Mazideki Trabzon adlı yazı dizimizin bu bölümünde yine ağırlıklı olarak Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclis arşivine dayanarak Trabzon’un kültürüne bir pencere açalım istiyoruz. En başta belirtelim ki özellikle 1931 senesinden itibaren binlerce sayfadan oluşan belediye meclis zabıtlarını okuyanlar ta o yıllarda görev yapan başkan ve meclis üyelerinin diyaloglarındaki kültürü, hoşgörüyü ve siyasi nezaketi gördüklerinde şaşırmamaları elde değildir.
Malum, kültür ve sanat denildiğinde genellikle ilk akla gelen tiyatro ve sinema mevzularıdır. Trabzon’da tiyatronun geçmişi oldukça eskiye dayanmaktadır. Kent halkının yoğun bir şekilde ilgi duyduğu sanat dallarından birisi tiyatrodur. Trabzon'da birkaç tiyatro salonu olduğunu tespit edebiliyoruz. Mesela bugünkü Gazipaşa Caddesi'nin başlangıcındaki sağ tarafta mevcut iki eczane arasında olan Tiyatro Sokağı, çok eski yıllarda Trabzon şehrinde tiyatronun varlığını göstermektedir.
Aslında Trabzon’da tespit edebildiğimiz ilk tiyatro binası olan bu yapı, 1897 senesinde Trabzon’un en zenginlerinden biri olan tüccar ve banker Kostaki tarafından Tuzluçeşme semtinde yapılmıştır. Kostaki Tiyatrosu olarak bilinen binada tiyatro dışında müzik konserleri, sihirbazlık gösterileri gibi başlıca bazı etkinlikler de düzenleniyordu.
Bununla birlikte 1940 Senesine ait Yeniyol Gazetesinde tiyatro binası ile ilgili şu kısa bilgi verilmiştir; “Tiyatro binası olarak şimdiki Gazi Caddesine katılan meşhur Trabzon Bankerlerinden Kostaki’ye ait bir bina vardı. Bu bina Trabzon için elverişli ve her türlü şeraiti havi bir bina idi. Buraya o zamanların ileri saftaki kumpanyaları gelirdi.”
Bu binaya ne oldu diye merak edenler için, binanın Gazipaşa Caddesinin açılması ve genişletilmesi esnasında yıkıldığını belirtelim.
Belediye Meclis tutanaklarında da çok erken tarihlerde rastladığımız sinema ve tiyatro konuları ilk dikkatimizi çeken olgulardan olmuştur. Nitekim 1930 senesine ait belediye faaliyet raporunda; “mevcut sinema ve tiyatrolarda sükûn ve intizam temin olunmuş” denildiğine göre, Trabzon’da 1930 senesine sinema ve tiyatro binalarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte bundan önceki yıllarda Atatürk’ün Trabzon’u ilk ziyaretlerinde yani 1924 senesinde, Halkevi’nin balkonundan, karşıdaki bugün yerinde Ziraat Bankası olan eski kilise binasına bakarak; “İşte Trabzon’un sinema ve tiyatrosu” dediği de nakledilir. Demek ki şehirde yeni bir tiyatro binasına ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Ancak İl Genel Meclisi’nin konu ile ilgili ödenek koymasına ve keşif yaptırmasına rağmen yeni tiyatro binası konusunda bir ilerleme olmaz. Ta ki 1939 senesinde Refik Koraltan’ın Valiliği dönemine kadar. Tadilattan geçirilen eski kilise binası, 1 Şubat 1939 tarihinde Halkevi Sahnesi olarak açılmış ve Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılan “Tohum” piyesi ilk olarak oynanmıştır.
Araştırmacı İlkay Somel’in verdiği bilgiye göre; Trabzon’da Cumhuriyetten önce tiyatro ile ilgili Vali Ali Bey zamanında çalışmalar yapıldığı ve o sırada Trabzon'a gelmiş bulunan bir cambaz kumpanyasına kendi yazdığı (Hazreti Yusuf) adlı piyesi oynattığı bilinmektedir. Ali Paşa tarafından kurulan tiyatro, oyunlarını Kanuni Ortaokulu'nun bahçesinde on yıla yakın bir süre sürdürdü. Bu arada İstanbul'dan gelen birçok tiyatro grubu da Trabzonlulara çeşitli oyunlar sergilediler. Bu bahçeye daha sonra "Karagöz Bahçesi” denildi.
Karagöz Bahçesi
Karagöz Bahçesi’nin tarihçesi ile ilgili 1949 yılı Halk Gazetesi’nde şu bilgiler verilmektedir;
“Hacivat’ın arkadaşı Karagöz’ün tapulu malı olduğu için midir, yoksa kara gözlü bir zata babasından miras kaldığından mıdır bilmem? Şehrin ortasında bu namla tanınan büyük ve boş bir arsa mevcuttur. Çocuk Bahçesidir diye diye kendimize yutturduğumuz bu ot ve pislik yığını bahçenin benim bildiğim bir hikâyesi var;
Bu arsa ilk zamanlar yarı tarla, yarı mezarlık bir yerdi. Bir gün bir Macar sirk kumpanyası burada çadırlar kurmuştur. Dans eden atlar, sigara içen köpekler seyrettiğimi hatırlarım. Daha sonraları burada bayram günleri dolaplar, salıncaklar kurulmaya başlanmıştır. Bir müddet de bir ip cambazına sahnelik yaptı. Gençliğimizde biricik futbol sahamız idi. Ortaokuldayken milli bayram günleri burada toplanıyorduk. İkinci Cihan harbi çıktı, bir kısım her şeyini kazdılar, pasif korunma mahalli oluverdi. Nihayet son senelerde ona uydurma bir isim taktık “Çocuk Bahçesi” Bu günkü (1949) durumunu sorarsanız mükemmel bir açık hava helasıdır.”
