Millet Paris’inin Genel Başkanı Cuma Nacar, her 6 ayda bir yaptığı uygulamaya devam etti ve Trabzon il Başkanı Yahya Demeli ile birlikte siyasi mesajını Trabzon basınına gönderdi. Nacar çok önemli mesajlar verdi:
Uygulanan ekonomik politikalarla işçi, memur, emekli, tarımla uğraşanlar, sanayici, tüccar ciddi bir ekonomik krize yuvarlanmış ve mutlu bir azınlık dışında toplumun tüm kesimi açlığa, yokluğa, yoksulluğa mahkûm edilmiştir. Vatandaşlarımız geçim derdine düşürülmüş, sürecin sonunda milletimizi ve devletimizi bekleyen büyük tehlike üzerinde düşünme ve tepki gösterme melekesi elinden alınmaya çalışılmıştır. Üstüne üstlük yaldızlı sözlerle hâlen devam eden yoğun toplum mühendisliğine maruz bırakılmış, aldatılmak ve kandırılmak istenmiştir.
Belediye başkanlarına yönelik operasyonlar ile görevden almalar, gözaltılar tutuklamalar ile ana muhalefet partisi, böylesine var veya yok olmak sorununa rağmen; bir bakıma etkisiz, kendi başının derdine düşer hale getirilmiştir.
BÖLGEMİZDEKİ GELİŞMELER, EMPERYALİSTLERİN HEDEFLERİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR
Türkiye ile ruh ve gönül coğrafyasında yaşanan kavganın sebebi, “Şark Meselesidir. Batı dünyasının karanlık ruh dehlizlerinin ürünü olan “Şark Meselesi”; Türk milletini Anadolu ve Balkanlardan, Orta Asya’ya kadar sürmek veya imha ülküsü haline gelmiştir. İşte bölücü siyasi Kürtçülük, bu şark meselesinin bir aracı olarak doğmuştur. Aslında “Şark Meselesi”, Batı medeniyetinin ‘’Türk Sorunudur.’’
Nitekim, 1970’lerde sağ-sol çatışmaları, ASALA terörü, PKK’nın yapay Kürt meselesi başımıza bela edilmiştir. BOP ile Türkiye dahil 22 ülkenin sınırlarının yeniden tasarlanması, Şark Meselesinin en somut örnekleridir. “Arap Baharı” denilerek bölge ülkelerinde yönetim değişikliği ile sonuçlanan olaylar hafızamızda tazeliğini korumaktadır.
PKK VE BENZERİ ÖRGÜTLER EMPERYALİST GÜÇLERİN PİYONUDUR
BOP dalgası, Suriye olayları ile Türkiye sınırına dayanmıştır. Bölgedeki çatışmaların tümü vekalet savaşlarıdır. Suriye’nin kuzeyinde sözde özerk, kukla nüve bir ‘Suriye Kürdistanı’ amaçlanmaktadır. Türkiye’nin güneydoğusunun da dahil edilmesi ile ‘Büyük Kürdistan’ hayali kurulmaktadır. KCK’nın PKK’sı rolünü, Suriye yapılanması PYD ile devam ettirecektir. PKK terör örgütünün kendini feshettiğini duyurması ve silah bırakma tiyatrosu bir aldatmacadır. Nihai amacın, ‘Büyük Kürdistan’ olduğu bellidir.
“Şark Meselesi”, bir ‘Doğu Sorunu’ değil; aslında ‘Türk Sorunu’ ise, siyasi Kürtçülük ve etnisite temelli teşebbüsler, Türk milletini parçalamayı amaçlayan emperyalist politikalardır. Türk milleti, etnisiteler yığını değildir. Bu ülkede yaşayan insanların tamamı, ortak yaşama ve gelecek iradesine sahip, Türk Milleti’dir.
Türkiye’nin demokratik ve meşruiyet çizgisinde, yeniden bir Millî mücadeleye ihtiyacının olduğu tarihi günler yaşıyoruz. Gün, tüm farklılıkları bir kenara bırakarak, hangi etnik köken veya mezhepten olursa olsun; bütün vatan, millet, bayrak, devlet sevdalılarının bir ve beraber olma, ortak hareket etme günüdür.”