Trabzon Kadırga Yaylasına gelen İzmir’li gelin Kayınvalidesinden öğrendiği geleneksel usullerle üretim yapıyor, müşterilerine lezzetli ve doğal ürünler sunuyor. Onun hikâyesi, hem şehirden köye dönüşün hem de emeğin hikâyesi.
Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Kadırga Yaylası, yaz aylarında rengârenk çiçekleri, serin havası ve özgün kültürüyle bilinir. Bu eşsiz coğrafyada altı yıldır dikkat çeken bir isim var, Kezban Kılıç. Yaylanın girişinde, Erikbeli yolu üzerinde “İzmirli Gelin” tabelasını görenler merakla duruyor, kimi peynir, kimi tereyağı, kimi de sadece bu sıra dışı hikâyeyi dinlemek için kapısını çalıyor.
ŞEHİRDEN YAYLAYA YOLCULUK
Kezban Kılıç’ın hikâyesi Afyonkarahisar’da kök salmış bir ailenin İzmir’de büyüyen kızı olarak başladı. Hayatının dönüm noktası, eşinin İzmir’de görev yaptığı sırada tanışmaları oldu. Trabzon’un Beşikdüzü ilçesine gelin olarak gelen Kılıç, yıllarca farklı şehirlerde yaşadı. Eşi, emekli olduktan sonra bir süre tur operatörlüğü yaptı, çocuklar evlenip yuvadan uçunca da Çanakkale’den memlekete dönüş kararı aldılar.
BİR HAYANLA BAŞLAYAN HİKAYE
Yaylaya ilk geldiklerinde hayvanlardan çekindiğini itiraf eden Kılıç, “Ahıra girmeye korkardım. Bir inekle başladık. Sonra sayı 2, 3, 5 derken bugün 24 hayvanımız var.” açıklamasında bulundu.
BANA HER ŞEYİ ÖĞRETTİ
Kılıç; “Eşim makineler aracılığıyla sütü sağdıktan sonra benim görevim başlıyor. Önce büyük kazanlar ile sütü kaynatıyorum. Daha sonra mayalama işlemi ile yoğurt mayalıyorum. Süreç tereyağı, çökelek, peynir üretimi ile devam ediyor. Hepsini kayınvalidemden öğrendiğim usullerle, yıllar öncesinde olduğu gibi yapıyorum. Sağ olsun, bana bildiği her şeyi öğretti. Onun tariflerini harfiyen uyguluyorum. Komşularımın da desteğiyle bu işi öğrendim.” dedi.