Saadet Partisi Trabzon İl Başkanlığının Sultan Murat Yaylası’nda düzenlediği bölgesel toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik, sosyal ve politik zorlukları sert bir dille ele aldı. Doğan, ülkenin içinde bulunduğu dönem için “sahipsiz ve plansız” ifadesini kullanarak, dört kritik alanın Türkiye’nin geleceğini tehlikeye attığını belirtti. Katılımcılar arasında partililer ve il yöneticilerinin yer aldığı toplantıda, Doğan özellikle gençlerin, emniyet teşkilatının ve toplumsal yapının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti.
Dört Tehlikeli Zemin: Türkiye’nin Bağışıklık Sistemi Çöküyor
Doğan, Türkiye’nin bugünkü bağışıklık sistemini zayıflatan dört temel zemini açıkladı:
-
Siyasette Kutuplaşma: Komşuların birbirine düşman hale geldiği ve toplumda güvenin azaldığı bir ortam.
-
Ekonomide Çöküş: Yüksek borç, faiz ödemeleri ve bütçe açıkları ile ekonomik istikrarsızlık.
-
Sosyal Hayatta Çürüme: 10 milyonun üzerinde madde bağımlısı genç, zayıf aidiyet duygusu ve ahlaki yozlaşma.
-
Dış Politikada Savaş Zeminleri: Komşularla ilişkilerde sorunlar ve diplomaside zorluklar.
Doğan, bu zeminlerin Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını engellediğini ve toplumun güvenlik ile refahını doğrudan etkilediğini ifade etti.
Unutulan Felaketler, Derinleşen Krizler
Toplantıda, Bolu’daki yangın felaketi ve diploma skandalı gibi olayların geçici olarak gündemde kaldığını belirten Doğan, “Her gün daha büyük sorunlarla karşılaşıyoruz ve geçmiş krizler unutuluyor. Bu durum, ülkemizin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi. Ayrıca, emniyet teşkilatındaki intihar olaylarının sistematik bir çöküşün göstergesi olduğunu vurguladı.
Saadet Partisi’nin Vizyonu ve Görev Çağrısı
Doğan, AK Parti’nin siyasi bir parti olma niteliğini kaybettiğini ve “vaftiz partisi” haline geldiğini ifade etti. Saadet Partisi’nin görevinin dini, devleti ve milleti bu anlayıştan kurtarmak olduğunu belirtti. Partililere doğrudan seslenen Doğan, “Aynaya bakın, küsmeden ve pes etmeden çalışın. Bizim görevimiz, Türkiye’yi herkesin kendini güvende hissettiği bir ülke haline getirmek” dedi. Hedefin adalet ve merhamet üzerine kurulu bir Türkiye inşa etmek olduğunu ekledi.
