Programın açılış konuşmasını yapan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunun Türkiye’nin çok yeni ve genç bir kurumu olduğunu belirterek, “Kurumumuz, 2010 yılındaki Anayasa değişikliğiyle Anayasada yerini almış, 2012 yılından itibaren de çalışmalarını sürdürmektedir. Ana görevimiz; idarenin işleyişiyle ilgili eksiklik, noksanlık, hukuksuzluklar olduğu zaman Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan müracaatla idarenin işleyişini hukuki açıdan değerlendirir, iyi yönetim ilkelerini idareye önerir, kamu hizmetlerinin daha kaliteli olmasını sağlar, Türkiye’de insan hakları ve hukukun üstünlüğünün temininde benzer kurumlarla birlikte çalışır.” dedi.

“DÜNYANIN BU KADAR DARACIK BÖLGESİNDE BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR ZULÜM, VAHŞET VE KATLİAM GÖRÜLMEDİ.”

Kamu Denetçiliği Kurumunun işleyişinde Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Ve Peygamber Efendimizin Hadisi Şeriflerinden biri olan “İnsanların en hayırlısı insanlara en fazla faydalı olandır.” inancını rehber edindiklerini vurgulayan Malkoç, “Biz, idarenin işleyişi ile ilgili verdiğimiz tavsiye kararlarının yanı sıra insan hakları, hukukun üstünlüğüyle ilgili raporlar hazırlıyoruz. Bunun yanında da dünyadaki insan hakları ihlalleriyle ilgili raporlar yazıyoruz. En son raporumuz da Gazze Raporudur.”dedi.

Gazze konusunun son 7 aydan beri dünyanın daha fazla gündeminde olduğunu bildiren Şeref Malkoç,  ancak Gazze olayının 7 aylık veya 7 yıllık olay olmadığını, 70 yıl hatta daha gerilere de gidilebileceğinin bilgisini verdi.

Gazze’de yaşanan vahşeti, katliamı 7 aydan beri bütün dünyanın izlediğini söyleyen Malkoç, “Dünyanın acziyeti aslında; Amerika’nın, Yahudi Devletinin, Siyonistlerin köle olmasından kaynaklanıyor. Ama biz şunu biliyoruz ki; tarih boyunca kim zulüm işlerse işlesin bu zulüm onların yanlarına kar kalmamıştır. Netanyahu ve arkadaşlarının işlediği bu katliamda yanlarına kar kalmayacaktır. Kısa zamanda göreceğiz bu katillerin, canilerin, vicdansızların yargılandığını ve iktidarının sona erdiğini göreceğiz. Çünkü tarihe baktığımızda tarihte çok savaşlar olmuş. Hatta vahşetler, katliamlar olmuş. Ama dünyanın bu kadar daracık bölgesinde bugüne kadar böyle bir zulüm, vahşet ve katliam görülmedi. Uluslararası hukuk, Birleşmiş Milletler acz içinde, insan hakları iflas etmiş durumda. Dünya güçsüz değil ama koskoca Almanya veya Fransa’nın cumhurbaşkanı bir cümle sarf etti diye İsrail’e gidip neredeyse Netanyahu’nun elini öpecekti. Çok şükür böyle davranmayan halklar var, milletler var, üniversitede gençler var. Dünyanın en köklü üniversitelerinde öğrenciler, hocalar ayakta. İnsanlığa, hukuka ve vicdana sahip çıkıyorlar.” diye konuştu.

MALKOÇ: GAZZE’NİN DİRENİŞİ, TÜRKİYE’NİN MİLLİ BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİRENİŞİDİR

Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Gazze’deki haksızlığı dünyaya en gür sesle haykıran ülke olduğunu vurgulayan Malkoç, “Memnuniyetle belirteyim; 85 milyonluk Türkiye’de sağından soluna, ortasından kenarına, farklı inanç gruplarından siyasi görüşlere kadar bu milletin üzerinde ittifak ettiği Filistin ve Gazze konusu var bu olağanüstü güzelliktir. Bu bir medeniyet meselesidir, insanlık meselesidir. 35 bin kişi öldü, 100 bine yakın insan yaralandı. Ekmeği, suyu yok ama imanıyla dünyanın en gelişmiş ordularına, en modern silahlarına direniyor bu insanlar. Şehitlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Sadece Gazze, Filistin için direnmiyorlar. Eğer Gazze düşerse Kudüs düşecektir. Gazze’nin direnişi, Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğünün direnişidir. Bütün bu çabalara rağmen Amerika, İngiltere, Almanya’nın desteğine rağmen hala Hamas’ı mağlup edemediler.” şeklinde konuştu.

