1937 senesinde Belediye Meclisi’nde yapılan konuşmalarda, Ali Rıza Beyin deyimi ile; “Maraş Caddesi Trabzon’un en esaslı caddesidir.” Trabzon’un en esaslı caddesinin ve bugün bu cadde üzerinde bulunan Kalekapı’nın, Ruslar tarafından açılmış olması,sizce de ilginç değilmi? Peki, bu caddenin açılış süreci nasıl gelişti ona bir bakalım ve Veysel Usta’mızdan bir pencere açalım;
Trabzon’un Ruslar tarafından işgalinden sonra bölge askeri komutanlığına getirilen General Schwarz, şehirde yapılmasını düşündüğü işlerle ilgili olarak yetkililere sunduğu raporun uygulanması için izin aldıktan sonra, öncelikle bir şehir planı yapılmasına karar vermişti. Bu plan çerçevesinde yapılan en önemli düzenleme, bugün Maraş Caddesi olan caddenin, Meydan Parkı’ndan başlanarak doğuya doğru genişletilmesi olmuş ve bu caddeye Rus Caddesi adı verilmişti. Bu dar sokağın her iki tarafından yıkılarak genişletilmesi sırasında çok sayıda Müslüman Türk evi yıkılmıştır.
CADDEYE İSMİ KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA VERİLDİ
Rus işgali sırasında açılan Caddeye, Maraş Caddesi ismi,Milli Mücadele döneminde verilmiştir. Önceleri Orta Cadde de denilen bu caddeye, 1920 tarihinde Trabzon Belediye Encümeni’nin kararı ile Maraşlıların kurtuluştaki üstün başarısından dolayı Maraş Caddesi adı verilmiştir.Başlangıçta bu caddenin bakım ve onarımının Belediye’nin değil, İl Özel İdaresi’nin uhdesinde olduğunu dabelirtelim.
RUSLAR CADDEYİ AÇMAK İÇİN BİRKAÇ MAHALLEYİ YIKTI
Maraş Caddesi,ilk dönemlerde Trabzon’un en geniş ve en muntazam caddesi idi. Mesut Çapa ve Rahmi Çiçek;bir dönem Trabzon Milletvekili olan Mustafa Reşit Tarakçıoğlu’nun, Caddenin açılışı ile ilgili şunları yazdığını belirtmektedir:
Ruslar, Meydan Parkı’nın yanından Ayasofya Mahallesine doğru birkaç mahalleyi yıkarak geniş bir cadde açmışlardı. Biz bu caddeye Maraş Caddesi adını verdik. Bu caddenin silip süpürmüş olduğu mahallelerin hiç birisinde tek bir Hıristiyan evi yoktu: Hepsi Türklerin idi. Eğer doğudan batıya doğru açılan bu cadde deniz kıyısından açılmış olsa idi Kemerkaya, Tuzluçeşme ve Sotka mahallelerini yıkarak geçecekti. Sözü geçen mahalleler ise Rum mahalleleri idi. Ruslar, Maraş Caddesi’ni açmak sureti ile hem birkaç Türk mahallesini ortadan kaldırmış ve hem de Harşit vadisindeki savaş cephelerine kolaylıkla asker ve savaş araçları taşımak kolaylığını elde etmiş oldular.
Rusların bu caddeyi açması sonucu evleri yıkılarak zarara uğrayan Trabzonlular, 1926 yılında Belediye’ye müracaat ederek ev ve arazilerinin bedelini istemişler, ancak Belediye’nin mali durumu nedeni ile herhangi bir ödeme alamamışlardı. Dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Hamdi Bey, bu hususta Trabzon Valiliği’ne bir yazı yazarak durumu anlatmış, zarara uğrayan ahaliye terk edilen mallardan verilmesini veya başka bir suretle işin halledilmesi talep etmiştir. Hamdi beyin Valiliğe yazdığı yazıda “memleketin yarısından ziyadesi yıkılıp yola dönüştürülmüş” cümlesi Rusların yola verdikleri ehemmiyeti göstermesi açısından kayda değer.
CADDE BİR TÜRLÜ TAMAMLANAMADI
Bu cadde her ne kadar Ruslar tarafından açılmışsa da, caddenin genişletilmesi ve uzatılması için uzun yılların geçmesi gerekmiştir. Mesela 1946 yılında hala bu cadde açılmış sayılmaz. Nitekim Belediye Meclisi bütçe görüşmelerinde söz alan Ekrem Ongan, bu konuya değinmiş; “Bu şehirde geniş bir ana caddeye ihtiyaç vardır. Birinci planda bu yolu açmak lazımdır. Şehirde henüz nüfus kesafeti ve bina buhranı başlamadığı için, ilk önce bu ana caddeyi tesis etmek yerinde olacaktır” demiştir.
