ALMANLAR OSMANLI’YI SAVAŞA SÜRÜKLEDİ

Hopa ve Arhavi bölgesinde Osmanlı Rus sınırı, 13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan Berlin Antlaşması ile belirlenmiş, 1879-1880, 1908 ve 1912’de yapılan sınır komisyonu çalışmaları ile düzenlenmiştir. Buna göre Hopa-Arhavi bölgesinde sınır, sahilde Esenkıyı Köyü’nün doğusunda kalan Kopmuş Burnu’ndan başlamakta, Kovandari, Sultanselim, Tohrehi tepeleri, İsgaristi, Tagisti dağları, Parih Boynu, Soğuksu Tepesi istikametinde ilerlemekte idi. Hududun bu kısmı, Hopa ve hudut taburu tarafından korunmakta idi.

OSMANLI ALMANLARA YAKLAŞTI
28 Temmuz 1914 de Birinci Dünya Savaşının başlaması ile, Osmanlı İmparatorluğu 2 Ağustos 1914 de seferberliğini ve tarafsızlığını ilan etmişti. O ana kadar savaşa birlikte girmek için müttefik bulamayan Osmanlı İmparatorluğu, savaşta kesin cephelerin belli olmasından sonra, Almanlar tarafından kabul görmüş ve gizli bir ittifak anlaşması imzalamıştı. Anlaşmaya göre Osmanlının fiilen savaşa girebilmesi için maliye ve ordudaki bazı eksikliklerin ikmal edilmesi gerekiyordu. Bunlar, maaşları ödeyebilmek için altın para ve orduların savaşabilmesi için malzeme, silah ve cephaneler idi.

YAVUZ VE MİDİLLİ GEMİLERİNİN HİKAYESİ

Bu süreçte; seferberliğini ikmal etmek, eksik olan silah ve mühimmatını tamamlanmak kadar Ağustos 1913’de biten Balkan Savaşı’nda darmadağın olmuş olan Osmanlı Ordusunun yeniden organize olması da gerekiyordu. Ayrıca savaş bahanesi ile İngiltere, daha önce satın alınan ve parası altın olarak ödenen iki adet savaş gemisine de el konulmuştu. Osmanlı İmparatorluğunun zayıf olan donanması için bu iki gemiye çok ihtiyacı vardı. Alman Genelkurmayı bunu bildiği için Akdeniz’i terk et emrini verdiği Akdeniz’deki gemilerinden Goben ve Breslau’nun filo komutanı Amiral Souchon’a 6 Ağustos’ta İtalya’dan Cebel-i Tarık’a doğru değil de Çanakkale Boğazına doğru hareket et emrini vermişti. İngiliz filosunun takibindeki bu iki gemi 10 Ağustos 1914 de Çanakkale boğazından içeri girdi. Daha sonra İstanbul’a gelen bu iki geminin 16 Ağustos 1914 de Osmanlı İmparatorluğu tarafından satın alındığı ve gemilere Yavuz ve Midilli adının verildiği açıklandı.

Trabzon’da Sanat Gecesi Nefes Kesti! TAKA Derneği’nden Rüya Gibi Gösteri Trabzon’da Sanat Gecesi Nefes Kesti! TAKA Derneği’nden Rüya Gibi Gösteri

RUSYA SAVAŞ İLAN ETTİ
Savaş başlayınca Ruslar, Batı cephesinde savaşa girmişti. Bu cephede sıkışan Rus ordularını takviye için Kafkasya’daki bazı birlikler Batı cephesine gönderildi. Kafkasya da kalan diğer kuvvetler ise Kuzey-doğu Anadolu’da toplanmaya çalışan 3. Ordunun karşısına yığıldı. Ruslar, Kafkas Cephesi olarak adlandırılan bu geniş bölgenin, başlangıçta Kafkasya’da kalan birlikler tarafından tutulmasını ön görüyordu.

Osmanlı devleti de savaşın çıkması ile Doğu Anadolu’da Erzincan ve Sivas bölgelerinde bulunan 3. Orduya bağlı Kolorduların birliklerini Erzurum’un doğu ve kuzeydoğusundaki hudut bölgelerine sevk etmeye başlamıştı. Seferberlikle silah altına alınanlar da bu birliklere dağıtılmak üzere Erzurum bölgesine gönderiliyordu. Bu sevkiyatlar, İstanbul’da planlanmakta olan Sarıkamış Harekâtı için idi.

