Ve halk kararını verdi
Aylardır Yerel Yöneticilerimizi Seçmek için sıkı bir seçim propagandasına maruz kaldık.
Hatta siyaset bombardımanına...
*
Rakip partiler  ve adaylar birbirlerine fena halde saldırdılar.
Çok sert bir dil kullanıldı.
Çok sert...
*
Tehditler havada uçuştu.
"İçeri atarız.
Dışarı çıkartmayız." şeklinde kabulü mümkün olmayan ifadeler...
*
Evet,Türkiye'de yerel seçimler yapıldı...
Ama yarışan belediye başkan adaylarından ziyade,
Liderler vardı meydanlarda...

Medya daha çok liderlerin konuşmalarını verdi.
Onlar da verdi veriştirdi...
İpler...
İlletler...
Zilletler...
Kirli çamurlu ittifaklar...
Şeklinde kara kelimeler  uçuştu havalarda...
*
Gerçi aynı sertlikte değildi muhalefetin cevabı.
Onlar daha hesaplı hatta güvercin korkaklığında saldırıları geçiştiriyorlardı...
Sonra.
Seçim yapıldı.
Sonuçlar:
Cumhur ittifakı yüzde 51
Muhalefet 49.
Yani sonuç:
Cumhur ittifakına "Devam !"
Dedi halk.
*
Şu bir gerçek ki,
"Türkiye'de ekonomik kriz var,
Bu krizi çözme görevini sana veriyorum."
Dedi seçmen.
*
Evet, seçmen Erdoğan'a elin kolun sağlam.
Bileğin hala güçlü.
Ama ön dişlerinde zayiat var.
Bu dişlerin kaybı Ak Partinin neşesini azaltmıştır.
*
Türkiye,
Sandıkların açılmasıyla önceki gece nefesini tutmuş sonuçları bekledi.
Seçim sonrası Devlet Bey hariç,
Liderler makuldü.
Cumhurbaşkanı sorumluluk taşıyan bir lider profili çizdi.
Hatta kucaklayıcıydı.
*
"İstediğimiz sonuçları alamadık,
Bunun nedenlerini değerlendireceğiz." Dedi.
Bu açıklamayı yaptığı saatlerde Ak Parti adayı Binali Yıldırım Bey ajanslarda önde olmasına rağmen İstanbul'u aldık gibi bir ön açıklama da yapmadı.
Bu yaklaşımı kendisine yakışan bir duruştu.
*
Ancak,
Anadolu Ajansı,
Devletin Haber kuruluşu,
Maalesef sabaha kadar yerinde saydı.
*
Ta ki, dün YSK İmamoğlu önde diyene kadar yerinde saymaya devam etti.
Sustu tut yemiş bülbüle gibi.
Sustu kaldı.
Şoka girmiş gibi...
*
Bu arada Devlet Bahçeli biraz yumuşamış gibi konuşsa da,
İp yerine ilk defa İyi Parti demiş olsa da,
Hala,
"Kirli ittifak...
Türkiye üzerinde karanlık hesabı olan mihraklar. bu seçimlerde kaybetmiştir.
Ekonomik tetikçiler, döviz çeteleri, bozguncu çevreler... "
Gibi çok ağır ve aşağılayıcı ifadeleri hiç değilse  seçim sonrasına sarkıtmamalıydı.
Zire Türk Milliyetçisi Türk Milletini sevmektir.
Ötekileştirmeden,
İllet deyip bir kesimi hasta,
Zillet deyip bir kısmını aşağılamak olmamalıydı ifadelerinde...
*
Kaldı ki, bu seçimin en karlısı hiç kuşkusuz MHP'dir.
Aldığı oy oranın çok çok üzerinde belediyeleri elde etmiştir.
*
Bu seçimin bir başka kazananı da bence Ak Partidir.
Onca iktidara rağmen yine birinci parti.
Onca ekonomik krize rağmen hala 45 oy alabilmiştir.
*
Bunun yanısıra,
CHP'de karlı partilerdendir.
Bu seçimde CHP Ankara'yı Mansur Yavaşla söke söke almıştır.
25 yılın üzerinde Ankara ve İstanbul tekrar,
"CHP" demiştir.
*
Evet, bu sonuçlar kesin olmamakla birlikte yaklaşık olarak,
Ak Parti: 45
CHP: 30
İyi parti: 7.5
MHP: 7.5
HDP:4
Saadet:2.5
Bu arada
Bu seçimin birinci partisi yine Ak Parti.
İkinci partisi CHP
Üçüncü partisi ise İyi Parti.
Dördüncü Partisi MHP
Beşinci partisi HDP,
Altıncı Partisi ise Saadet partisi olmuştur.
*
Son anda DSP'den aday gösterilen Mustafa Sarıgül, CHP karşısında seçimi kaybetmesinin yanısıra,
O da CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının oylarına hayli darbe vurdu.
Bu yönüyle Sarıgül sol oylar için bir bölücü durumuna düştü.
Tabi bu arada CHP için en sevilmeyen siyasi parti de DSP olmuştur.
