“Vücut kitle endeksi 35’in altında olan hastalarımızda endoskopi ünitesinde yaklaşık 5 dakika içerisinde yaptığımız, hastayı yaklaşık yarım saat içerisinde evine gönderdiğimiz basit bir işlem. Mide balonu hastanın midesinde ortalama 6 ile 9 ay arasında kalıyor. Bu süreçte kilo kaybı hedefimiz ise 15-20 kilo oluyor” dedi.
Dünya genelinde yaygın olarak görülen obezite, her geçen gün daha da artan bir halk sağlığı problemi haline geldi. Obezite ile mücadelede yapılan işlemlerle ilgili bilgiler veren Medical Park Karadeniz Hastanesi Genel Cerrahi Op. Dr. Serkan Tayar, obezitede Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığını belirtti. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte obezitenin kapalı ameliyat ve endoskopik yöntemlerle kolaylıkla tedavi edebildiğine dikkat çeken Op. Dr. Tayar, “Maalesef obezite pandemi ile birlikte inanılmaz derecede arttı. İnanılmaz bir ivmeyle büyüyor ve özellikle şu anda Avrupa'da Türkiye maalesef obezitede birinci sırada. Ama teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık kapalı ameliyatlarla ve endoskopik yöntemlerle bu hastalığı kolaylıkla tedavi edebiliyoruz. Ancak artık hastaların obezitenin bir hastalık olduğunu kabul etmesi gerekiyor. ‘Obezite gerçekten bir hastalık ben hastayım ve tedavimi olmam lazım’ diyerek mutlaka güvenilir bir tıbbi tetkik yaptırdıktan sonra güvenilir bir sağlık kurumunda tedavilerini olmaları gerekiyor” dedi.
Boy ve kilo oranı 35’in üzerinde olan hastalar için cerrahi seçeneklerin ön planda tutulduğunu kaydeden Op. Dr. Tayar, “Vatandaş olarak vücut kitle endeksi yani hastanın boy, kilo oranı önemli. Boy, kilo oranı 35’in üstünde olan hastalarımız öncelikle cerrahi seçenekleri ön planda tutuyor. Cerrahi seçenek 4 küçük delikten yaptığımız yaklaşık yarım saat süren ve ortalama hastanın hastanede 2 gün kaldığı ve 9 ay sonunda da ideal kilosuna düştüğü artık çok güvenilir, basit bir yöntem. 35 üstü olan hastalar genellikle kapalı ameliyat dediğimiz tüp mide ameliyatını tercih ediyor. Vücut kitle endeksi 35’in altında olan hastalarda ise öncelik mide balon uygulaması. Mide balon uygulaması da çok güvenilirdir. Endoskopi ünitesinde yapılan, yaklaşık 5 dakika süren, hastanın yarım saat sonra evine gittiği ve ortalama 6 ayda 20-25 kilo kaybı yakaladığımız basit, güvenilir bir yöntem. Şu anda en ön planda obezite ile mücadelede cerrahi olarak tüp mide yani sleve gastrektomi, endoskopik olarak ise mide balonu uygulamasını çok yaygın kullanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Hastalarımızı sürekli takip edilen bir havuzun içerisine sokuyoruz”
İşlem sonrası hastalara diyet programı vererek yakından takip ettiklerini vurgulayan Op. Dr. Tayar, “Ameliyatta veya mide balon uygulamasında hastaya diyet programı verme gibi bir durumumuz şuanda yok. Zaten bu hastalar diyet yapamayan ve diyet problemi olan hastalar. Bunlar bir an önce gelip tedavileri için ilk adımı atmaları gerekiyor. İşlem sonrası zaten hastalara nasıl bir program uygulamaları gerektiği ve diyet programları hakkında diyetisyenimizle sürekli iletişim halinde olması gerektiğini detaylarıyla anlatıyoruz. Hastaları kişisel asistanımızla yakın takip ediyoruz” diye konuştu.
“120 kilo bir vatandaş 9 ay sonra 70 kiloya düşebiliyor”
Mide balonu işleminin ardından 120 kilogram olan bir vatandaşın 9 ay sonra 70 kiloya düşebildiğini kaydeden Op. Dr. Tayyar, “Hastalarımızın geri dönüşleri, memnuniyet oranları gerçekten çok yüksek. Bu bizi işimizde motive ediyor. Örnek veriyorum; 120 kilo bir vatandaş 9 ayda sonra 70 kiloya düşüyor. Psikolojik ve fizyolojik olarak da çok fazla bir değişim oluyor. Geçtiğimiz günlerde ameliyat ettiğimiz bir hasta insülin kullanıyordu. Şekeri ameliyat öncesi 400 iken, ameliyat sonrası insülini bırakınca şeker seviyesi 150’ye düştü. Bu çok trajik bir değişim. Kronik ilaç kullanan bir insanın ilacını kesiyorsun, ilaç kullanmayınca görüntüsü değişiyor. Görsel açıdan da hastalarımız mutlu olacakları şekilde güzel bir değişim içerisine giriyorlar” ifadelerini kullandı.
“Elimizde cerrahi ve mide balonu gibi çok büyük silahlarımız var”
Obezitenin maalesef şu anda bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Op. Dr. Tayar, şöyle konuştu:
“İnsanların bunu bir hastalık olarak değerlendirmesi gerekiyor. Obez hastalarda, sistemik hastalıklar gelişmeden yani tansiyon, şeker, kalp hastalığı gibi hastalıklar olmadan bir an önce tedavileri olmaları lazım ki tedavi sonucunda hastalıklar gelişmeden yaşamlarını kaliteli ve güzel bir şekilde geçirebilsinler. Şeker ve tansiyon hastaları için Tip-2 diyabet ve tansiyonu olan obez hastalarda ameliyat sonrası hem şeker düzeliyor hem tansiyon düzeliyor. Kullandıkları bir torba ilacı kullanmak zorunda kalmıyorlar. O yüzden şekeri ve tansiyonu olan obez hastalara ek önerim hiç beklemeden bir an önce obezite ile sıkıntınızı gidermeleri. Böylece hem şekerleri hem tansiyonları düzelmiş olur. Elimizde cerrahi ve mide balonu gibi çok büyük silahlarımız var. Bunların sonuçları çok çok güzel. O yüzden hastalara en büyük tavsiyem, obeziteyi bir hastalık olarak görüp bir an önce tedavilerini başvurmalarıdır.”