Ancak son yıllarda Trabzonspor’da bu ruhun giderek silikleştiğini, yerini vurdumduymazlık ve umursamazlığa bıraktığını üzülerek gözlemliyoruz.
Trabzonspor Müzesi, sadece kupalarla değil; duruşla, mücadeleyle ve karakterle doludur.
Trabzonspor’un bir geleneği, bir kimliği, bir direniş kültürü vardır.
Bu kulüp, asla teslim olmayanların, hep karşı koyanların adıdır.
Trabzonspor, Anadolu’dur.
Trabzonspor, sessiz çoğunluğun sesidir.
Ne yazık ki bugün; yönetim, teknik ekip, futbolcular, taraftarlar ve hatta spor kamuoyunda –istisnalar dışında– Trabzonspor’un ağırlığını, vizyonunu, tarihini, özünü, inadını ve zekâsını temsil edebilecek insan gücü neredeyse kalmamıştır.
Bu gidişat, yalnızca sportif başarısızlıkla açıklanamaz. Bu bir kimlik kaybıdır.
Artık acilen, kıyıda köşede kalmış ama hâlâ yüreği Trabzonspor için atan birkaç akil insanı bir araya getirip; bu kulübü yeniden öz benliğine, mücadeleci kimliğine ve ilham veren ruhuna kavuşturma zamanı gelmiş, hatta geçmektedir.
Unutulmamalıdır:
Trabzonspor, başarıyı satın alanların değil; onu alın teriyle hak edenlerin kulübüdür.
Göksal Purtuloğlu Trabzonspor Genel Kurul Üyesi