Trabzon’un Araklı İlçesinden olup, 17 yıldır Kocaeli’nde ikamet eden Nurettin Aslantürk, Trabzon ve Karadeniz Sevdalısı bir isim. Bölgesini, doğup, büyüdüğü toprakları unutmayan Aslantürk, Karadeniz Bölgesi’nin turizmi, tarım ve hayvancılığı ile ailelerin rahatlıkla geçimini sağlayacağını ifade ediyor. Kocaeli’nde lojistik, eğitim ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren şirketi bulunan aynı zamanda Tüm Kobi Sanayici İş Adamları Derneği (TÜKOSİAD)’ın Genel Başkanlığını yapan Aslantürk, Karadeniz Böglesi’nin yaylalarında, ‘Geleceğe ışık tutacağız’ diyerek hazırladıkları projelerin fizibilitesini yaptılar.

PROJELERİMİZ ÖRNEK OLACAK

TÜKOSİAD Genel Başkanı Nurettin Aslantürk, “Örnek projeler geliştireceğiz. O projelere insanlar örnek alarak o projelere gidecek ama biz hem üretim tarafını bir ARGE sistemiyle yapacağız insanlar bizi model alacaklar. Ürettiğimiz ürünlerin de pazara taşınmasını konusunda proje geliştiriyoruz. İnsanlar ürettikleri ürünü nereye satması gerektiklerini bilecekler. Rahat üretecekler”    ifadelerine yer verdi.  “Burada şöyle bir eksik var. Burada yapılan üretimin satış ve pazarlama ayağı çok eksik. Ürünün ARGE’leri yapılıp ürün pazara sunulacak hale gelmiyor. Yapılan ürün değerinde satılamıyor. Burada bu işi yönetecek ticari bir ekip yok.”

ÇALIŞMALARIMIZI YAPIYORUZ

“4-5 yıldır bununla alakalı çalışma yaptık. Bayburt’ta özellikle hayvancılık konusunda bölge çok ileride. Bayburt’ta organik tarım hayvancılık konusunda Bayburt organik anlamda coğrafya olarak çok önemli bir yere sahip. Organik üretmek istiyorsanız Bayburt çok önemli bir yer. Dağdaki otun sadece ot olmadığı bir yer. Dağda hayvan otlarken bin bir çeşit çiçeği otluyor. Biz o çiçekten hayvanın aldığı vitamini o etle alabilme imkânına sahibiz. Hayvan aslında ilacı otluyor. Arı, balı en güzel çiçekten alıyor. Burada da koyun ya da inek en güzel çiçekleri otlayarak bize süt veriyor, et veriyor. Biz bu eti diğer etlerle aynı paraya satmamamız lazım. Biz bunu coğrafi işaretini almamız lazım. Tanıtım yapmamız lazım. Biz bu eti değerli hale getirmemiz lazım. Anzer balının diğer ballardan nasıl farkı varsa Bayburt’taki koyunun etinin değerini anlatmamız lazım. Bu da nitelikli çalışmayla olur. Biz köylünün ürettiğini Balıkesir’deki kesimhaneye vererek bunu başaramayız. Üretilen ürünü Tarım İl Müdürlüğü takip edecek İlçe Müdürlükleri takip edecek. Üreticiler, Üreticiler Birliği oluşturacak. Gelecek olan Tarımdaki yetkili arkadaşlarımız bu işleri takip edecek diyecek ki ‘Benim bu yaylada, bu kadar hayvanım var.” Analiz raporlarımızın çıkması gerekiyor. Sonra o dağların dolabilmesi için girişimcilere ihtiyacımız var. Sonra oturup diyeceğiz ki ‘Tüm Kobi Sanayici İş Adamları Derneği’nde 20 tane girişimci kardeşim, Tarım İl Müdürlüğüyle koordineli bir şekilde yatırım yapacak. Devletin teşviklerinden faydalanılacak’. Biz şunu yapmaya çalışıyoruz. Sen bin tane hayvan yapabilir misin? Buna üç tane çoban lazım. Sen uğraşmayacaksın. Biz bu işi nitelikli bir sistemle yöneteceğiz. Bu doğada geleneksel değil de hangi ırk şu anda buraya uygunsa onu belirleyip o ırk üzerinden üretim yapmalıyız. 

TRABZON’U ÖZLEDİLER

 “Trabzon’un turizminin geleceği aslında bize insanını yollayan ülkelerin başkanlarına bağlı. Arabistan Hükümeti vatandaşlarını bizim ülkemize gönderirse turizm çılgınca tavan yapacaktır. Araplar özellikle Trabzon’u çok özledi. Hem çevremizden hem otelci turizmci arkadaşlarımızın söylemleri bu yönde. Arap vatandaşlar, devletlerinin kendilerine izin vermesini bekliyor. Aslında Turizm İl Müdürümüze, Turizm Bakanlığımıza, şehrin Belediye Başkanına çok ciddi görevler düşüyor. Turist getirmek için çok ciddi diyaloglar kurulması lazım. Ülkelerin beklentileri var. Biz mücadele etmeliyiz, beklememeliyiz. Ülkemize turist gelmesi için beklemememiz lazım. Pazarlamacı gibi çalışmalıyız. Turizmi iyi tanıtmak için ARGE projeleri yapmamız gerekiyor. Tanıtım açısından eksiğimiz çok. Tanıtım yapmalıyız.”

