Başkalarına ait zamanlarda pişmanlıkla ayrılınca yabancı yataklardan hayat korudu beni aşklardan
Belleğimiz olmaksızın, yaşantımızı geri sarıp aşkı yinelemek güzel olurdu. Lâkin ne anlamı var geçmişte yapılan hataları anımsamayacak olduktan sonra!
Neden mutfağı anımsatır, anne kokar geceleri kadınlar?
Bütünleşme arzusuyla kıvranıp giderken yastıklarımızdan zaman, neden yoksulluğun rutubet kokusuna sarılır düşler?
Birbirimize hazır olduğumuzda; yaşatsaydın bana kendini, yorgun arzularımı; küfür kokuyor olurdu dört bir yanın, yoktun şimdi ve devam ediyor olurdu göğsümdeki endişe.
Sanırım, birazcık da olsa hayatına dokundum, belki de yüreğine.
Tüm koşulsuzluklara rağmen sevip tutunarak bir söze…
ah! köylüm, dizelere ebe kalemim
mahreminden sıyrıldı tüm harfler
seviştiğim kelimeler döküldü dudaklarından
göğüs acısı yayıldı tene
ve ellerin, ellerimde büyüdü…
Mehmet Kuvvet
Ağlar Veysel çıkmaz sesi
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim
Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırk kız dağı benim
Sensin d

erdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim
Ağlar Veysel çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim…
Aşık Veysel
Seni düşünüyorum
Çocukluğunu düşünüyorum Emilia
Deniz boyundaki ıssız yolu sabahleyin
Hani saçların, atkın uçuşurdu rüzgârda
Kokusunu duyuyorum bembeyaz gömleğinin
Seni kucağıma alıyorum Emilia

Ben büyüttüm seni, ben yetiştirdim
Bugüne bu sevdaya
Toprağım ekmeğim kitabım şiirim
Sen ne varsa iyiden doğrudan yana
Gözümün nuru, başımın tacı, efendim...
Melih Cevdet Anday
Sen ve gökyüzü
Bir güzelim sensin, bir de gökyüzü,
Gerisi denizler ötesi, hepsi.
Gökyüzüyüm gündüzüyle, gecesiyle,
Sen güzelim aşkıyla, neşesiyle
Uyumlu, esgin, el ele, ikiniz,
Mutlarla bezer, gönendirirsiniz
Ömrümü, kıyısında bir akşamın.
Bu kutlu anlarında yaşamamın
Solumayı bile unutuyorum;
Sanki ölümsüzlüğü tutuyorum!
Ya o gökyüzü; öylesine mavi
Üstümüzde, öylesine ebedi
O gökyüzü ve öylesine gerçek;
Büyük, büyük, büyük, kocaman çiçek…
Ahmet Muhip Dıranas
Sevda kalıcıdır
Kayboldum
Bir köpeğin çocuğu beklediği gibi
Hasretle kamaşık yüreği
Kayboldum
Bağırırlar, seslerini yankısı dönmez geri
Dönemez bir türlü
Kayboldum
Herkesin adı okunur, düşmüştür onunki
Kayboldum
Yıllarca beraber uyumak uyanmak
Suya ve ekmeğe uzanmak birlikte
Tartışmak, küsüşmek, sevişmek
Ama sevda nerde sevda nerde

Kayboldum
Kimilere göre hüzündü kimilere nostalji
Kimler tutkun idi kimler unuttu
Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz
Çoğa sürmez bir gün bende beklerim...
Gülten Akın
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya

Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik...
Cemal Süreya
Ayrılık Sevdaya Dahil -3 -
3.
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
her şey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu

yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sahili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili..
Attila İlhan
Düşledim…
düşledim…
sensizliği düşledim ellerinin sıcaklığında
fırtınalar üşüttü benliğimi
zemheri soğuğuna duçar oldu yüreğim
düşledim…
sensizliği…
Gayya kuyusuna düşmüşçesine kahroldum
karanlığın keskin uçlarına vurdu yüreğim
lime lime oldum
gül kokan ellerinde kan ile resmettim benliğimi…
düşledim…
dipsiz kuyularda sensizliği
ve öldüm…
yanımda

iken dayanamadım ayrılık düşlerine
nasıl dayanır; nasıl nefes alırım?
düşlerimin gerçekliğine…
düşledim gidişini
ve nefeslerim dondu;
ben öldüm…
Metin Kaya İLHAN
Muhabir: TE Bilisim