Programda, politika ve ideolojik söylem, kavram ve stratejileri, dil, kelime seçimi, sözcükleştirme, örtmece ve hüsnütabir, aktör, fail tanımlama, aksiyon, olay tanımlama, ideolojik dörtleme, norm belirleme, çerçeveleme, kaçamaklı dil kullanımı, tekzip, mağduriyet yaratma ve politik ideolojik söylem ile edebiyat ilişkilerini içeren ana başlıklar derinlemesine ele alındı.

MEDYA ARAÇLARININ ROLÜ VE DEZENFORMASYON

Medya araçlarının yaygın kullanımı ile beraber, dezenformasyon, algı operasyonu, politik-ideolojik söylem ve dilsel manipülasyon kavram ve olgularının, bireyleri ve toplumları yönlendirmede yarattıkları etkiye dikkat çekildi. Dilin, belirtilen kavramlar doğrultusunda operasyonel biçimde kullanımı halinde mevcut bulunan “gerçek sonrası” dönemde gerçeğin durumu oldukça karmaşık ve göreceli hale geleceğinin altı çizildi.

Gerçeğin yerini öznel yorumlar, duygu ve görüş olarak bilgi ve algıların alacağı gerçeğine işaret edilerek, medya organları tarafından topluma angaje edilen algı operasyonlarına aracı olan dil üzerinde detaylı aktarımlar yapıldı.

Politik ve ideolojik söylemlerle insanların nasıl etki altına alınabildiği ve bu söylemlerin dilsel özelliklerinin neler olduğu hususları programın esasını oluşturan açıklamalar, yurt içi ve yurt dışına ilişkin deneyimlenmiş anlatılarladesteklendi.

EDEBİYAT ALANLARINA YÖNELİK ETKİLER

Salonda bulunan izleyici kitlesi arasında, söyleşi konusuna hâkim üniversite öğrencilerinin çokluğu da dikkate alınarak, zaman zaman akademik ifade ve bilimsel veriler ışığında program akışı soru cevap süreçleriyle devam etti. Medya organlarındaki dilbilimsel eylemlerin, her sahada olduğu gibi edebiyat alanlarında da nasıl politik ve ideolojik bir yapıya büründüğüne dair örnekler verilerek doyurucu açıklamalar yapıldı.

BU PROGRAM GÖRSEL VE İŞİTSEL MEDYA ORGANLARINDA DA YER ALMALI

Fehmi Turgut7un iki saati bulan nalatımları program sonunda, izleyici kitlesi tarafından, etkinliğin memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, politik, ideolojik söylem ve algıların, çoğu kere farkında olunmadan bireyleri ve yaşamın her sahasını etki altına alarak, istenmeyen değişim ve dönüşümlere kapı aralandığının anlaşıldığı dile getirildi. Dolayısıyla, buna benzer programların daha geniş kitlelere ulaşması açısından, görsel ve işitsel medya araçlarının mutlaka kullanılması gerektiği yönündeki temennilerle program sona erdi.

TAKA/BİROL SANCAK

Editör: Birol Sancak