Geçen haftalarda KTÜ İlaç ve Farmasotik Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi(İLAFAR) ile eleştirilerimi ve düşüncelerimi bu köşeden dile getirmiştim.

2018 yılında ilaç etkin maddesi ile ve ilaç formülasyonları geliştirmek için kurulan İLAFAR’in çalışma yöntemi ve kurumsal kimliği ve özellikle de Covid 19 ile ilgili elle tutulur bir çalışması olup olmadığını dile getirmiştim.

 Yazımıza yönelik bir cevap gelmedi.

Sağ olsun sayın AK Parti vekilimiz Bahar Ayvazoğlu’nun geçen hafta ziyaretleri sonrası sosyal medya paylaşımından sonra İLAFAR’in çalışmalarından haberimiz oldu.

İLAFAR TÜBİTAK’ın 1004 projelerinde Pan-Kanser projesine katılmış ve ilk kez yüksek teknoloji platformunda yer almış. Tebrik ediyoruz.

Acaba ILAFAR bu projeden eczacılık fakültesinin diğer hocalarını haberdar etmiş veya davet etmiş midir? 

Hem Trabzon hem de şehrimizin marka değeri olan KTÜ için bunlar güzel haberler.

Takip edeceğiz..

 Kamu proje desteği ile alt yapı için yaklaşık 5 milyon yatırım yapılan ve KTÜ merkezi laboratuvarının en geniş alanı tahsis edilen İLAFAR’in bilimsel çalışmalarda ön planda olması ve KTÜ’nün bu kapsamda puanını artırması tek arzumuz.

Türkiye’de Covid 19 ile mücadele noktasında bir çok üniversitemiz gerek aşı çakışmaları noktasında gerek ilaç noktasında çok önemli ve ciddi çalışmalar içinde.

 Adeta bir yarış var..

Kayseri’den Antalya’ya Ankara’dan Bursa’ya bilim camiası ayakta KTÜ’den ses yok!

 Oysa yerli ve milli sağlık politikaların hayata geçmesi noktasında KTÜ tüm imkanlara sahip..

Bakın İLAFAR mevcut hükümetin her türlü desteğini almış durumda.

 Ne isteniyorsa gereği hemen yapılıyor. Bu desteğin hakkı mutlak suretle teslim edilmeli

Özellikle İLAFAR gibi yapılanan araştırma birimlerine bu konuda katkı sağlayacak başta eczacılık fakültesi olmak üzere tüm öğretim üyelerine açık olmalı.

Bu durum üniversitemizin geneline yayılmalı.

 KTÜ web sayfasına göz attığımızda, rektör danışmanları içinde bir tane doçent var ve baş danışman Dr öğretim üyesi.

 Bu üniversitenin danışılacak kendi konusunda uzman hiç mi profesörü yok.

 Liyakatlı, bilimsel tecrübesi olan ve işin hakkını verecek eller göreve getirilmeli..

Bakın bir örnek vereyim..

Prof. Dr. Ahmet Can Altınışık diye genç bir hocamız var.. Son iki yıl KTÜ’de genç akademisyen birincisi oluyor ve 2020 de TÜBA-üstün başarılı genç bilim insanı ödülünü alıyor..

Bu ve buna benzer değerli insanlar KTÜ de  yönlendiren ilgili kadrolarında yer almalı ..

 Bilime saygı ve hak teslimi her şeyin önünde gelir.

Bu işin ne siyaseti olur ne de başka bir şeyi..

 İLAFAR konusunda Sayın vekilimiz Bahar Ayvazoğlu’nun hassasiyeti de önemli..

Yakın takibe almış..

 Eskiden bu köşelerden Trabzon’da bir kurumla ilgili yazı yazdığımızda bizleri de ararlar davet ederler ve yerinde gözlem yapma şansımız olurdu.

 Şimdilerde demek kimse yazılanları ciddiye alıp cevap verme ihtiyacı bile duymuyor.

Oysa yanlış/eksik te yazmışta olabiliriz.

Trabzon’da yerel basına yönelik ciddi bir önyargı var..

 Elbette bu bakış açısında basının da kendini sorgulaması gerek. Neden güven kaybı yaşanıyor?

Burada niyet çok önemli. Tarafsızlık, doğru ve dürüst olmak en temel şart.

Gazeteci de elbet eleştirecek soracak ve sorgulayacak.

Kimse bunun altında başka bir şey aramamalı.

 Dedim ya eğer yazılanlar yanlış ise doğrusunu güzel bir dille anlatırsınız..

 Yok eğer yazılanlarda bir düşmanlık ve art niyet varsa verirsiniz yargıya gereken yapılır..

Karadeniz Teknik Üniversitemiz konusunda gerekli hassasiyeti göstermeye doğruları yazmaya devam edeceğiz.

 Yeri gelecek yapılan güzel işleri övecek yeri geldi yanlışları da eleştireceğiz.

Tek derdimiz üniversitemizin markasını artırmak başarılarına katkı sağlamak.