TÜİK tarafından açıklanan Kasım ayı enflasyon verileri, kamu çalışanları ve emeklilerin ekonomik tablosunu bir kez daha gözler önüne serdi. Aylık %0,87 artışla yıllık bazda %31,07 seviyesine ulaşan enflasyon rakamları, memur maaşlarına yapılan Temmuz artışını tamamen etkisiz hale getirdi. Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Coşkun Dilber, yaptığı basın açıklamasında kamu çalışanlarının alım gücünün sadece üç ay içinde 6,2 puan gerilediğine dikkat çekti. 2026 yılına dair beklentilerin şekillendiği bu kritik dönemde, sendika cephesinden hükümete "gerçek enflasyon" ve "sosyal adalet" odaklı somut bir çağrı geldi.
Enflasyon Verileri Memur Maaşlarını Eritiyor
Türkiye Kamu-Sen tarafından paylaşılan verilere göre, Temmuz-Kasım dönemini kapsayan beş aylık süreçte enflasyon %11,21 düzeyine çıktı. Bu durum, memur ve emeklilere Temmuz ayında verilen %5’lik maaş artışının çoktan buharlaştığını kanıtlıyor. Coşkun Dilber, "Resmî verilere göre dahi kamu çalışanlarının alım gücü yalnızca üç ay içinde 6,2 puan gerilemiş; ortaya çıkan tablo, 5 ayda gerçekleşen enflasyonun 6 aylık zammı ikiye katladığını açıkça göstermiştir" dedi. Hedeflenen rakamların sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini belirten Dilber, maaş artışlarının artık bir "zam" değil, geçmiş kayıpları telafi etmeye çalışan yetersiz bir düzeltme mekanizması olduğunu vurguladı.
Asgari Ücret Belirlemesi 2026 İçin Endişe Veriyor
Asgari ücretle ilgili yapılan son açıklamaların, hükümetin çalışan kesime bakış açısını yansıttığını ifade eden Dilber, açlık sınırının altındaki rakamların kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Kamu çalışanları ve emekliler için 2026 yılında da benzer bir yaklaşımın sergilenmesinden endişe duyduklarını belirten İl Başkanı, şu ifadeleri kullandı: "Kamu çalışanlarının ücretleri yalnızca matematiksel maliyet hesaplarına göre belirlenemez; emeğin karşılığını ve sosyal adalet duygusunu göz ardı eden hiçbir ücret politikası sürdürülebilir değildir." Bu noktada hükümetin "hedeflenen enflasyon" yerine "sahadaki hakikatleri" referans alması gerektiği hatırlatıldı.
Refah Payı ve Seyyanen Zam Talebi Masada
Türkiye Kamu-Sen, 2026 yılı için çözüm yollarını üç ana maddede topluyor: Refah payı uygulaması, anlık enflasyon farkı yansıması ve seyyanen zam ile ücret adaletinin sağlanması. Coşkun Dilber, refah payı talebinin bir ayrıcalık değil, artan kira, gıda ve eğitim giderleri karşısında zorunlu bir ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Özellikle kamu görevlileri arasındaki statü kaynaklı ücret uçurumlarının kapatılması gerektiğini ifade eden Dilber, "İş yükü yükselirken ücretler erimekte, sosyal maliyetler ağırlaşmaktadır. Alın terinin değeri günden güne azalırken, memurlar büyük bir çıkmazla karşı karşıyadır" şeklinde konuştu.