Almanlar, Rusların Batı Cephesine sevk edeceği kuvvetlerin bir kısmının Kafkas Cephesi’nde savaşa girmesini arzu ediyorlardı. Böylece karşılarındaki Rus gücü bölünecekti. Bu nedenle Osmanlı İmparatorluğunun bir an evvel savaşa girmesi arzu ediliyordu. Osmanlı donanmasına bağlı diğer gemilerle Marmara’da tatbikat yapan Yavuz ve Midilli’nin tatbikat bahanesiyle donanmaya bağlı diğer gemilerle Karadeniz’e çıkıp 28/29 Ekim gecesi Rus limanlarını bombardımanı ile Osmanlı devleti savaşa girmiş oldu. Ruslar, 2 Kasım 1914 de Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan ederek, Doğu Anadolu’da hududu geçtiler ve Osmanlı topraklarına girdiler.

Ruslar, Batı Cephesi’nde savaşan birliklerini takviye için Türkistan bölgesinde iki kolordu kurmuş ve silahlandırıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya ile ittifak yapıp savaşa girmesi üzerine Ruslar, planlarında tadilat yapıp Kafkasya Cephesi’ni takviye etmeye karar verdiler. Türkistan’dan toplanan askerlerle kurulan I. Türkistan Kolordusu Batı Cephesi’ne sevk edilirken, II. Türkistan Kolordusu da Osmanlı sınırından Doğu Anadolu’ya girmek üzere Kafkasya Cephesine sevk edildi.

TEŞKİLAT-I MAHSUSA BÖLGEYE
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İstanbul’da yeni kurulan Teşkilât-ı Mahsusa’nın, Kafkasya Bölgesinde faaliyet gösterecek olan ekibi, süratle bölgeye sevk edilmiş, Trabzon, Erzurum ve Van’da istasyonlar kurulmuştu. Kafkasya’nın değişik bölgelerinde gizli faaliyetlerde bulunacak kişiler hududun öbür tarafına gönderilirken, öncelikli görev, Rusların askeri hareketliliğini izlemek, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinde Rusların işgal ettiği ve harp tazminatı olarak Ruslara bırakılmış Elviye-i Selâse (Üç Vilayet) Batum, Ardahan ve Kars bölgelerinde, hududun her iki tarafında faaliyet göstererek Kafkasya’da bir ihtilal hareketi başlatmaktı. Bu amaçla görev yapacak gruplar için de gönüllüler toplanıp eğitimlerine başlanmıştı. Ayrıca Rus işgali altında bulunan Hıristiyan Gürcülerin de isyan etmesi planlanmıştı. Hududun Türk tarafında, Teşkilât-ı Mahsusa’nın bu amaçla faaliyet gösteren Gürcistan gönüllüleri de bulunuyordu.

Trabzon vilayetinden toplanan gönüllülerin organizasyonu, önce vilayet merkezinde yapılırken, daha sonra gönüllüler, Arhavi ve Hopa bölgesinde hududa yakın köylerde faaliyetlerine devam etmişti. Ayrıca sahillerde gözetleme yapmak üzere seyyar jandarma birlikleri de bölgede dağılmıştı.

ARTVİNLİ YUSUF RIZA BEY

Arhavi ve Hopa bölgesinde bulunan Teşkilât-ı Mahsusa kuvvetleri komutanı emekli Binbaşı Artvinli Yusuf Rıza Bey idi. İki yardımcısından birisi, emekli Yüzbaşı Yenibahçeli Nail Bey, diğeri ise Hopalı Mamovizâde ailesinden Teğmen Ramiz (Benli) Bey idi. Ramiz Bey’in amca oğlu Teğmen Rauf (Benli) Bey de bu bölgede Çifteköprü üzerinden Borçka’ya inen kuvvetlerin başında görev yapacak idi.

Kafkas Cephesinde savaşın başlamasından sonra, Kafkas Cephesinin, sahil kısmındaki hudut boylarının tutulması için bölgede bulunan Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerinden oluşan kuvvetler, gelen emir üzerine son hazırlıklarını da tamamlayıp 13 Kasım 1914 şafak vaktinde sınırı geçip Rus topraklarına girdi. Bu harekatla 40 yıldır Rus işgalinde kalmış topraklardaki halkın Ruslara karşı isyan etmesi de tasarlanmıştı. Sahilde; Esenkıyı’danKopmuşburnu’ndaki Rus hudut birliğine,Çifteköprü’den de Borçka’ya, Arhavi hudut bölgesindeki Boyuncuk’tan (Parih) Murgul-Küre’deki Rus kışlalarına doğru hareket başlamış, bölgede bulunan çok sayıda Rus askeri esir alınmış, kalanlar da dağılarak Borçka’ya doğru geri çekilmişti.

