Tüm etaplarda inşaat çalışmalarının hızla sürdüğü proje için Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde (MKM) Karanfilköy Daire Belirleme Kura Çekilişi yapıldı. Pençe Kilit operasyon bölgesinde şehit olan 9  asker için saygı duruşu ile başlanan programda konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “Hepimizin evine ulaşan acı haberle sarsıldık ve şehitlerimizi rahmet diliyorum. Hem milletimizin hem silahlı kuvvetlerimizin hem de ailelerimizin başı sağ olsun. Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum” diye konuştu.

“DEPREM DE BU MEMLEKET İÇİN BİR BEKA SORUNUDUR”

İBB Başkanı İmamoğlu’nun konuşmasının devamında öne çıkan satırbaşları şöyle oldu: “Türkiye'miz adına bir beka sorununun daha çözümü için buradayız. Deprem de bu memleket için bir beka sorunudur. Bakın daha bir yılını doldurmak üzere olan 6 Şubat depremi, on binlerce diye tarifleyebileceğimiz sayısını söylemekten öyle geri durduğumuz, söylediğimizde işimizi yakan insanımızı kaybettiğimiz bir depremi yaşadık. O insanlar kendilerini huzurlu hissetmek istedikleri yuvalarında gece uyurken hayatlarını kaybettiler. Nice çocuklar, kadınlar, gençler, evlatlar, büyükler hep beraber her birini toprağa verdik. Ve hala acısı o bölgede var. Çözüm bekleyen derin sorunlarla milyonlarca insanımız yüzleşmekte. İstanbul'daki deprem meselesi de beka meselesidir. Çünkü aynen doğu, güneydoğuda yaşadığımız deprem gibi buradaki deprem de büyük bir tehdit olarak kapıda beklemektedir.”

“HEP BİRLİKTE ÇALIŞARAK BAŞARACAĞIMIZA İNANIYORUZ”

“Bu konuya çözüm bulmak zorundayız.  Milletimizle birlikte, yani sizlerle aynen böyle.  Bir arada olarak bir arada konuşarak nasıl kurumlarımızla bizler büyükşehir, ilçe belediyeleri, bakanlık, devletimizin bütün kurumları. Tabii ki finans kuruluşlarıyla, yüklenici firmalarla, sektör bileşenleriyle… Yani bu iş bütünlükçü bir hareket istiyor. Niçin beka sorunu biliyor musunuz? İstanbul ve çevresinin bu ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde 60’ını ürettiğini unutmayalım. Yani İstanbul aslında belli bölgelere, belli yörelere, bir yerde olan bir depreme ya da bir afete koşar, yetişir, çözüm de bulur. Ama İstanbul'a çözüm bulmak kolay değildir. O bakımdan en az hasarla, en hafif haliyle inşallah 
Allah'ımıza dua ediyoruz. Hep birlikte çalışarak başaracağımıza da inanıyoruz.”


 
“MİLLET İSTANBUL'A İHANET EDENİ SEVMEZ”


“Biz 2019’dan bu yana inanın bir mesela çok önemli bir adım attık. Bizim yönetimimizde bir şahsın ya da bir şirketin ya da bir grubun özel çıkarı uğruna bir tek parselde, bir tek yerde, özel imar artışına müsaade etmedik. Böyle bir teklifi meclise asla getirmedik. Bu önemli bir şey. O Büyükşehir Belediyesinin koridorlarını ben siyaset yaşamım ve belediye başkanlığı dönemlerinden dolayı yaklaşık 15 yıldır bilirim.. Bu tür parsel bazında bir kişinin bir grubun imar artışı meselesinde oralarda bu işin nasıl takip edildiğini ve adımlar atıldığını bilirim. Biz yapmadık, yaptırmadık, yaptırmayacağız. Şehre bir bütün bakmazsak bu millet nasıl yaşayacak, mahalleler nasıl oluşacak, evler nasıl bir araya gelecek; okulları, sağlık ocakları, hastaneleri nasıl tasarlanacak meselesine bir bütün bakmayı başaramazsak bu kadim şehri, Fatih Sultan Mehmet'in, Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti İstanbul'a ihanet ederiz. Zaten bizden önce yönetenler çıktı. Dediler ki biz İstanbul'a ihanet ettik. Onun için millet İstanbul'a ihanet edeni sevmez.”

 “BİZ YAŞAMIMIZI BU İŞE VAKFETTİK”

“Adalar'da metruk bir halde kaybolmaya doğru herhangi birinin eline geçme ihtimalini de görerek 35 bin metrelik bir alanı yine belediyemizin iştiraklerinin girişimiyle belediyemiz bünyesine aldık. Yani Orman Bakanlığı isteseydi o yeri bize verebilirdi. Al burayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sen koru, işlet diyebilirdi, yok  ihaleye çıkacağız dedi. Gönlümüz el vermedi. Burayı iştiraklerimiz üzerinden ihale de aldık. İyi de para verdik aldık, olsun. Arkadaşlarıma dedim ki biz kimiz? Kamu kurumu. Kime parayı vereceğiz? Kamu kurumuna. Tamam kamunun malından kamunun malına aktarım yapacağız. Başkasına buranın geçmesine müsaade etmeyin. İhalede ne gerekiyorsa yapın ve alın dedim. Orayı aldık. O metruk halden kurtarmak için hem de sosyal amaçlı kullanımlara açık adaların en güzel sahilini, en güzel plajını en güzel otelini orada açtık ve İstanbulluların malı haline getirdik. Buradan elde ettiğimiz kaynakla yapıldı. Bakın bu kadar övünçle söyleyeyim. Biz olmasaydık 25 yıl daha burada uğraşırdınız. Onu söyleyeyim. Bakın net. Bütün arkadaşlarıma söyledim. Yapacağınız her işi milletin huzurunda yapın. Bizim hiçbir gizli işimiz olamaz… Biz yaşamımızı bu işe vakfettik, kendimizi İstanbul'a da mühürledik kardeşim. Bu şehre hizmet edeceğiz. Bu milletin evlatlarına hizmet edeceğiz. İnşallah buralar göz bebeği şekliyle devam edecek.”

Antalya'da Türk Müşteriye Ayrımcılık: "Milliyet Farkı Ücreti"! Antalya'da Türk Müşteriye Ayrımcılık: "Milliyet Farkı Ücreti"!

“BU MİLLET TEMSİLCİYE OY VERMEZ”

“Bakınız bu şehri birinden izin alarak hareket edecek kişilere değil, 16 milyon insandan talimat alan onların arzularını isteklerini yerine getirene oy verir kardeşim. Bu kadar basit. Başka bir şeye gerek yok. Bu millet temsilciye oy vermez. İstanbul'un yönetim koltuğu, kumanda koltuğu önemlidir. O koltuğa oturan milletini dinleyecek tam yol ileri diyecek. Tam yol ileri derken dönüp arkaya acaba o ne der diye korkarak bakıyorsa o,  İstanbul'un koltuğunda oturamazsın. İstanbul'un koltuğu böyle bir koltuk.”
TAKA/AYŞE SANCAK

Editör: Doğukan ÖZKURT