“Milletimizin yüzünü kızartacak uygulamalardan kaçınılmalı”
ADD Trabzon Şube Başkanı Hacı Arif Atalay tarafından yapılan açıklamada, son dönemde kamuoyunda tartışma yaratan bazı gelişmelere ve açıklamalara dikkat çekildi. Açıklamada özellikle, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bulunan PKK elebaşıyla ilgili yürütülen temaslar ve yapılan yayınlara vurgu yapıldı.
Atalay, “Milletimizin şehitlerine, birlik ve bütünlük ilkesine aykırı her adım, toplumsal hafızada derin yaralar açar. Kamuoyuna ‘Terörsüz Türkiye’ başlığıyla sunulan bu sürecin, perde arkasında emperyal hesapların yattığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“BOP hedefi, Cumhuriyet devrimidir”
Açıklamada, Suriye’deki gelişmeler ve ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destek de değerlendirilerek, bu desteklerin Türkiye’nin güneyinde fiili bir yapı oluşturma amacına hizmet ettiğine dikkat çekildi. Atalay, bu gelişmeleri “1923 Cumhuriyet Devrimi’ne ve Üniter Ulus Devlet yapımıza yönelmiş tehditler” olarak nitelendirdi.
Şube Başkanı ayrıca, “Kamuoyuna barış adı altında sunulan bazı süreçlerin arkasında, Lozan Antlaşması’ndan ve Anayasamızın temel hükümlerinden vazgeçilmesini isteyen talepler olduğunu görüyoruz” diyerek tepki gösterdi.
“Ulusumuzun ihtiyacı barış değil; adalet, üretim ve refahtır”
ADD açıklamasında, Türkiye’de bir etnik çatışma ortamı olmadığını, dolayısıyla “barış” adı altında başlatılan girişimlerin gereksiz ve tehlikeli olduğunu savundu. Hacı Arif Atalay, halkın gerçek gündeminin ekonomik refah, üretim ekonomisi, laik eğitim ve yargı bağımsızlığı gibi temel meseleler olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bugün halkın derdi kimlik değil, geçimdir. Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele etmek, laik ve demokratik bir hukuk devletini yeniden inşa etmek asli hedefimiz olmalıdır.”
“105 yıl önce Sevr’de dayatılan neyse, bugün de BOP odur”
Açıklamanın sonunda 105 yıl önce imzalanan Sevr Antlaşması'na atıf yapılarak, günümüzdeki bölgesel politikaların bu anlayışla benzeştiği ileri sürüldü. ADD Trabzon Şubesi, yöneticileri ve siyasetçileri “şehitlerin kemiklerini sızlatacak” uygulamalardan uzak durmaya çağırarak şu ifadeyle açıklamasını noktaladı: “Ulusumuzu bölmeye yönelik tüm projelere karşı tek bir parolamız vardır ve değişmez: Ya istiklâl, ya ölüm!”
Haber/Video: Tamer Cebeci, Muhammet Kapıcıoğlu