MURGUL, BORÇKA VE ACRAADA SEVİNÇ
Teşkilât-i Mahsusa gönüllülerinin hududu geçip ilerlediğinin görülmesi; Murgul, Borçka, Macahel ve Acara gibi yerlerde büyük bir sevinç dalgasının yayılmasına vesile oluşmuştu. Halk bölgeye giren Türk kuvvetlerini büyük bir sevinçle karşılamıştı. Teşkilât-ı Mahsusa’nınkumandanlarına, silah verilmesi halinde Ruslara karşı savaşa katılacaklarını açıklamıştılar. Eldeki silahlar ve cephane yeterli olmadığı için buradaki halka yeterli silah ve cephane dağıtılamamıştı. Yusuf Rıza Bey, Trabzon’a göndermiş olduğu raporda, gönüllülere giydirmek üzere üniforma ve halka dağıtmak üzere silah ve cephane istemişti. Takip eden günlerde Teşkilât-ı Mahsusa gönüllüleri Çoruh’tan aşağı Batum önlerine kadar inip, Batum’u kuşatmış, Yusuf Rıza Bey de Batum üzerine harekât yapabilmek için karadan ve denizden takviye kuvvetlerinin gönderilmesini istemişti.

ÇATIŞMA YOĞUNLAŞTI
Batum’daki Ruslar, Tiflis’deki genel karargahlarından acil takviye istemişti. Batum etrafında mevzilenen Rus savunması da takviye kuvvetler geldikçe bunlar çatışma bölgelerine sevk edilip karşı taarruzlara başlamıştı. Ruslar, Batum’u kuşatan kuvvetlerin, takviye alarak Batum’a yürüyeceğini hesap ediyordu. Bu nedenle Batum’daki kuvvetlerini takviyeye karar vermiş ve 1914 yılı Aralık ayının son haftasında Tiflis’te, Kafkas Cephesi için yedek bekletilen 83. Dağıstan Alayı’nı trenle Batum’a sevk etmişti. Bu arada Batum’daki Rus komutan görevden alınıp yerine General Lyahov atanmıştı.

HOPA BOMBALANIYOR
General Lyakhov göreve başladıktan sonra, Batum limanında bulunan Rus torpidobotlarını her gün Hopa sahillerine göndererek sahil kısmındaki kuvvetlerimizi denizden ateş altına aldırmıştı. 2 Aralık günü bir Rus torpidosu Esenkıyı mevkiine gelmiş buradan Türk mevzilerinin üzerine 100 kadar top mermisi atmıştı. 7 Aralık’ta bir Rus muhribi, Esenkıyı’daki kuvvetlerimizi, 3 Rus muhribi de Hopa civarını bombalamıştı.

9 Aralık 1914 tarihinde, Rize’ye çıkan 8. Alay ve aynı gün Trabzon’a ulaşmış olan Yakup Cemil komutasındaki Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerinden oluşan kuvvetler, Ardahan harekâtı için Borçka üzerinden Artvin’e gitmek üzere 10 Aralık’ta sahilden Arhavi’ye doğru yola çıkmıştılar. 10 Aralık akşamı Çayeli Liman Köy’e, 11 Aralık’ta Pazar’a ulaşan birlikler bir gün burada kaldılar ve 13 Aralık akşamı Fındıklı’ya ulaştılar. 14 Aralık’ta Arhavi’ye, 16 Aralık’ta Hopa’ya ulaşan birliklere burada bir gün dinlenme verilmişti.

RUSLAR PÜSKÜRTÜLDÜ
14 Aralık 1914 de Ruslar denizden Gönye’ye asker çıkartarak Kvariati sırlarındaki mevzilerimize yüklenmişlerdi. Ruslar, çekilmek zorunda kalan kuvvetlerini takviye etmiş ve 15 Aralık’ta taarruzlarına devam etmişlerdi. Çoruh boyunda Muratlı’nın sol yanına düşen Karaşalvar dağına yapılan Rus taarruzu üç saatlik bir çatışmadan sonra püskürtülmüştü. Sahil kısmında Sarp tarafından Kemalpaşa’ya doğru ilerleyen Ruslar Çobantepe-Dağlısırt mevkilerini ele geçirip işgal etmişti. Bu noktadan ilerleyecek Rus kuvvetlerinin Borçka tarafına geçip Pehlivan köyüne ulaşma imkânı vardı.

Kaynak: TAKA GAZETESİ