Hatırlıyorum,
Dedemin bir tırpanı vardı.
Ruslardan kalmaymış.
Tırpan bilendikçe incelmiş, parmak eninde kalmıştı.
Ama bir türlü kaldırıp atılmadı.
*
Tabi sadece tırpan değil,
Mesela yılların eğeleri,
Mesela bakır güğümler.
İbrikler.
Kazanlar.
Sağanlar.
Tencereler.
Kepçeler.
kudallar bile atılmazdı.

Ya şimdi;
Şimdi "eskimiş çoraplarınızı atın!"
Diyen bir tüketim zihniyetinin uşağı haline geldik.
*
Daha yıllarca çalışabilecek,
Elektrik süpürgeleri derhal evden uzaklaştırıyor.
Buzdolapları,
Televizyonları
Elektrikli fırınları,
Cep telefonları,
Mobilyalar,
Giysiler,
Ve daha niceleri...
Derhal kapı dışarı ediliyor.
*
Bu durum çağımızın tüketim şımarıklığı.
Bu doyumsuz yaşamın kudurmuşluğu.
Bu arsız insanın "benim olsun" hevesine kapılan şıpsevdi hallerinin
İsraf ekonomisinin değirmenine sermaye taşıyan zıpır yansımalarıdır...
*
Sadece kapı dışarı ettiklerimiz, yukarıda saydıklarımdan ibaret değil elbet.
Ananelerimizi de kapı dışarı ettik.
Annelerimizi de babalarımızı da.
Ve onlarla birlikte  geleneklerimizi de  kovduk dünyamızdan.
*
Yeni tarz yaşamlar...
Yeni tüketimler...
Yeni müzikler...
Yeni sanat anlayışları...
Yani ilişkiler oluştu...
*
Özgürlükler adına sınır tanımaz bir bağımsızlık,
Ya da sözde din adına aşırı bağnazlık. 
*
Evet, Dedemin tırpanından, eğesinden nerelere geldik.
*
Lakin demem o ki,
Fena halde tüketiyoruz.
Her şeyi tüketiyoruz.
Herkesi tüketiyoruz.
Bir kazmayı yüz yıl sakladık ama severek aldığımız  kadına/ kocaya anında yol veriyor,
Evden ve hayatımızdan çıkartıyoruz.
*
Her şeyi israf ederken, gördük ki;
Artık bizler de acımasızca  israf ediliyoruz.

GEL DE KAHROLMA!

Görüyor musunuz bizim peygamber ocağının hallerini?
Ast üst ilişkisine nasıl da çomak sokulmuş.
Nasıl da hiyerarşi bozulmuş.
Nasıl da ayaklar baş,
Başlar ayak olmuş.
*
Koskoca Genelkurmay Başkanı, Başbakana anlatıyor.
"Albaya emir veriyorum,"
'Emredersin' demiyor.
Susuyor,
Gidiyor başçavuşa soruyor,
Onun olurunu aldıktan sonra geliyor ve  'verdiğiniz emri yerine getireceğim' diyor.
Evet, doğruysa böyle diyormuş Genelkurmay Başkanımız Başbakan Binali Yıldırım'a
*
Dedim ya Peygamber Ocağında yaşananlara bakın.
Ayaklar baş,
Başlar ayak olmuş.
*
Allah aşkına bu ne cüret?
Bu nasıl bir çarpıklık, küstahlıktır böyle?
*
Hani denir ya,
Bağrımızda yılan beslemişiz.
*
Yahu Komutanım!
Söylesene;
Emir verdiğin albay olacak zat, hakkında ne  işlem yaptın?
Mahkemeye sevk ettin mi?
Hiç değilse oda hapsi de mi vermedin?
Yoksa idare-i maslahat vaziyetiyle geçiştirdin mi?
*
Komutan lider vasıflıdır.
Komutan feraset sahibi ve cesurdur.
İşte öyle bir komutan olarak vermen gereken  kararları vermemiş isen,
Kusura bakmayın ben o albay ile  aranızda çok da bir fark görmüyorum.
*
Yani şimdi sen de bu dirayetsizliğinin hesabını vermelisin.
Ve bedelini ödemelisin.

EĞİTİM ALARM VERİYOR!

