Ayçiçeğini Kuraklık Vurdu: Trakya’da Tarlalar Sürülüyor
Türkiye bu yıl tarımsal üretimde çifte darbe yaşıyor. Geçtiğimiz aylarda don felaketiyle ciddi hasar gören tarım alanları, şimdi de kuraklıkla mücadele ediyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Trakya’da yaptığı incelemeler sonrası özellikle ayçiçeği üretiminin alarm verdiğini duyurdu. Bayraktar, “Bu yıl ürünümüz kuraklık tehdidi altında. Yağışlar gelmezse birçok tarlanın sürülmesi kaçınılmaz olacak” diyerek tabloyu net şekilde özetledi.
Trakya’da ayçiçeği üretimi tehlikede: Kuraklık ürünleri vurdu
Trakya, Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde kritik bir konumda. Ülke genelindeki üretimin yaklaşık %35’i bu bölgeden karşılanıyor. TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın sahadan yaptığı gözlemlere göre, kuraklık Trakya’daki ayçiçeği tarlalarını ciddi şekilde etkiliyor. Özellikle Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde kuraklığın etkisi net şekilde görülüyor.
“Bazı bölgelerde tarlalar artık sürülmek zorunda kalıyor. Üretici yağmur bekliyor ama bu hafta yağış gelmezse, kayıplar kaçınılmaz olacak” diyen Bayraktar, ayçiçeğinin üretici açısından da kritik bir geçim kaynağı olduğuna dikkat çekti.
“Üretici fiyat istiyor, aksi halde üretimden çekilecek”
Kuraklık riski yalnızca verim değil, üretim motivasyonu açısından da büyük tehlike oluşturuyor. Bayraktar, “İyi bir fiyat verilmezse üretici ayçiçeği üretiminden vazgeçecek. Bu eğilim açıkça görülüyor” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz yıl fiyatlardan memnun kalmayan çiftçinin bu sezon da beklentisinin karşılanmaması hâlinde, ayçiçeği ekim alanlarında ciddi daralma yaşanabileceği öngörülüyor.
“Üreticiyi tarlada tutmanın yolu sadece yağmurdan değil, adil fiyat politikalarından geçiyor” uyarısında bulunan Bayraktar, yetkilileri üretici lehine hızlı adımlar atmaya çağırdı.
“Dona takılıp kalmayalım; asıl tehlike kuraklık”
Şemsi Bayraktar’ın en dikkat çekici uyarısı ise tarımın geleceğine dair oldu. Türkiye’nin yakın gelecekte “su fakiri” bir ülke olacağına işaret eden Bayraktar, “Bugün kişi başına düşen su miktarı 1300 metreküp civarında. Bu miktar birkaç yıl içinde 1000 metreküpün altına düşecek” dedi.
İklim krizinin etkisiyle birlikte sadece kuraklık değil; dolu, fırtına, aşırı yağış ve don gibi afetlerin sıklığının da arttığını belirten Bayraktar, “Tarihin en büyük don afetini yaşıyoruz ama kuraklık çok daha sistematik ve derin bir tehdit” diyerek hükümetin uzun vadeli tarım ve su politikaları oluşturması gerektiğini vurguladı.
Kuraklık tehdidi, sadece bir üretim sorunu değil; gıda güvenliği, ekonomi ve kırsal kalkınma açısından da ciddi bir sınav anlamına geliyor. Ayçiçeği gibi stratejik ürünlerin geleceği için hem iklimsel hem de yapısal önlemler şart. Sizce tarımsal üretimi korumak için hangi adımlar atılmalı? Görüşlerinizi bizimle paylaşın.