DAMGALAYICI KELİMELERİ DİLİMİZDEN UZAK TUTMALIYIZ
Pandeminin ruhsal etkilerinden korunma ile ilgili konuşan Çilingir, “Öncelikle bu süreçte bize en iyi hissettirecek duygular şefkat, anlayış, hoşgörü ve empatidir. Hiç kimsenin ya da hiçbir ülkenin bu hastalığı hak etmediğini, yanlış bir şeyler yaptığı için hastalanmadığını, yakınımızda ya da uzağımızdaki her COVİD-19 nedeniyle tedavi gören bireyin destek, ilgi, şefkat ve iyiliği hak ettiğini düşünerek başlayabiliriz. Birlik olmak ve birlik hissetmek bizi ruhsal olarak güçlendiren eylemlerdir.
Damgalayıcı tanımlamaları dilimizden uzak tutalım. Bu ruh halini, “KOVİD-19 nedeniyle tedavi gören ve iyileşmeye doğru ilerleyen” kişileri, KOVİD’li(ler), koronalı(lar), korona ailesi gibi “damgalayıcı” kelimeleri dilimizden uzak tutmaya çalışarak daha da güçlendirebiliriz.” ifadelerini kullandı.
STRESİMİZİ ARTIRIR
Çilingir, açıklamasında şunları kaydetti: “Damgalamak ve damgalanmak ya da damgalanacağını düşünmek stresimizi artırır. Salgınla ve virüs ile ilgili sizi kaygılandıran ve strese sokan haberleri dinlemeyi, okumayı ve izlemeyi en aza indirebilirsiniz. Sadece güvenilir bulduğunuz kaynaklardan, günde bir ya da iki kez ile sınırlayarak bilgi edinmek ve alacağınız önlemleri buna göre güncellemek yeterli olacaktır. Gerçek bilginin çoğu zaman daha az korkutucu ve kaygılandırıcı olduğunu unutmamalıyız. Öncelikle kendimizi korumaya çalışmalı, ancak bunu yaparken ihtiyacı olan diğerlerine de destek olabilmeyi başarmalıyız. İhtiyaç zamanlarında yardımlaşmak hem yardım edeni hem de edileni iyileştirir. Olumlu deneyimlerimizi aktarmaya ve paylaşmaya çalışmak önemlidir.”
Editör: TE Bilisim