*
Siyaset böyle işte.
Ak Parti'ye de,
İstanbul'da en fazla zarar veren özleri bir sözleri kardeş Saadet Partisi olmuştur.
*
Trabzon'a gelince,
Trabzon kendisine yakışır bir seçim yaptı.
Adaylar birbirlerine hep saygılıydı...
Şehri germediler.
İnsanları kutuplaştırmadılar.
Keyifli,
Güler yüzlü bir kampanya oldu...
*
Dün,
Yani 1 Nisanda Taka'nın birinci sayfasında yayınlanan Zorluoğlu karikatürünü belirtmeliyim ki,
Cuma günüden çizmiştim.
O karikatürde Zorluoğlu:
"Teşekkürler Trabzon!" diyordu daha seçim yapılmadan.
*
Tabi bu arada seçim öncesi Zorluoğlu ile yaptığımız söyleşide,
Alacağı oyun yüzde 60'ın üzerinde olacağını,
Seçilme sorunun olmayacağını söylerken,
Genel Müdürümüz Zihni Ağırman ise,
Aadeta nokta atışı yaparak, "Ak Parti Büyük Şehir Belediyesini yüzde 65'le  alır" demişti.
Ve tam isabet ettirmiştir.
*
Ben ise,
"Evet, seçimi Zorluoğlu alır ama,
Yüzde 55 veya 56 çıvarında oyla alır" demiştim.
Anlaşılan o ki,
Ben bu siyasi totoyu okuyamıyorum.
*
Seçimde hayli başarılı olan,
Başkan Zorluoğlu'nu ve Merkez İlçe Başkanı Ahmet Metin Genç'i  ve tüm seçilen başkanları gönülden kutluyorum.
*
Bu görev süreleri  içerisinde çok çalışmalarını,
Kendilerine oy veren seçmene bu oyun karşılığını hizmetle vermelerini  diliyorum...
*
Bu arada Binali Yıldırım'a üzüldüm.
Evladı yaşındaki bir rakibe yenildi.
Ki, Binali Bey Milletvekili.
Binali Bey, Ulaştırma Bakanı.
Bianli Bey, Cumhurbaşkanlığı Baş danışmanı.
Binali  Bey, Başbakan,
Hatta on Başbakan Binali Bey.
Bianli Bey TBMM Başkanı.
*
Evet son görevi Meclis Başkanı olduğu halde,
İstanbul'a Belediye başkanı olması istendi.
O da gözünü kırpmadan,
TBMM görevinden istifa etti ve gitti İstanbulludan Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oy istedi.
*
Bu süreçte,
Güler yüzlü siyaset yaptı.
İnsanları hiç germedi.
Hep yüzü güldü.
Sonuç ilk yenilgisini aldı.
*
Kazanan Ekrem İmamoğlu hemşerimiz.
Trabzonlu.
Babadan siyasetçi.
İyi eğitim almış.
Başarılı bir iş İnsanı.
Ve de Trabzonsporlu.
E, ona da başarılar diliyorum...
FIKRA
YOKSUL bir köy, seçim sabahı. Karı koca sandığa oylarını atmışlar, eve dönüyorlar... Kahvenin önünden geçerken adama bağırmışlar:
“Gel ülen, bi çay iç!”
Adam karısını eve yollayıp, kahveye takılmış. Akşam üzeri dönmüş, elinde bir yumurta, karısı sormuş:
“Ne elindeki?”
“Yumurta, görmüyon mu?”
“Gördümde neyin nesi anlayamadım!”
* * *
ADAM başlamış anlatmağa:
“Kahvede otururken biri geldi, bana bir yumurta verdi. Hediye!”
“İyi de ne olacak bu yumurta?”
“Zengin olacağız... Yumurtayı karşı komşunun kümesindeki tavukların altına koyacağım, civcivler çıktıktan sonra bir tane dişi alacağım. Bu dişi büyüyüp tavuk olacak, bir sürü yumurtlayacak. Onları da kuluçkaya yatıracağım, yine civcivler gelecek. Sonunda o kadar çok civciv, tavuk, yumurta olacak ki, bunları satıp bir inek alacağım!”
Karısı “eee!” diye meraklanmış:
“İneği, komşunun öküzüyle çiftleştirip, doğan buzağıyla yine çiftleştireceğiz. O kadar çok ineğimiz, öküzümüz olacak ki, satıp bir ev, bir kaç tarla alacağız. Sonunda çok paramız olacak. Paranın üçte biriyle yine ev ve tarla, üçte biriyle üst baş, üçte biriyle mobilya, beyaz eşya alırız.”
“Sonra?”
“Üçte birden kalan parayla da, ben biraz gezip tozacağım!”
Kadın hırsla yerinden kalmış:
“Gezip tozacaksın öyle mi?”
“Öyle!” 
Kadın yumurtayı kapıp, yere atmış kırmış...
Kırılan yumurta mı, yoksa hayal mi?
Bugün sandıklar açıldıktan sonra, kimbilir kaç yumurta kırılacak?