Yine Mehmet Kitapçı’da şehre evvela bir ana cadde açmanın “mururu ve uburu”[1] kolaylaştıracağı, aynı zamanda şehrin manzarasını güzelleştireceğini belirtir.
1939 yılında Şehir imar planını yapan Fransız Lambert’ de hazırlamış olduğu planda, Maraş Caddesi’ne özel bir önem vermiş, ilk iş olarak şehrin belkemiği sayılan Maraş Caddesi’nden işe başlamak gerektiğini söylemiştir. Zira (o dönemde) açılışı üzerinden neredeyse 40 yıl geçmesine rağmen bu cadde de ciddi hiçbir yatırım yapılamamıştır.
BİRİ GİDİŞ, ÖBÜRÜ GELİŞ YOLU
Maraş Caddesi gezginlerin notlarına da konu olmuştur. Nitekim 1937 senesinde İsmail Habib Sevük, Yurttan Yazılar’ında şöyle demiştir; “Eğer otomobille geziyorsan, Uzun Sokak’tan gidecek, Maraş Caddesi’nden dönecek ve çarşıya gireceksin. Bu caddeler gidip gelme için değil, ya gitme veya gelme için. Trabzon’da evden önce cadde değil, caddeden önce ev düşünülmüş. Kâgir, iki üç katlı oldukça yüksek evler… Bunların yüksekliği yüzünden caddeler daha dar ve caddelerin darlığı yüzünden de bunlar daha yüksek görünüyor” demiştir. O dönemde üç katlı evleri, çok yüksek binalarolarak tanımlayan Sevük, bugünü görseydi, herhalde “kıyamet yakın” diye düşünürdü.
BANKALAR CADDESİ OLMA YOLUNDA
1952 yılına gelindiğinde ise, hala Maraş Caddesi’nin tam olarak açılmadığını tespit ediyoruz. Nitekim Meclis üyesi Haspi Serdar; “Şehrin o günkü yollarının gittikçe sayıları artan motorlu vasıtaların ihtiyacına cevap verecek durumda olmadığını, bunun için şehrin başlıca yolunu teşkil eden Maraş Caddesi’nin derhal açılma ve planlaştırılması için faaliyete geçilmesi ve ödenek ayrılmasını” teklif etmiştir.
Mesela Maraş Caddesi’nin başlangıcından Ziraat Bankasına kadar kısımdaki binaların kamulaştırılıp yıkılması ve yola katılması 1954 yılında yapılmıştır. 1956 yılında bankaların bu cadde üzerinde arsa satın almasıyla, “Maraş Caddesi’nin bir bankalar caddesi olarak modern binalarla süslenme” yönünde ilerlediği anlaşılmaktadır.
Yine 1966 yılında da imar planı doğrultusunda birinci derecede ehemmiyeti olan Maraş Caddesi’nin genişletilmesine devam edildiği görülmektedir.
TRABZON’UN YOLLARI PERİŞAN
Trabzon’un o yıllardaki yol durumunu, 1967 senesinde Belediye Meclisi’nin hatip üyesi,Mahmut Kurtuldu şöyle dile getirilir; “Kabul etmek lazımdır ki, Trabzon’un, Belediye’den öz evlat muamelesi gören Maraş Caddesi ile Uzunsokak gibi iki ana caddesi’nin dışında, yol demeye layık bir şeyi yoktur. Maraş Caddesi’nin Belediye Hali önünden itibaren, Numune Hastanesine ve Kavakmeydan Caddesi’nin de Akçaabat yolu kavşağından Hükümet Konağı önüne kadar kısımları da, yol manzarası arz etmekten çok uzaktır. Bu arz ettiğim yolların öyle kısımları vardır ki,şoförlere makas kırmaktan gına getirmiştir.” 1960’lı yıllarda Maraş Caddesi’nin hali pür melali böyledir.
MARAŞ CADDESİ’NİN İSMİ NEDEN DEĞİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILDI?
