Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü öncülüğünde her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu yıl “Topluluk: Ruh Sağlığını Birlikte Desteklemek” temasıyla öne çıktı. Memorial Antalya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Fatma Arkaz, ruh sağlığının sadece bireysel bir mesele olmadığını, toplumsal bir sorumluluk da gerektirdiğini vurguladı. Dr. Arkaz, depresyon ve anksiyete gibi yaygın psikolojik sorunların önlenmesinde güçlü sosyal bağlar ve topluluk desteğinin adeta “duygusal kalkan” görevi gördüğünü belirtti.
Topluluklar, duygusal bir kalkan işlevi görüyor
Uzm. Dr. Arkaz, günümüzde depresyon ve anksiyete vakalarının giderek arttığını belirterek, özellikle gençler ve çalışan bireylerde psikolojik desteğe olan ihtiyacın yükseldiğini söyledi.
“Topluluklar yalnızca sosyal bir ağ değil; aynı zamanda ruhsal dayanıklılığı artıran görünmez bir kalkan görevi görür. İnsan, kendini ait hissettiği bir toplulukta daha güçlüdür ve stresle baş etme kapasitesi artar.”
Topluluk desteğinin, yalnızlık hissini azaltarak bireyin ruhsal sağlığını korumada önemli bir rol oynadığını aktaran Arkaz, psikolojik dayanıklılığın güçlendirilmesinin toplumsal iş birliğiyle mümkün olduğunu ifade etti.
Sosyal bağlar, ruh sağlığında belirleyici
Arkaz, ruh sağlığının yalnızca bireysel bir yolculuk gibi görünse de sosyal bağlarla derin bir ilişki içinde olduğunu vurguladı. Pandemi döneminde sosyal izolasyonun ruhsal sorunları artırdığına dikkat çeken Arkaz, online destek gruplarının bile bu süreci atlatmada önemli rol oynadığını belirtti.
“Güçlü topluluk aidiyeti, depresyon ve kaygı belirtilerini azaltır. Sosyal bağlar, ruhsal iyilik halinin temel taşlarından biridir.”
Topluluk desteği tedavi kadar etkili olabilir
Uzm. Dr. Fatma Arkaz, ruhsal iyilik halinin sürdürülebilmesi için aile, okul, iş yeri ve diğer topluluk desteklerinin kritik önemde olduğunu aktardı.
“İnsanların birbirini dinlemesi ve anlaması, ilaç veya terapi kadar koruyucu bir güçtür. Topluluk desteği, hem önleyici hem de tedavi edici bir rol oynar.”
Arkaz, yalnızca tedavi edici değil, aynı zamanda önleyici ruh sağlığı politikalarının da toplumsal olarak benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Ruh sağlığı toplumsal bir sorumluluk
Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerine erişimin kırsal bölgelerde sınırlı olduğunu belirten Dr. Arkaz, büyük şehirlerde ise yoğun iş temposu ve yalnızlık duygusunun ruh sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi.
“İş yerlerinde psikolojik güvenlik kültürünün yeterince yerleşmemesi, çalışanların ruh sağlığını tehdit ediyor. Toplum liderleri ve yerel yönetimler, ruh sağlığının korunmasında önemli sorumluluklar üstlenmeli.”
Ruhsal iyilik hali temel bir insan hakkıdır
Uzm. Dr. Arkaz, toplulukların bireylerin kendini değerli hissetmesini sağlayarak üretkenliği ve toplumsal barışı güçlendirdiğini belirtti.
“Ruh sağlığının korunması bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır. Güçlü sosyal bağlar ve topluluk desteğiyle depresyon ve anksiyete risklerini azaltmak mümkündür.”
