Ahmet Ercan ve Şener Üşümezsoy’dan Balıkesir depremi açıklaması

Sındırgı ilçesinde meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından, deprem uzmanları Prof. Dr. Ahmet Ercan ve Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bölgedeki yapılaşma ve fay hattı dinamiklerine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ercan, yıkımların kötü zemin ve yanlış yapılaşmadan kaynaklandığını belirtirken, Üşümezsoy depremin Marmara’da beklenen büyük depremle bağlantılı olmadığını vurguladı.

Prof. Dr. Ahmet Ercan: “Yıkımlar kurumuş göl zemininde oldu”

Ahmet Ercan, katıldığı bir televizyon programında deprem sonrası oluşan yıkımların zemin yapısı ve yoksullukla doğrudan ilgili olduğunu söyledi. Sındırgı’daki birçok binanın kurumuş bir gölün üzerine inşa edildiğini belirten Ercan, bu tür zeminlerin depreme karşı oldukça dayanıksız olduğunu ifade etti. “Bir ülke ne kadar kötü yönetiliyorsa, deprem yıkımları o kadar fazla olur” diyen Ercan, İstanbul’da kentsel dönüşüm projelerinin genellikle varlıklı bölgelerde yürütüldüğünü, yoksul halkın yaşadığı alanlarda ise ihmalin sürdüğünü savundu.

Başkan Ekim'den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı
Başkan Ekim'den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı
İçeriği Görüntüle

Deprem Qtb6 Cover

“Yapı güvenlik belgesi zorunlu hale getirilmeli”

Ercan, çözüm olarak yapıların bir "yer yapı güvenlik belgesi" ile kayıt altına alınması gerektiğini ifade etti. Bu belgenin tapuya işlenmesi gerektiğini vurgulayan Ercan, “Bu belge olmadan o yapı ne kiralanmalı ne de satılmalı. Kamu kurumları bunu denetlemeli. Depremler ancak bu şekilde can almayan doğa olaylarına dönüşebilir” şeklinde konuştu. Ayrıca gelir adaletsizliğinin de deprem yıkımlarının şiddetini artıran önemli bir faktör olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “Deprem Sındırgı’nın dağlarında oldu, Marmara’yı etkilemez”

Şener Üşümezsoy ise aynı programda yaptığı değerlendirmede, Sındırgı’daki depremin daha önce işaret ettiği fay hattının devamı olduğunu söyledi. Depremin, ilçenin güneydoğusundaki dağlık alanda meydana geldiğini ve büyük çaplı bir yıkım beklenmediğini dile getirdi. Fay hattının yaklaşık 15 kilometrelik bir kısmının kırıldığını, bu durumun bölge için olağan bir gelişme olduğunu ifade etti.

“Marmara depremini tetiklemez”

Üşümezsoy, bu tür depremlerin zaman zaman artçı niteliği taşıdığını ve Marmara'da beklenen büyük depremle doğrudan ilişkili olmadığını belirtti. “Bu tarz depremler, daha önce kırılan fayların ardından stresin boşalmasıyla ortaya çıkar. Karadeniz açıklarında da buna benzer sarsıntılar görüldü. Ancak bunlar Marmara fay hattını tetiklemez” dedi. Uzman, bölgedeki halkın paniğe kapılmadan ama yapı güvenliğini ciddiye alarak yaşamını sürdürmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: DÜNYA.COM