Çok şık, hatta elit sayılabilecek bir mekândayım. Sevdiğim arkadaşımın düğün merasimindeyim. Her yanım hınca hınç insan dolu. Karşımda da iki janti beyefendi… Belli ki uzun zamandır görüşmemişler. Birbirlerini gördüler ve selamlaşmak üzere ortada bir yerde buluştular. Önce eller uzandı birbirine. Tokalaştılar. Offffff sonrasında dayanamıyorum gözlerimi kırpıyorum… Eyvah gitti kafalar diyorum… Küt! Küt! Bu nasıl bir selamlaşmadır a dostlar? Kafaların üst kısımlarını birbirlerine tokuşturarak selam mı olur? Ortalık kafa tokuşturan beyefendiden geçilmiyor. Bir gün birisi sert bir biçimde darbe atacak da, birinin kafatası kırılacak diye ödüm patlıyor… Uzun bir süredir olayı incelemedeyim. Önceleri MHP’li beylerin selamlaşma yöntemi olan bu tuhaf tokalaşma yöntemi şimdilerde gittikçe yaygınlaşarak devam ediyor. İki beyefendi tokalaşırken aynı anda da kafalarını tokuşturuyor. Aynı boydaysanız nispeten sorun yokta… Ama beylerden birinin boyu uzun, birinin kısa ise seyreyleyin manzarayı. Uzun beyli olan beyefendi, kısa boylu olanın kafasının uç kısmına isabet ettirteceğim, kısa boylu olan beyefendide uzanarak o kafa darbesine denk getirteceğim diye ne uğraşıyor! Hatta bazı genç arkadaşlar hızını alamayıp, kız arkadaşlarına da bu kafa atma yöntemiyle selamlaşma yapmaktalar farkında olmadan… Bu selamlaşmanın anlamı nedir? Etrafımda herkeslere sordum, kimseler bilmiyor… MHP selamından yola çıkarak işareti inceliyorum, yok! Onda kurt’un iki çift kulağı var… Yani uymadı. Daha detaylı araştırayım dedim, sonuçlar çok ilginç… Kimilerine göre bu yöntem ülkücülerin kafatası ölçme yöntemiymiş. Bu ölçümle karşımızdaki insanın Türk mü yoksa başka bir ulustan mı olduğunu anlaşılabiliyormuş. Türk ırkının en büyük özelliği de yuvarlak bir kafa yapısına sahip olması. Yahu burası Türkiye… Ve neredeyse bütün kafalar yuvarlak! Neyin ölçümü? Kimilerine göre erkek adam yanaktan öpüşmezmiş… O zaman öpme kardeşim! Uzat elini tokalaş geç… En azından kafa tokuşturmaktan bin kat daha estetik ve modern… En mantıklı sonuç ise, gözlüklü arkadaşların gözlük saplarına zarar gelmesinden endişelendikleri için, kafalarını hafifçe kaldırarak karşısındakine değdirmeleri. Muhtemel bir olasılık… Aklıma yattı… Bir gözlüklü arkadaş gözlüğünü korumak için bu hareketi yaptı, diğeri onu matah bir şey yapıyor sandı, derken olay bu güne dek geldi. Ben çocukken bıyıklardan tanırdık siyasi tarafları… Ve hatırladığım kadarıyla böyle bir selamlaşma yöntemi de yoktu. Son yıllarda özellikle 1995 sonrası peydahlanan bu yöntem hiç estetik değil… Nezaketten de uzak bence. İki tokuşan kafanın nesi nazik olabilir ki? Koç musunuz? Uzatın ellerinizi kibarca tokalaşın. Çok özlediyseniz, sarılın birbirinize ya da dokunun omuzlarınıza olsun bitsin… Yumurta değil bu arkadaşlar kafa!  Kafa! Azıcık nezaket… Azıcık nezaket demişken, zarif ve güzel bir haberden bahsetmek istiyorum. Of Belediye Başkanı Murat Saral’ın, Tarihçi Araştırmacı Yazar Haşim Albayrağın adını Of’ta bir sokağa vereceğini duyduğumda, doğru olup olmadığını öğrenmek için Sayın Başkanı aradım. Kendisi bu haberi doğrulayarak “ Yazar Haşim Albayrağın çok değerli bir araştırmacı olduğunu ve Of’u tanıtan birçok eserinin bulunduğunu “ söyledi. Yaşayan büyük bir değerin adını sokaklara, caddelere vererek o adı ölümsüzleştirmek gerçekten takdire şayan bir davranış. Bizler genelde ölümden sonra değer veririz bizden olan şahsiyetlere… Öldükten sonra kıymetlerini anlarız. Bunun yerine yaşarken taçlandırsak ya ilimizin, bölgemizin yetiştirdiği değerli şahsiyetleri… Onurlandırsak ya… Umarım bu nazik davranış, diğer bölgelerimizde de örnek teşekkül eder. Trabzon il ve ilçelerinin sokaklarına o bölgenin yetiştirdiği isimleri versek güzel olmaz mı? Bir Volkan Konak Caddesi fena mı olurdu? Tanju Gürsu Caddesi, Aytekin Çakmakçı, Harun Yavruoğlu, Fuat Saka, Dr Ali Akyüz Sokağı fena mı olurdu? Yerim dar… Adını yazamadığım diğer önemli şahsiyetler kusuruma bakmasın. Gönül ister hepsinin adını ölümsüzleştirmek. Ben İstanbul’da  Kennedy Caddesinde yaşıyorum… Bunun yerine Sunay Akın Caddesi olsaydı fena mı olurdu? Olmazdı elbet… Harika olurdu…
Muhabir: TE Bilisim