Kamuda FETÖ Tehlikesi Bitmedi: Operasyonlar Gerçeği Ortaya Koydu
Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı yürütülen mücadelede, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi devletin stratejik kurumlarındaki mahrem yapılanmalarına yönelik son beş ayda çok sayıda operasyon düzenlendi.
Bu operasyonlarda, muvazzaf askerler, aktif görevdeki emniyet personelleri ve bakanlık çalışanlarının da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı.
Yapılan bu operasyonlar, örgütün kamu içindeki etkisinin henüz tamamen temizlenmediğini ve sızma faaliyetlerinin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ahmet Külekçi Haklı Çıktı: “FETÖ Uyuyor Gibi Görünür, Ama Uyumaz”
TAKA Gazetesi Haber Müdürü ve köşe yazarı Ahmet Külekçi, uzun süredir kamuoyunu uyarıyordu. Külekçi, “Gövde duruyor, dallar kesiliyor” diyerek FETÖ ile mücadelenin sadece gözle görünen yapılarla sınırlı kaldığına dikkat çekmişti. Son operasyonlar, Külekçi’nin bu görüşlerini destekler nitelikte.
Gazeteci Külekçi, kamuda hâlâ aktif görevde olan yüzlerce FETÖ mensubunun deşifre edilmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullanmıştı:
“Hepimize düşen, samimi, kararlı ve tavizsiz bir mücadeledir. Şu an biz uyuyor olabiliriz ama FETÖ asla uyumuyor. Hâlâ kendilerine alan ve destek bulan bu yapı, ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor.”
Devletin Bel Kemiğine Sızma Girişimleri: Kritik Kurumlar Hedefte
FETÖ, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından önemli ölçüde dağıtılsa da, kripto üyeler ve yeni kadrolaşma girişimleriyle kamuya sızma çabalarını sürdürüyor.
Son aylarda özellikle şu kurumlar hedef alındı:
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
Emniyet Genel Müdürlüğü
Adalet Bakanlığı
Dışişleri Bakanlığı
Gizli haberleşme yöntemleri, kod isimler ve sivil imamlar aracılığıyla yürütülen bu yapılanmaların takibi titizlikle sürerken, yakalanan şüpheliler arasında önemli görevlerde bulunan isimlerin de yer aldığı öğrenildi.
Operasyonlar Ne Anlama Geliyor?
Son operasyonlar, FETÖ’nün yalnızca geçmişteki yapılanmalarıyla değil, günümüzdeki yeniden örgütlenme çabalarıyla da mücadele edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Örgütün özellikle genç kadrolar üzerinden yeniden yapılanmaya çalıştığı, kamuya "temiz geçmiş" izlenimi vererek sızdığı tespit ediliyor.
Bu gelişmeler, yalnızca güvenlik güçlerinin değil, toplumun her kesiminin dikkatli ve bilinçli olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Kamuoyuna Çağrı: Mücadele Sürmeli
Ahmet Külekçi’nin de altını çizdiği gibi, mücadelede asıl tehdit, görünmeyen, deşifre olmamış unsurlarda gizli.
Uzmanlar ve gazeteciler, devletin ilgili birimlerinin operasyonlarını kararlılıkla sürdürmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu noktada medyanın da farkındalık yaratma görevini yerine getirmesi, kamuoyunun bilinçlenmesi açısından kritik önemde.