KARADENİZ’DE 12 AY TURİZM

 “Yılın 12 ayı Karadeniz’de turizm yapılması gerekiyor. Yılın 12 ayı Karadeniz’de turizm olması için havaalanına inen turist önce Trabzon şehrini havaalanına indiği andan itibaren çok iyi ve mutlu bir şekilde havaalanına turist indirmemiz lazım. Havalimanının karşı duvarlarını komple bu dağlarda ne varsa karşı duvarlarına onları yazmamız lazım. Taksicilerimizi, giydikleri kıyafetleri değiştirmemiz lazım. Taksilerin rengini değiştirmemiz lazım. Buradaki farkındalığı havalimanına indiği zaman hem yerli turist hem yabancı turist fark edebilmesi gerekiyor. Bizim yılın 12 ayı turizm olabilmesi için şehrin dibinden başına kadar her yeri turizm şehri olarak anlatmamız lazım. Denizimiz var, dünyanın en güzel balığı bizde. Bugün Marmara Denizi komple salyalarla kaplı bizim denizimiz tertemiz. Derelerimiz taştığı zaman deniz bulanır iki gün sonra deniz tertemiz olur kendi kendini temizler. Sanayi yok, fabrika yok. Bu kadar güzel şehirde balıkçılığı geliştirip günlük taze balıklarla yılın 12 ayı çok güzel restoranlar kurup balık restoranlarla turistleri şehrimize çekebilmemiz gerekiyor. Uzungöl gibi bir coğrafyamız var. Trabzon’un Uzungöl gibi keşfedilmemiş birçok yeri var. Biz bunları keşfedip yatırımcıların önüne proje koyup kırsal kalkınmadan alınacak doğru yatırımlarla doğru yatırımcıları buluşturup buralara proje geliştirmemiz gerekiyor. Buranın turizmini ön plana çıkaracak yatırımlara öncelik vermemiz gerekiyor. Trabzon şehrinin içini şu anda otel yapmanın bir manası yok. Yazın yaylalarımıza yönelik turizm geliştirmemiz lazım. İnsanlar yaylalara çıktığı zaman o yaylalarda üretilen balları insanların alması gerekiyor. O yaylada insanlar bal sattığı zaman o yaylalar artık dolacaktır. Doğal arıcılık yaparak doğal bal satmak gerekiyor. Yaylalarımızın hepsinde doğal ürünler mevcut. Bu kaynağı doğru işlememiz gerekiyor. Doğal yetiştirip, bunu pazarlamamız gerekiyor. Doğamız Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Tek eksiğimiz doğru tanıtım.”

MAÇKA TURİZMDE ATAKTA

“Öncelikle Başkanı tebrik ediyorum. Şehirlere gelen yerli ya da yabancı turist fark etmez ilk başta burada ne var diye bakar. Orada bir tatlı mı var? Orada bir tatlı yer. İyi bir yemek mi var? Orada bir yemek yer. İyi bir otel mi var? Orada birkaç gün konaklar. Bir şehrin turist çekebilmesinin en önemli ayrıntısı konaklamadır. Konaklamadan sonra şehri ilgi çekici hale getirecek olan sosyal faaliyetleridir. Günü birlik değil de 3-4 gece kalmasına sebebiyet verecek sosyal faaliyetlerin olması lazım. İnsanlar farkındalık arıyor. Farklı konseptler arıyor. Özellikle gençler çok farklı şeyler arıyor. Ben gençliği çok önemsiyorum. Müthiş bir gençlik geliyor. Bu şehrin gençlerini kaybetmememiz lazım. Bu gençlerin fikirlerinden ve enerjilerinden faydalanmamız lazım. Bize en çok hizmet edecek olan yine bizim gençliğimizdir. Biz kendi insanımızı doğru yönetemezsek başarıya ulaşamayız. Bir uygulama oteli yapmalıyız. KTÜ’ye bağlı Turizm Yüksekokulu açmamız gerekiyor. Hem okuyacak hem çalışacak. Yılın 12 ayı çalışıp, okuyacaklar. O çocuklar gelen turistlere en iyi hizmeti verecekler, eğitimini alacaklar. Bizim iyi sunum yapan gençlere ihtiyacımız var. Bu konuda da eksiğimiz çok fazla.”

İDARECİ OLMAZSA ŞİRKET BATABİLİR

“Bizim şirketlerimiz var. Şirketlerimizin başındaki idareciler bir gün eksik kalırsa o şirketler batabilir. Turizm de böyledir. Bu şehrin ekonomik olarak geleceğine ışık tutuyor. Bir an önce bu coğrafyaya en iyi hizmeti kim verebilecekse o bir an önce bu şehirde hizmete başlamalı. Bunun söylenmesi bile acı. Çok üzüldüm. İnanıyorum ki bu sorunu yetkililerimiz bir an önce çözer.”

UZUNGÖL NEDEN DAVOS OLMASIN

“Biz de bu şehre katkı sunmak için STK olarak birkaç program yaptık. ‘İş dünyasının Davos’u Uzungöl’dür’ dedik. 17 yıldır şehir dışındayım ama hep buraya hizmet etmek için yanıp tutuştum. ‘İş dünyasının Davos’u Uzungöl neden olmasın’ dedik. Bir vizyon geliştirdik. Bunu başlattık. Bunu da bu şehrin ileri gelenlerinin ilerletmesi lazım desteklemesi lazım. Biz de elimizden ne geliyorsa destek manasında vermeye hazırız.”

BAHATTİN BAŞTÜRK-SALİH BIYIK

Editör: TE Bilisim