1964 yılına gelindiğinde,Trabzon’un fetih günü dolayısı ile Belediye Başkanlığı tarafındanMaraş Caddesi’nin isminin, Fatih Caddesi olarak değiştirilmek istendiğini görüyoruz.Dönemin Belediye Başkanı Suat Oyman’ın tutanaklara yansıyan konuşmasında;“Trabzon’da ismi bulunmayan Büyük Fatih’in, ebediyen yadedilmesi için İl Makamı’nca da tensip buyrulduğu üzere, Maraş Caddesi’nin Fatih Caddesi olarak değiştirilmesini teklif buyuruyoruz. Esasen Maraş’ın nereye izafe edildiğini tespit mümkün değildir” der.
Meclis üyelerinden İhsan Yücesan, Maraş Caddesi’nin, büyük küçük bankaların tesadüf ettiği bir cadde oluşu nedeniyle, iki kısma ayrılarak bir kısmına Fatih, diğer kısmına Bankalar caddesi isminin verilmesini önerir.
Trabzon’un (1946-1950) yılları arasında Belediye Başkanlığını da yapmış olan Tevfik Yunusoğlu; “Milli Mücadele sırasında Maraş’ın düşman istilasından kurtuluşu sırasında, Trabzonluların duydukları milli sevinç dolayısı ile bu caddenin ismine Maraş’ın kurtuluşuna izafeten Maraş Caddesi olarak takıldığını ve hatta Maraş’ta bir Trabzon Caddesi’nin olması için teşebbüse geçildiğini duymuş ise de bunun kuvveden fiile geçmediğini” söyler.
MARAŞ-TRABZON KARDEŞLİĞİ
Trabzon’daki bu beklentinin bundanaltı sene sonra gerçekleştiğini belirtelim. Şöyleki; Kahramanmaraş’a Vali olarak atanan ve 4 yıl boyunca (1966-1970) üstün insanlığı ve devlet adamlığı yaparak Maraşlıların gönlünde taht kuran, sevilen, sayılan Necmettin Karaduman’ın tayini nedeniyle Maraşlılara veda edeceği sırada, Kahramanmaraş Belediye Meclisi toplanarak sevdikleri bu kişiyi onurlandırmak amacıyla, Kıbrıs Meydanı’ndan başlayan 3,5 km boyundaki “Hükümet Caddesi’nin adını, “Necmettin Karaduman Caddesi” olarak değiştirme kararı aldıklarını, kendisine iletirler.
Fakat Necmettin Karaduman böyle bir şey olamayacağını, kendisinin devlet yetkilisi olması nedeniyle bunu kabul edemeyeceğini ve kararı gözden geçirmelerini belirtir. Bunun üzerine Kahramanmaraş Belediye Meclisi, Necmettin Karaduman Beyin Trabzonlu olması ve Trabzon’da da yıllarca önceden beri, bir Maraş Caddesi bulunmasını göz önüne alarak, kararlarını “Trabzon Caddesi” olarak değiştirirler.
Maraş Belediyesi’nin o dönemde aldığı Meclis kararı şöyledir;
“51 sene evvel Kahraman Maraşlıların kazandığı büyük zaferi kutlamış olmak gayesiyle Sayın Trabzon Belediyesi, Vilayetlerinin en güzide caddelerinden birisine Maraş Caddesi ismini vermişlerdir. Bu alicenap harekete, bizde Yapı Kredi Bankası önünden Kuran Kursu istikametine giden Örnek Un Fabrikası önünde, 30 metre genişliğindeki yeni açılan Caddeye, Trabzon Caddesi ismini vermek suretiyle mukabele edeceğiz” denmiştir.
Maraş Belediyesi’nin aldığı bu karar, 1971 tarihli Trabzon Belediye Meclis Zabıtlarına şöyle yansımıştır; “Belediye Başkanı Suat Oyman; Sayın arkadaşlar, şehrimizde ki caddelerin en büyüğü olan caddeye, Maraşismi verilmesi, Maraş Belediyesi’nce takdirle karışlanmış ve buna mukabil kendileri de Maraş’ın en güzel caddelerinden birinin ismine Trabzon Caddesi ismini vermişlerdir. Tensip ederseniz bu hususta Maraş Belediye Meclisi’ne teşekkür mektubu yazılması için Belediye Başkan’ına yetki verilmesini reyinize sunuyorum” der ve teklif ekseriyetle kabul edilir.