Geleceğe bakarken bütün bu zulümlere rağmen doğudan batıya, Asya’dan Amerika’ya kadar insanların vicdanında hala merhamet, sevgi, hukuk, hakkaniyet olduğunu ifade eden Malkoç, “İsrail bu olayla meşruiyetini kaybetmiştir. Netanyahu ve arkadaşları meşruiyetini kaybetmiştir. Yargılandıklarını göreceğiz. Umutsuzluk yok çünkü en üstün olan inanandır. Biz hakka, hukuka, adalete inanıyoruz. Onun için üstün olan biziz. Gazze ve diğer yerlerde de hukuk ve insanlık galip gelecektir.” dedi.

KAMU DENETÇİSİ FATMA BENLİ YALÇIN: BU DÜNYADA ÇOCUK OLMAK İÇİN GAZZE EN TEHLİKELİ YERDİR DEDİĞİMİZ BİR DÖNEMDE YAŞIYORUZ

Panelde konuşan Kamu Denetçisi Fatma Benli Yalçın da Gazze’nin 7 Ekim’den önce de aynı durumda olduğunu belirterek, “16 yıldır 2 milyon 300 bin insan dünyanın en yoğun nüfuslu olan bölgesinde karadan, havadan ve denizden kuşatma altındaydı. Onlar zaten kendi içerisinde öldürülmekteydiler. Bu nedenle maalesef Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesiydi. Çünkü dışarıya çıkma ihtimaliniz yok. En büyük açık hava hapishanesi 7 Ekim’den sonra en büyük çocuk mezarlığına döndü. 15 bin bebek ve çocuk öldürüldü. Tek bir çocuğun ölümü bile dünyayı ayağa kaldırması gerekirken, bu çocuklar 4 yılda bütün dünyadaki çatışma bölgelerinde öldürülen çocuklardan daha fazla. Dünyanın en karanlık döneminde yaşıyoruz. Bu dünyada çocuk olmak için Gazze en tehlikeli yerdir dediğimiz bir dönemde yaşıyoruz.” dedi.

Eski Kimlik ve Ehliyetler Yıl Sonuna Kadar Yenilenmeli;Trabzon İl Nüfus Müdürü Ertuğrul Atalı'dan Önemli Uyarı Eski Kimlik ve Ehliyetler Yıl Sonuna Kadar Yenilenmeli;Trabzon İl Nüfus Müdürü Ertuğrul Atalı'dan Önemli Uyarı

Gazze’de yaşanan soykırım ve katliamı belgelendirmek ve delillendirmek amacıyla Gazze Özel Raporu hazırladıklarını belirten Fatma Benli Yalçın, “Biz anayasal bir hak arama kurumuyuz. Bize düşen her şeyi yapmak zorundayız. Biz, bunu belgelendirmek zorundayız ki tekrarlanmasın diye. İsrail, daha önce sürekli aynı soykırım eylemleri gerçekleştirdiği, cezalandırılmadığı ve herhangi bir hukuki yaptırımla karşılaşmadığı için zaten bu kadar ileri gitme imkânına sahip. Raporda sadece İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği, soykırım olduğunu belgelendirdiğimiz, savaş suçu olduğunu tespit ettiğimiz ve insanlığa karşı suçları tek tek tespit ettik 10 farklı başlık altında.” ifadelerini kullandı. Panelin ardından katılımcılar, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından düzenlenen "Gazze: Dünyanın En Büyük Çocuk Mezarlığı" adlı fotoğraf sergisini ziyaret etti.

TAKA/BİROL SANCAK

Editör: Birol Sancak