Bunlardan ilkinin şeffaf bir yönetim anlayışı olduğuna dikkati çeken Ağaoğlu, "Tamamen halka açık ve kulübün asıl sahibi taraftarın sürekli takip edebileceği, gerektiğinde tepkisini göstererek müdahil olabileceği bir anlayışla iktisadi, sportif ve idari işlerimizde yol almaya özen gösterdik. Bu tavrımızın karşılığını olumlu şekilde aldığımızı düşünüyorum. Camia ve kulüp arasındaki bağlar güçlendi, taraftarın bizlere karşı güveni arttı. Pek çok taraftarımızın gözünde bizden sonra gelecek yönetimlerin de sergilemesi gereken bir yönetim modeli oluşturmayı başardık." değerlendirmesinde bulundu.
"Spor kulüplerinin yönetiminde sergilenen kapalı modeller, özellikle sınırlı kaynaklarla bu dev endüstride kalmak isteyen kulüpler için bir faciadır." ifadesini kullanan Ağaoğlu, şunları kaydetti:
"Bizler hem mevcut kaynakların doğru kullanımı hem de Trabzonspor paydaşları ile ortak akıl ve iş birlikleri oluşturarak yeni kaynaklar yaratmak için çalıştık. Bu süreç içinde imza attığımız irili ufaklı sponsorluklar, bağış kampanyaları, destek çağrıları içinden geçtiğimiz bu sancılı süreçte yola devam edebilmemizi sağladı. Bu ekonomik süreç aslen üç kritik sacayağı üzerinde yükseliyordu. Mevcut kaynakları verimli kullanmak, yeni kaynaklar yaratmak ve giderleri düşürmekti. Biz transfer döneminde fayda/maliyet analizi yapmadan tek bir oyuncu dahi almadık. Tüm bunlar, denk bütçe anlayışımızın izdüşümleriydi ve Trabzonspor gibi büyük bir kulüp için sürdürülebilir ekonominin ilk adımlarıydı."
Editör: TE Bilisim