Bugüne geldiğimizde ise, şehrin mazisinde bir yeri olan ve neredeyse unutulan Karagöz Bahçesinin yeniden hayat bulması için Trabzon Büyükşehir Belediyesince bir çalışma başlatıldığını biliyoruz. Söz konusu yerin bahçeye değil ama bir meydana dönüştürülmek istenildiği çalışmada, alanın üzerinde konumlandırılan okul ve öğretmenevi gibi kamu binaları yıkılmış durumdadır. Yeraltı otoparkı, rekreasyon alanları ve ticari alanlardan oluşacak yeni meydanın, Trabzon’un kadim meydanının pabucunu dama atıp atmayacağını hep birlikte göreceğiz.
Yazlık Tiyatro
Yine belediye meclis tutanaklarına dönecek olursak, 03.11.1941 tarihli tutanakta yazlık sinema ve tiyatroların Kasım ayı sonuna kadar faaliyette bulunmalarına müsaade olunmasına dair, tiyatrocu Kemal Sair tarafından verilen dilekçeyi okuyunca; Trabzon’da o yıllarda sadece yazın faaliyet gösteren açık hava tiyatrolarının da olduğunu anlıyoruz.
Konu şu; geçen yıl yazlık sinema ve tiyatroların Ekim ayı sonuna kadar faaliyette bulunmalarına dair alınan Meclis kararı doğrultusunda tiyatronun kapatılması için Belediye tarafından kendisine tebligat yapılan Şehir Tiyatrosu Müdürü Kemal Sair, bir dilekçe vererek, havalar müsait olduğundan Kasım ayı sonuna kadar faaliyetine müsaade edilmesini ister.
Konu görüşülürken kimi Meclis üyeleri o yıl havaların müsait gitmesi nedeni ile Sağlık Müdürlüğü’nden alınacak rapor doğrultusunda faaliyete devam edilebileceği şeklinde kanaat belirtirken, Sait Gündüz; “Havalar soğumuştur. Herkes sarınıp bürünmeye başlamıştır. Böyle bir mevsimde, rutubet altında ve açık sahalarda sinema ve tiyatro seyredilmesi halkın sıhhatine mızırdır. Ben rapor alınarak bu mevsimde açık tiyatro ve sinema oynatılmasına taraftar değilim” der. Üstelik o yıllarda meteorolojik tahminler pek yaygın değildir. Nitekim Cevdet Akçay, “Raporu verecek Sıhhat müdürlüğü gece havanın ne şekil alacağını nereden bilecektir” der.
Burası Trabzon. Yağışlı ve rutubetli bir memleket. Yazlık sinema ve tiyatro sahipleri kış aylarında bile faaliyetlerine devam etmek isteyebilir. Ama Trabzon’da halkın sıhhatini düşünen Belediye Meclis üyeleri vardır. Buna izin vermezler.
Belediye Şehir Tiyatrosu
1966 senesinde Meclis gündeminde görüşülen dikkat çekici konulardan birisi de, Belediye Şehir Tiyatrosu kuruluşu hakkında olmuştur. Eğitim ve öğretim müesseseleri ile Trabzon’un Doğu Karadeniz’in bir kültür şehri haline geldiği, Belediye Kanunu’nun belediye idaresini belde sakinlerinin medeni ihtiyaçlarını gidermesi vazifesi ile mükellef kıldığı belirtilerek, bir talimatname hazırlandığı ve bu suretle Belediye Şehir Tiyatrosu kurulmasının gündem yapıldığı anlaşılmaktadır.
Başkan Suat Oyman’ın yaptığı açıklama şu şekilde olmuştur; “Huzurunuzda tiyatronun fonksiyonlarını ve yaratıcı faidelerini ayrı ayrı açıklamayı zait bulmaktayım. Tiyatrolar bugün eğitim ve öğretim fonksiyonu içindedir. Zevkle ruha ve fikri münakaşaya istikamet ve hayatiyet veren bir müessesedir. Bu itibarla şehrimizde bir Belediye Tiyatrosunu kurabildiğimiz takdirde vatandaşın en büyük ihtiyaçlarından birini de karşılamış bulunacağımıza kaniyim.”
Bu konuşmanın ardından Başkanlık tarafından hazırlanan “Trabzon Belediyesi Tiyatro Yönetmeliği” Meclis’te okunmuştur. Konu ile ilgili ilk sözü Nedim Bayazıt alır ve amatör tiyatro kulübüne Belediye bütçesinden yardım edilmek suretiyle bu ihtiyacın karşılanabileceğini söyler. Ancak Yakup Akpınar, amatör tiyatro kulübüne yardım yapılması hususunun daha önce de Meclisçe arzu edildiğini ancak kanuni nedenlerle bunun imkânsız olduğunu belirtir. Mahmut Kurtuldu ve Sabit Sabır, Tiyatronun Belediye bütçesine getireceği yük nedeni ile muhalif olduklarını söylerler. Konu biraz daha tartışılır.
Başkan Suat Oyman, meselenin yeterince görüşüldüğünü söyleyerek Belediye Tiyatrosu kurulmasını oylamaya sunar. Yapılan oylama neticesinde 14’e karşı 15 oyla Belediye Tiyatrosu kurulması teklifi ret olunmuştur.
Belediye Şehri Tiyatrosu meselesi bir daha 1991 yılı Belediye Meclisi’nde gündem olur ve “Trabzon Belediyesi Şehir Tiyatrosu Yönetmeliği” kabul edilir. Yönetmeliğine göre tiyatro da görev alacak sanatçılar bir yıl amatör olarak görev yapacaklardır.
Fatih Erol