
Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada.
İsrail'in,
Filistin'deki eylemlerine değindi.
Erdoğan oldukça sert ifadeler kullandı.
***
“Sokakta,
Masum Filistinli kadının İsrail güvenlik güçleri tarafından alçakça öldürülmesini yansıtan acı görüntüleri vicdanları harekete geçiremiyorsa,
Artık sözün bittiği yerdir.”
Diyen Cumhurbaşkanı konuşmasında,
“Merak ediyorum,
Bu İsrail neresidir?”
Diye sordu.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Sözlerinin devamında ise şunları söyledi:
“İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor?
***
1947'de İsrail neresiydi?
Bunun ardından,
1949-1967'de İsrail neresiydi?
Ve şu anda İsrail neresi?
***
Sene 1947 neredeyse burada İsrail yoktu.
Sene 1947 paylaşım planı vardı.
İsrail büyüyor...
***
Geliyorum 1967'de,
1949'la birlikte.
İsrail büyüyor...
Filistin küçülüyor....
Ve geliyorum bugüne artık adeta Filistin yok.
İsrail doyuyor mu?
Hayır!
BM Güvenlik Konseyi'nin,
BM'nin İsrail'le almış olduğu kararlar uygulamaya geçiyor mu?
Hayır geçmiyor.
Peki o zaman BM ne işe yarıyor?
***
Adalet nerede temerküz edecek?
Mevcut İsrail yönetimi bu cinayetlerin yanında,
Gazze'deki abluka gibi eylemleriyle insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor.
***
BM kürsüsünden soruyorum.
İsrail Devletinin sınırları neresidir?
1948 mi?
1968 mi?
Yoksa daha başka sınırı mı vardır?
***
Golan tepeler bu devletin sınırları değilse,
Nasıl oluyor da gasp ediliyor?
Bunlar dünyayı kana mı bulamak istiyorlar?”
***
Netanyahu'nun İsrail'deki kanlı havuzundan,
Cevap mahiyetindeki zırvalarını gala almıyor,
Sayın Cumhurbaşkanını,
Bu önemli toplantıda hiç tereddütsüz çok muhteşem bulduğunu belirtmek isterim.
Bu konuşma meşhur,
"One Minute !"
Çıkışından çok daha etkileyiciydi...
JAPONLAR ÇOK NAZİKTİR.TÜRKLERİ HEP ÖVERLER
Japonya'da hükümet ortağı,
Komeito Partisi'nin Genel Başkanı,
Natsuo Yamaguchi,
Türk ekonomisine ilişkin övgü dolu sözler kullandı.
Yamaguchi,
"2013'te ziyaret ettiğimiz Türkiye'nin,
Ekonomik durumunun görkemli bir şekilde geliştiğini fark etmiş bulunuyoruz"
Şeklinde ifadeler kullandı.
***
Natsuo Yamaguchi,
Nerede söyledi bun sözleri;
Eskişehir'de.
***
Evet, Eskişehir'den bakılınca Allah için Türkiye öyle görülür.
Ama Sayın Genel Başkan,
Gelsin de bir de Trabzon'dan baksın bakalım.
Eminim aynı cümleleri kuramaz.
***
Öyle ya,
Denizi var, ama kullanılamaz.
İçinde balıkları göçmüş.
Deniz kirliliği alarm veriyor...
Ayrıca üzerinde vapur yok.
Kıyısında iskele yok.
Gezinti parkları,
Eğlence mekanları yok.
***
21. Yüzyıla geldik,
Ama hala bu şehirde tren yok.
Havaalanı ülkenin en hareketli birkaç hava alanından biri,
Lakin iniş/kalkışlar yönünden,
En riskli havaalanlarından biri Trabzon.
***
Ermenistan'a,
Çine,
Gidecek taşıtlar bile nedense giriyor şehrin içine...
Yapılanma ve kentleşme rezalet.
Dönüşüm projesi kapsamında,
Beş on yıl önce yapılan çirkinlik abidesi binalar bile,
Yıkıp sahiplerine servetler ödemek zorunda kalınıyor.
