuçta bir takım yemek gibidir. Her şey lazım.. Tuz, karabiber her şey yemeğe tat verir..  Dış atış olmamasından dolayı mutsuz değilim. Ya da keşkeler demedim. Çünkü ben buyum. Buna ihtiyaç olan takımlarla çalışıyorum. Keza Trabzonspor gibi büyük bir camiadayım.”
 
TAKA: İstanbul macerası.. Efes, İBB ve Trabzonspor.. İstanbul’da basket, Anadolu’da basket.. Neler söylemek istersiniz. Altyapı farklılıklar nelerdir?
 
KILIÇLI: “Bütçe.. Bütçenin getirdiği imkanlar.. Ben İstanbul gibi bir yerde çalışmalarımı aksatmadım. Kıyafetlerim her zaman hazır.. Her şey olması gerektiği gibiydi. Bu şartlar altında Anadolu takımları gerçekten yetenekli oyuncuları elinde tutması gerçekten çok zor. Örneğin Ömer Onan, Mersinli.. Mersin’den Efes’e gelmiş bir oyuncuydu. Çünkü Efes diyor ki al sana şu kadar para, bu da lojmanın.. E insan daha ne ister.. Ancak dediğim gibi olması gereken sistemi kusursuz sergileyebilmen maddi olanak gerçekten çok önemli.”
 
TAKA: Trabzonspor serüveninden bahsedelim..
 
KILIÇLI: “Takım oyuncularının tarzları bir birine uyumlu. Önceden söylediğim gibi bu iş yemek yapmaya benzer. Tuzunu koyarsın, soğanını, baharatlarını atarsın. Ancak bunları tencereye koyduğun zaman hemen alabilir misin? Bizim pişmemiz lazım. Daha çok yeni bir takımız. Green’in dışında yüksek süre alıp da burada olan oyuncu yok. Herkes bir sisteme alışmaya çalışıyor. Takımda antrenör dahi yeni. Keza 10-11 sporcu... Bazı anlarda küçük nüanslara yenik düşüyoruz. Zaman geçtikçe çok daha iyi olup inanılmaz sürprizleri yaşatabileceğimize inanıyorum. Gerçekten çok tehlikeli bir takımız. 15 sayı da geriye düşsek biz bunu çevirebiliriz düşüncesiyle kopmadan mücadele edebiliyoruz.”
 
TAKA: Deplasmanda Karşıyaka ve ardından Fenerbahçe karşılaşması var.. Neler söylemek istersin?
 
KILIÇLI: “Gaziantep ve Galatasaray’a karşı etkili oynadığımızı ifade edebilirim. Antep maçında gerçekten çok yoruldum ama değdi. Galatasaray maçında da neler yapabileceğimizin gösterdik. Karşıyaka küçülmeye gitmiş olsa da maç İzmir’de.. Kötü giden bir Karşıyaka her zaman tehdittir. Ama kazanmaktan başka bir şey düşünüyoruz. Bu maçı kazanıp ardından oynayacak olduğumuz Fenerbahçe maçını ben de merak ediyorum. Buradaki atmosferi yaşamak için sabırsızlanıyorum.”
 
TAKA: Taraftarlar hakkında neler söylemek istersin?
 
KILIÇLI: “Buradaki taraftar her zaman burada.. İyi ya da kötü olman bir şeyi değiştirmiyor. Onlar burayı doldurduğunda biz daha bir keyifle mücadele ediyoruz.. Onlar buraya geldiklerinde de bu keyif skora da yansıyor. Bu da taraftarı daha da cezbeder.. Bu döngü özellikle Trabzon’da daha da gözle görülebiliyor. İyi bir çıkış yakaladık. Tehlikeli bir maç oynayacağız. Ancak ardından Hayri Gür’de oynayacağımız Fenerbahçe gibi zorlu maçta taraftarın desteğini attırtmak için çok önemli bir süreç. Hedefimiz kesinlikle Play-Off’tur. Bu doğrultuda bu tip maçları yenmek zorundayız.”
 
TAKA: Biraz da Trabzon.. Burada hayat nasıl geçiyor?
 
KILIÇLI: “Trabzon insanı dışarıdan gelene zor gelir. Çünkü buranın insanı temizdir. Kalbinde kötülük yoktur. İyi oynamışsan iltifatı yüzüne karşı etmeyi sever. Uzaktan sevmek hoşuna gitmez. Ancak kötü oynadığında da gözünün için bakarak söylenir. Bu da dürüstlükten gelir.. Ama bazen çok fazla dürüst (gülerek).. Bu duruma alışık olan insan için çok rahat bir ortamdır. Geldiğimden beri kendimi her geçen gün daha da huzurlu hissediyorum. Karadeniz’in kendine has bir havası var. Amerika’dayken de doğa ile iç içe bir otamım vardı. Çok da mutluyum çok da rahat yaşıyorum.”
ALİ OSMAN YÜRÜK