KESK’ten bütçe tepkisi: “Bu teklif halkı değil, sermayeyi gözetiyor”
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü Muhammet İkinci, 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. İkincinin açıklamalarına göre, Meclis’te günlerdir görüşülen bütçe tasarısı halkı değil, büyük sermaye çevrelerini önceliyor. “Bu ülkede en düşük emekli maaşı 17 bin, ortalama emekli maaşı 20 bin, asgari ücret ise 22 bin lira. Bu tabloyla halkı enflasyona ezdirmiyoruz demek, gerçekle bağdaşmıyor,” diyen İkinci, mevcut bütçenin toplumsal adaleti sağlamaktan uzak olduğunu söyledi.

“Bütçeler, iktidarın kimden yana olduğunu gösteren belgelerdir”
Muhammet İkinci, “Bir iktidarın kimden yana olduğunu anlamanın en kısa yolu bütçesine bakmaktır” diyerek, bütçenin sermaye yanlısı tercihlerini eleştirdi. Toplanan her 100 lira verginin 90 lirasının emekçilerden alınırken, yalnızca 10 liranın şirketlerden tahsil edilmesinin büyük bir adaletsizlik olduğunu belirtti. Buna karşın, kamu hizmetlerine ve halkın doğrudan faydalanacağı alanlara yeterli kaynak ayrılmadığını, asıl harcamaların faiz ödemeleri, teşvikler ve belirli şirketlere aktarılan kamu garantilerine yönlendirildiğini vurguladı.

“Halkın bütçesi değil, sermayenin bütçesi hazırlanıyor”
KESK, bütçenin içeriğinde kamu emekçilerine, işçilere, emeklilere, kadınlara, gençlere ve dezavantajlı kesimlere dair hiçbir gerçek çözüm bulunmadığını belirtiyor. “Bu bütçede halk yok, bu bütçede sosyal devlet yok,” diyen İkinci, halkın ödediği vergilerin kamu hizmetleri yerine saraylara, silah sanayisine ve yandaş şirketlere aktarıldığını ifade etti. KESK, bu nedenle 20 Aralık Cumartesi günü Maraş Caddesi’nde yapılacak mitinge çağrı yaparak kamuoyunu harekete geçmeye davet ediyor.
“İnsanca yaşam ve adil vergi sistemi istiyoruz”
KESK’in talepleri net: İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi ve emekten yana bir bütçe. Yapılan açıklamada, halktan toplanan vergilerin sağlığa, eğitime, barışa ve demokrasiye harcanması gerektiği vurgulandı. Özellikle gençlerin ve öğrencilerin geleceğinin, zorunlu staj programları veya üretim adı altında sömürüyle şekillendirilmemesi gerektiği ifade edildi. KESK, Türkiye’nin her bireyi için gündüz işsiz kalınmayan, gece aç yatılmayan bir ülke haline gelmesi gerektiğini savunuyor.