***
Bir türlü gelişmeyen üniversitesi,
Bu gün borç batağında feryat ediyor.
***
Eller şehir Hastanelerini açtı ve yıllardır halkın sağlık hizmetlerine sundu,
Bizler de onlara bakıp bakıp hevesleniyoruz...
***
Şehirde yürümeye kaldırım yok.
Meydanlar otomobilden geçilmiyor...
İnsan değersiz varlık vaziyetinde.
Sinirler kriz noktasında.
***
Evet,
Daha çok sayardım ama bu kadar yeter.
Evet sayın Yamaguchi.
Eskişehir'den gördüklerin bir Türkiye fotoğrafı değildir...
ERBAKAN CUMHURBAŞKANI
Merhum Hoca'nın oğlu,
Yeni refah Partisinin lideri Fatih Erbakan,
İlk seçimlerde Cumhurbaşkanı olacakmış.
Ne bu acelen Fatih Bey!
Bu makamlar için daha çok erken.
Hele bir boyunu görelim.
Senin yaptığına,
Cin olmadan adam çarpmak derler.
OLMADI!
Önceki sezon,
Trabzonspor altyapıdan takıma aldığı öz evlatlarıyla yardı geçti puan cetvelini.
Hem de haramsız puanlarla.
Sonra,
İyi oldu bu.
Kendimize geldik.
Kendimizi keşfettik.
***
İşte,
Bunların başında Yusuf Yazı geliyordu.
Sonra Hüseyin.
Sonra Abdulkadirler...
Sonra kalecimiz Uğurcan Çakır ve diğerleri...
***
Evet,
Zorda kalmış Trabzonspor'da güller açmıştı.
***
Sonra ne oldu?
Sonra yine eski hastalık.
Satma hastalığı.
Satıp da en olmazını alma beceriksizliği.
Ne çıkarsa bahtımıza kaderciliği.
***
Evet,
Aynen böyle olmadı mı?
Hem şu Trabzonspor taraftarına ne demeli.
Bir kişi de çıkıp demedi ki,
"Yusuf Yazıcı satılamaz."
***
Neredeyse koro halinde bütün taraftar,
"Satılsın efendim!"
"Çünkü Trabzonspor'un borcu var efendim!"
Ve Yusuf Satıldı.
Yüz milyon liranın üzerinde para kazanıldı.
Kazanılan para ne oldu?
***
Kazanılan bu para,
Borca mı gitti?
Tabi ki hayır.
Yeni alınan futbolculara gitti.
Yahu yeni futbolcu alacaksan,
Elindeki muhteşem yıldızı niye satıyorsun.
***
Adam tepeden tırnağa yetenek.
Adamda on numara ahlak.
Muhteşem bir tevazu.
Yerlinin yerlisi deyiminin ta kendisi...
***
İşte ben,
Bu "satılsın" kararını veren taraftarı,
Bu kulüp yönetimini,
Anlamıyorum.
***
Bir Hoca ki,
Çağırırsın gelir.
Kadrona bakmaz gelir.
Maaşını konuşmadan,
İmza atmadan gelir.
Yoktan bir Trabzonspor oluşturur.
Sonra,
Transfer yapılacak,
Fakat adama,
"Kaç yumurtadan kayana olur" sorulmaz.
Başarısız sonuçların hesabı sorulur ama.
El insaf yani!
***
Yazık oldu...
Taraftarın gönlünde zirve yapan,
Ağaoğlu'na da bu hatalar zinciri zarar verdi.
Derhal kulüp yetkilileri bir araya gelmeli.
Özeleştiri yapılmalı,
"Biz nerede hata yaptık " durumları araştırılmalı.
Ve "Nasıl toparlanırız?"
Diye istişare yapmalıdır.
***
Yoksa Ünal Hoca,
Bu cinayetin suçlusu olamaz...
FIKRA
Saf bir Erzurumlu,
Şehirler arası otobüs yolculuğu yaparken,
Mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı.
Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi:
- Dadaşlar hele bir bahın,
Ben bu otobusun yolçusu miyam?