Türkiye OECD ülkelerinin katıldığı matematik bilimleri yarışmasında 7 basamak gerileyerek sondan ikinci olmuş.

Ancak fen bilimlerinde tökezliyoruz da dini mevzular iyi miyiz?
Tabi ki de hayır.
Onca İmam hatip Okullarına rağmen maalesef, hiç iyi değiliz.
*
Çünkü inatla anlaşılır bir dini eğitim verilmiyor.
Ayetlerden çok,
Kıssadan hisseler,
Dini hikayeler...
Menkıbeler.
İlahiler,
Rivayetler öğretilirken,
Dedim ya Allahın kuranında ne anlatıldığı bir türlü anlatılmıyor.
*
Bunun yanısıra fen bilimleri de öğretilmiyor.
Mesela,
Almanya'da ilk okul fişlerine:
Üretim ve hayat disiplin ile başlar.
İngiltere'de:
Geçmişini bilmeyen geleceğini tayin edemez.
Japonya'da:
Yaşamak için üreteceksin.
Türkiye'de:
Ali ata bak.
E,sonra da bizim Ali ganyan bayiinde...

YUNANİSTAN'A HAİN İHRAÇ ETTİK.

Atina Dışişleri Bakanıyla görüştüm; rüyamda.
"Neden bizim hainleri göndermiyorsunuz?" Dedim.
Hıyar; nasıl da kahkaha attı suratıma karşı.
*
Gözleri zevkten küçüldü.
"Onlar super adam!" dedi.
Biz seviyo oyle Turk.
*
Adamlar bilgili.
o askerler savaşçii ve size olar çok duşman.
*
Oturduk koniştuk sizin adamlar ile.
Dediler ,
'Biz, 'size geçelim,siz koru bizi.'
*
Biz de dedik olara,
"Olu -r gonusin
Bilgi ve-r bize, "
En faydali 5 komitan kisiyi Seç tuk.
Olarii Grec  yapacegiz.
Yani, onlar oldii pizim Yunan.
Şindii sız saçlarinizii yunan,
ha ha hayyyy!
Yani şeyy saçlarinizii yonun
Of ya bular bu maskeli 5 ler super!
Vermek biz yook olarii!"

MEDYA İNANILIR OLMALI

Amigo rolündeki bir ulusal gazete otobüs içerisindeki neşeli görüntüleri yayınlayıp altına
"Adana'nın Aladağ ilçesindeki taziyeye giderken çekilmiş" gibi ifadeler kullanılmıştır.
Sonra öğreniyoruz ki, o otobüs CHP otobüsü olsa da Aladağ'a değil, bir CHP mitingine gitmektedir.

Ben bu konuya benzer bir eleştiriyi CHP'ye köşemden 3 gün yazdım.
Hatta muhataba "sırıtıyor" dedim.
Çünkü Kılıçdaroğlu olay mahallinde duyduğu rahatsızlığı dillendirirken,
Ekibinden bir şom ağızlı mutlu mutlu gülüyordu.
İşte bu sahneyi eleştirmiştim.
*
Ama bir otobüsün içindeki neşeli halleri "Aladağ'daki taziyeye giderken" şeklinde haberleştirmek basın adına rezilliktir.
Dahası bu tetikçiliktir.
Bu ülkede kan durmuyor diye bu insanlar hiç mi gülmeyecek.
Cumhurbaşkanı,
Başbakan, bakanlar düğünlere gitmeyecek mi?
*
Ayrıca biliyoruz ki,
Bir yanımız bahar, bir yanımız kıştır bizim.
Bir yanımız zemheri bir yanımız alın teridir bizim.
Ağlamak da, gülmek de kaderimizdir bizim.

FIKRA

Bir gün balık satan adamın yanına 100 yaşlarında bir teyze gelmiş.  
Demiş ki ;oğlum balıklar tazemi?  
Balıkçı;teyzeciğim canlı balık demiş.  
Teyze tekrar sormuş; oğlum balıklar tazemi? 
Balıkçı ;Teyzeciğim canlı balık demiş.  
Teyze;oğlum ben sana "canlımı diye sormuyorum,  
Tazemi?" diye soruyorum demiş  
Balıkçı ; eee, teyzeciğim canlı balık dedim ya.  
Teyze; A be çocuğum bende canlıyım ama taze miyim?