Kolesterol, kalp-damar hastalıklarıyla ilişkilendirildiği için genellikle kötü bir madde gibi tanımlanır. Ancak uzmanlar bu yaklaşımın tek taraflı olduğunu vurguluyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilal Yıldırım Deryol, kolesterolün hücre zarından hormon üretimine, D vitamini yapımından yağ sindirimine kadar birçok hayati işlevi bulunduğunu belirtiyor. Buna karşın, seviyesinin yükselmesi halinde damar tıkanıklıkları ve kalp krizi riskinin arttığına dikkat çekiyor. Peki kolesterol neden bu kadar önemli, hangi besinler dost, hangileri düşman? İşte detaylar…
KOLESTEROL YAŞAM İÇİN GEREKLİDİR
Kolesterol, insan vücudunun temel yapı taşlarından biridir ve hücre zarının dayanıklılığını sağlar. Ayrıca hormonların üretiminde, D vitamini sentezinde ve safra asitlerinin yapısında görev alır. Bu özellikleriyle vücudun sağlıklı işleyişi için vazgeçilmezdir. Ancak kolesterol seviyesinin yükselmesi damar duvarlarına zarar vererek plak oluşumuna yol açar. Uzmanlar, bu durumun kalp krizi ve felç riskini artırabileceği konusunda uyarıyor. Dolayısıyla kolesterolün varlığı değil, dengesizliği tehlikelidir.
İYİ VE KÖTÜ KOLESTEROL ARASINDAKİ FARK
Uzmanlara göre kolesterol seviyeleri tek başına değerlendirilmemelidir. LDL, yani “kötü kolesterol”, yüksek olduğunda damarların iç yüzeyinde birikerek tıkanıklık yaratır. Buna karşılık HDL, yani “iyi kolesterol”, fazla kolesterolü karaciğere taşıyarak damarların temiz kalmasını sağlar. Sağlıklı bir yaşam için LDL’nin düşük, HDL’nin ise yüksek seviyelerde olması büyük önem taşır. Bu nedenle düzenli kolesterol testi yaptırmak ve değerleri yakından takip etmek gerekir.
YÜKSEK KOLESTEROL BELİRTİ VERMEDEN İLERLER
Kolesterol yüksekliği çoğu zaman sessiz ilerleyen bir durumdur. Yıllar boyunca herhangi bir belirti göstermeden damar tıkanıklıklarına zemin hazırlayabilir. Kalp krizi, felç ve bacak damar hastalıkları bu durumun en önemli sonuçları arasında yer alır. Uzmanlar, özellikle ailesinde kalp-damar hastalığı öyküsü olan kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. Erken tanı ve düzenli kontroller sayesinde riskler en aza indirilebilir.
KOLESTEROL DENGESİNDE BESLENMENİN ROLÜ
Beslenme alışkanlıkları kolesterol seviyeleri üzerinde doğrudan etkilidir. Hayvansal yağlar, işlenmiş gıdalar ve kızartmalar kötü kolesterolü yükseltirken; sebze, meyve, tam tahıllar, baklagiller, balık ve zeytinyağı içeren beslenme tarzı kolesterolün dengelenmesine yardımcı olur. Lif açısından zengin yiyecekler bağırsaklarda fazla kolesterolün emilimini azaltır. Bu nedenle sağlıklı bir beslenme planı ve kilo kontrolü, kolesterol dengesini sağlamada en güçlü araçlardan biridir.
KOLESTEROL DOSTU GIDALAR NELERDİR?
Uzmanlar, bazı besinlerin kolesterolü doğal yolla dengelediğini belirtiyor. Yulaf, tam tahıllar, baklagiller, somon ve sardalya gibi Omega-3 açısından zengin balıklar, zeytinyağı, kuruyemişler ve avokado bunların başında geliyor. Özellikle çözünür lif açısından zengin gıdalar, kolesterolün kana karışmasını engelleyerek damar sağlığını koruyor. Düzenli balık tüketimi ve Akdeniz tipi beslenme tarzı da kalp sağlığına büyük katkı sağlıyor.
YAŞAM TARZI VE EGZERSİZİN ÖNEMİ
Beslenmenin yanı sıra yaşam tarzı da kolesterol dengesinde belirleyici bir faktördür. Düzenli egzersiz, LDL’yi azaltırken HDL’yi artırır. Fazla kilolardan kurtulmak, sigara ve alkolden uzak durmak da kalp-damar sağlığını koruyan adımlar arasındadır. Uzmanlara göre kolesterol kontrolü için yalnızca ilaç değil, bütüncül bir yaşam tarzı değişikliği gereklidir.
KOLESTEROLÜ DÜŞMAN GÖRMEK HATALI
Kolesterolün yalnızca zararlı bir madde gibi görülmesi yanıltıcıdır. Vücudun ihtiyaç duyduğu kolesterol, yaşam için gereklidir. Ancak seviyesinin yükselmesi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve rutin kontrollerle kolesterol seviyelerini kontrol altında tutmak hayati önem taşır.