Çelik çomak oynadığımız yıllarda bile kazanma arzusuyla dolu, hırslı bir yapımız vardı.

Kaybetmeyi hiç sevmezdik. Onun için Karadeniz coğrafyasının zorlu şartlarında yetişmiş insan profillerini hırsıyla, azmiyle hemen her yerde görmek hiç şaşırtmıyor bizleri…

Adı sanı bilinmeyen ama cesur, içi dışı bir, dobra yüreklere, sessiz bilge yığınlara sesleniyorum; Artık özüyle, sözüyle, yeteneğiyle, bilgisiyle bizlere level atlatacak sporcuların, teknik direktörlerin, antrenörlerin önünü açalım...

Trabzon’da devrimin ayak seslerini duyuralım. Rutin kalıplaşmış futbol bilgilerini elimizin tersiyle itelim.

Trabzon insanının elindeki, ayağındaki, beynindeki kıvraklığı uygulamaya dökelim. Zor şartların vermiş olduğu olgunlukla hareket edelim.

İnanın buna çok ihtiyacımız var.

Trabzon’da doğmuş, yetişmiş, Türkiye’nin ve Dünya’nın dört bir tarafına göç etmiş beyinlerimizi işin içine katıp, silkelenelim.

Eminim bu silkelenme Türk sporuna, futboluna da büyük heyecan katacak.

Silkelendik dediğinizi duyar gibiyim.

Ama bu yetmiyor, kesinlikle yetemiyor. Çok geç kaldık.

Yetenek harmanlayan bu şehir organizasyon bozukluğundan habire yara alıyor.

Nefersiz yola çıkmış askerler gibiyiz.

İşin özü, büyük değerimiz Trabzonspor gibi bir markaya yetiştireceğimiz oyuncu çeşitliliğini, sil baştan acilen dizaynetmeliyiz.

Bu çok çok önemli. Sürekli yetenekleri konusunda kafamızda soru işareti olan oyuncu profillerinden gerçekçi, gerçekten yetenekli ve yerel genç fidanlarımızı, nokta atışla Trabzonspor’a kazandırmalıyız.

Dördüncülük, üçüncülük, ikincilik bu büyük camiaya artık kesmiyor!

Topu kaleye sokacak, bombacı Hamileri, golcü Fatih Tekkeleri, Gökdenizleri acilen futbol piyasasına sürmemiz lazım…

Tabi ki kadim  bir şehrin  taş gibi sağlam kemikleri olduğunu  biliyoruz ama devrim gerçekleştirdiğin futbol dünyasında, sorumluluğun eskisi gibi kemiğin suyunu bulup çıkarmak...

Artık bu öncü şehre kemik suyu lazım, hem de çok acil!