Bayburt’a özgü aromasıyla bilinen ve coğrafi işaretle tescillenmiş Bayburt tarhunu, geleneksel üretim şartlarının korunması amacıyla ilk kez saha denetimine tabi tutuldu. Bayburt Üniversitesi koordinasyonunda yürütülen denetimlerde, üretim süreçleri detaylı bir şekilde incelendi. Yedigöze, Adabaşı, Değirmencik, Konursu, Aşağı Kırzı ve Kitre köyleri ile Demirözü ilçesinde gerçekleştirilen incelemelerde, hem tarhunun kalite standartları hem de üreticilerin uygulamaları değerlendirildi. Bu önemli adım, hem ürünün markalaşması hem de sürdürülebilir tarım açısından dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıktı.
Bayburt Tarhunu Neden Özel?
Bayburt tarhunu, kendine has aroması, iklime uyumlu yapısı ve geleneksel üretim yöntemleriyle Anadolu’nun seçkin yerel ürünleri arasında yer alıyor. Türkiye’de tarhun bitkisi birçok bölgede yetişse de Bayburt’ta üretileni; toprak yapısı, su kalitesi ve kurutma teknikleri nedeniyle eşsiz bir tat profiline sahip. 2023 yılında coğrafi işaretle tescillenen Bayburt tarhunu, bu tescil ile hem değer kazandı hem de taklitlerine karşı koruma altına alındı.
Denetimler Hangi Kriterlere Göre Yapıldı?
Bayburt Üniversitesi'nin koordinasyonunda yapılan denetimler, sadece bitkinin yetiştirilme süreciyle sınırlı kalmadı. Üretimden hasada, kurutmadan ambalajlamaya kadar tüm aşamalar titizlikle gözden geçirildi. Denetim ekipleri, üreticilerin geleneksel yöntemlere uygunluğu ve coğrafi işaret standartlarına bağlılıklarını kontrol etti. Ayrıca kurutma alanlarının hijyen koşulları, depolama yöntemleri ve ürünün doğal yapısını koruyacak teknikler hakkında üreticilere bilgilendirme yapıldı.
Üreticiye Bilgi, Tüketiciye Güven
Bu ilk denetimler, sadece kalite kontrol süreci değil aynı zamanda bir farkındalık çalışması niteliği taşıdı. Denetimlerde aktif rol alan üreticiler, doğru üretim teknikleri konusunda bilgilendirildi ve sahada birebir yönlendirmeler yapıldı. Böylece hem üretici kalitesini artırmaya teşvik edildi hem de tüketiciye güvenli ve kaliteli bir ürün sunmanın temeli atıldı. Çalışmalara katılım gösteren üreticilere teşekkür edilirken, bu iş birliğinin sürdürülebilir tarım açısından kritik olduğu vurgulandı.