BELEDİYE MECLİSİ REDDETTİ
Biz yine gelelim 1964 senesinde Maraş Caddesi’nin isminin değiştirilme çabalarına; Belediye Meclisi’nde konu uzun uzun müzakere edilir ve üyelerden Ertuğrul Atakan’ın görüşü oya sunulur.“Taksim Meydanı’na “Fatih Meydanı” ve Taksim Parkına da “Fatih Parkı” isminin verilmesi ve Maraş Caddesi’nin isminin aynen muhafaza edilmesi ittifakla kabul edilir.”
Ancak buradaki güzel tablonun da altını çizmekte fayda vardır. Dikkat ederseniz,Valiliğin tensibi ve Belediye Başkanı Suat Oyman’ın teklifi,Belediye Meclisi’nde kabul görmüyor. Ancak Başkan dahil, bu değişikliğin doğru olmadığı kabul edilerek, Maraş Caddesi ismine dokunulmuyor. Yani Başkan Oyman, “illa benim dediğim olsun” tavrında değil, ortak akıl burada öne çıkıyor.
MARAŞ CADDESİ’NİN İSMİ NE ANLAMA GELİYOR
1974 yılında İsmet İnönü’nün vefatıdolayısıile Maraş Caddesi’nin isim değişikliği, Meclis’te yine gündem olur. Bu sefer Meclis Üyesi Hasan Atalay şöyle bir önerge verir;
“Hiçbir mana ifade etmeyen, Belediyemizin en büyük caddesi olan Maraş Caddesi isminin değiştirilerek, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, Garp Cephesi Komutanı, büyük asker ve Devlet Adamı Sayın İsmet İnönü’nün hatırasına saygı nişanesi olarak, Maraş Caddesi isminin İnönü Caddesi olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.”
Maraş Caddesi, milletimiz için bir mana ifade etmemektemidir? Bakalım diğer Meclis Üyeleri bu konuda ne düşünmektedir. İlk sözü Kamil Güven alır; “Verilen önergede Maraş Caddesi’nin İnönü Caddesi olarak değiştirilmesi olağan bir şeydir. Ancak, Maraş Caddesi, Maraş Belediyesi ve Maraş halkına izafeten verilmiştir. Bunlar karşılıklı verilen adlardır. Bu bakımdan bunu değiştirmek kanımca uygun olmayacaktır” der ve “İnönü”isminin Uzunsokak’a verilmesini önerir.
Hasbi Fırıncıoğlu, bir tarih bilinci ortaya koyar ve der ki; “Verilen önergede elbetteki İnönü’ye Trabzon’da layık bir eser kurmak icap eder amma, Kahraman Maraş’ın adı verilmiş bu caddenin adını değiştirmek çok yanlış olur. Maraş Caddesi lalettayin bir isimden gelme değil, İstiklal Savaşımızın o başında tüyü bitmemiş yetimlerin analarının ve kocalarının, Fransızlara karşı giriştikleri mücadelenin bir sembolü olarak bu isim verilmiştir. Katiyen değiştirilmesine taraftar değilim. Rica ediyorum sizde kabul etmeyin. Kahraman Maraş’ın adını kaldırmayalım”
Söz alan Sabit Sabır ise, Maraş Caddesi hakkında kullanılan;“Hiçbir mana ifade etmeyen” cümlesinden ötürü üzgün olduğunu belirtir ve “Maraş Caddemize bu ismin verilmesi bir şeref meselesidir. Maraş’ın istiklal mücadelesinde gösterdiği büyük kahramanlığı, ilk defa Trabzon Vilayeti takdir etmek üzere caddeye bu isim verilmiştir. Asla Maraş Caddesi isminin değiştirilmesi mevzubahis olmamalıdır”der. Ardından önerge oya sunulur ve Maraş Caddesi’nin isminin İnönü Caddesi olarak değiştirilmesi hususu, ekseriyetle yani çoğunlukla reddedilir.
Toplumda yaşayan herkesin aynı tarih bilincine sahip olması beklenebilir mi? İnsanın olduğu her yerde, mutlaka farklı bakış ve görüşlerin olması mümkün ve olağandır. Toplumun küçük bir prototipi olan Belediye Meclisi’nde de durum aynıdır. Önemli olan, ortak aklın doğru bir tarih bilincine sahip olmasıdır. 1973 yılı Belediye Meclisi’nde de olan budur.
Fotoğraf Albümünden Ötürü “Trabzon’dan Esintiler” Grubuna Teşekkür Ederiz.
FATİH EROL