Trabzon Oteller Birliği Başkanı Mustafa Aksu, turizmin geleceğine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Başkan Aksu, şehrin turizm potansiyelini ve sektördeki mevcut sorunları çarpıcı ifadelerle ortaya koydu. Aksu, “Trabzon’da turizm patlamadı, kontrolsüz büyüme var. 12 ay turizm söylemleri gerçekçi değil. Şehir önce kendi değerlerine sahip çıkmalı, planlama yapmalı ve hatalarıyla yüzleşmeli”. Aynı zamanda Trabzon’un en büyük eksikliğini “hikayesizlik” olarak tanımlayan Aksu Şirince örneğini vererek, “Oranın bir hikayesi var, bizimse hikayemizi anlatacak cesaretimiz bile yok” dedi.
ZAMANA İHTİYAÇ VAR

Trabzon Oteller Birliği Başkanı Mustafa Aksu, turizm sektöründe yapay zekanın etkisine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Aksu, yapay zekanın sektöre büyük kolaylıklar sağlayacağını ancak Trabzon’un bu dönüşüme hazır olmadığını belirtti. Aksu, “Aslında baktığımız zaman sektör için çok faydalı olacak bir gelişme. Yapay zekayı destekleyen biri olarak şunu söyleyebilirim, Yapay zekayla birlikte iş gücü azalıyor. Üretim azalacağı için insan biraz daha düşünecek. Çünkü artık her şey bilgiyle yapılacak. Trabzon buna hazır mı, teknolojiyi yakalayabilir mi? Şöyle söyleyeyim, öncelikle markalar bu konuda büyük çalışmalar yapıyor. Ancak Trabzon’un bunu yakalaması için biraz zamana ihtiyaç var. Çünkü Trabzon’da 376 tesis var. Markalaşarak ve kurumsallaşarak şehrin turizm kalitesini artırdığımızda, bu teknolojilere olan ihtiyaç da artacak. Ancak bu, gelen turistin niteliği ve niceliğine bağlı. Niteliği ve niceliği artırmadığımız sürece, teknolojiden faydalanma isteği de dalgalanma gösterecektir. Biz tesisimizde yapay zekayı kullanmaya çalışıyoruz. Çünkü gerçekten çok geniş bir ufuk. Ama bu teknolojileri kullanabilmek için, kurumlarımızda da gerekli niteliklerin oluşması lazım. Biraz daha kaliteyi yükseltmemiz gerekiyor.” dedi.
ZORLANIYORUZ

Aksu, yapay zekanın iş gücünü azaltacağını ancak kaliteyi artıracağını belirterek, ‘’Yapay zekanın çok büyük bir dezavantajı olduğunu düşünmüyorum. Ancak tabii ki sektördeki insan sirkülasyonu azalacak. Belki de on kişinin yaptığı işi beş kişi yapacak. Bu da istihdamı azaltacak, işsizliği artırabilecektir. Şu anda Trabzon’da turizm sektöründe yaklaşık 20–30 bin kişi çalışıyor. Bu sayının azalacağını düşünüyorum. Ama zaten maliyetler çok yüksek. Zaten düşüş olacak, bu sadece yapay zekaya bağlı değil. Asgari ücret artışı bile bunu etkiler. Turizmde doların artışı ve enflasyonun etkisiyle maliyetler arttı. Artık bu kadar kişiyi çalıştırmak kolay değil. Yazın 40 kişiyle, kışın 20 kişiyle çalışan işletmeler bu sayıyı düşürecek. Bu düşüşün sebebi yapay zeka değil; yapay zekâ, bu düşüşün bir sonucu olabilir. Şu anda Avrupa’da birçok yerde karşınıza çıkıyor: kimse çalışmıyor, sadece kartla odanı açıyorsun. Bizim için büyük bir yük personel maliyetleri. Pandemide otelimi kapatmam gerekiyordu ama personelimi işsiz bırakmamak için açık tuttum, zarar ettim. Artık her şeyin bir sınırı var. Trabzon’da haksız rekabet de var. Vergisiz çalışan işletmeler kazanç sağlarken, biz vergisini veren işletmeler zorlanıyoruz. Bu nedenle yapay zeka aslında bu açıdan faydalı olabilir.’’ ifadelerini kullandı.
UZUNGÖL DEĞİL ‘’ÜZÜLMÜŞGÖL’’
Trabzon’un turizmde kalıcı bir başarı elde edebilmesi için öncelikle kendi değerlerine sahip çıkması gerektiğini belirten Aksu, ‘’ Trabzon’da “turizm patladı” diyemeyiz çünkü Trabzon’da turizm her zaman vardı. 1992’de, 1995’te, 2006’da da yaz ayları hep doluydu Şehir zaten bir turizm şehri. Doğasıyla, tarihiyle potansiyeli yüksek. Ama son yıllarda kontrolsüz bir şekilde büyüme oldu. Hazır mıyız? Hayır, asla hazır değiliz. Hazır olma şansımız da zor. Değerlerimize, şehrin mirasına sahip çıkmadan bu olmaz. Mesela Sümela Manastırı, dünyanın sayılı eserlerinden biri. Yedi yıl kapalı kaldı. Açıldı ama beklenen ilgiyi görmedi. Uzungöl’e artık “Üzülmüşgöl” diyorum. Çünkü yanlış yaklaşımlar var. Bu şehrin bir hikayesi yok hikaye üretilmiyor. Şirince gibi bir hikâyemiz olsa yıl boyu turist olurdu. Trabzon’un 2050’ye kadar bir “Turizm Master Planı” hazırlanıyor, ama henüz ortada yok. Kış turizmi mesela: Zigana’da, yaylalarda büyük potansiyel var ama değerlendirilmiyor. Biz yıllardır tekliflerde bulunuyoruz. Profesyonel danışmanlık yapmak istiyoruz. Ama Trabzon’da herkes her şeyi çok iyi bildiğini sanıyor. Biraz aynaya bakmamız gerekiyor. Bu şehir çok şey hak ediyor ama önce kendi hatalarımızla yüzleşmeliyiz.’’ ifadelerini kullandı.
YAZ TURİZMİNİ FETHETTİK KIŞA GEÇELİM
Trabzon’un klasik deniz kum turizmine uygun olmadığını şehrin asıl gücünün doğasında olduğunu söyleyen Aksu, ‘’Bazı insanlar “yaz turizmini fethettik, şimdi kışa mı geçeceğiz?” mantığında. Ama kış turizmi sadece kayak değildir. Mesela sağlık turizmi olabilir. Dünyada sağlık turizmi sadece tedavi veya saç ekimi değildir. Norveç gibi yerlerde insanlar oksijeni bol, teknolojiden uzak yaylalarda dinlenir. Bizim yaylalarımız buna çok uygun. Yazımız yok aslında, deniz kum turizmine uygun değiliz. Ama doğamız var. Ortak nokta doğa. Yaz da kış da doğa üzerine kurulmalı. Uzungöl’ün kış görüntüsü yazdan daha güzeldir. Ama bunun için bir master plan gerekir. Arap turizmi diye bir şey yok. Turizm vardır. Çin’den, Özbekistan’dan, farklı ülkelerden insanlar gelecekse doğa ve tarihe gelir.’’ söyledi.
GERÇEK KONUŞALIM 12 AY TURİZİM DİYE BİR ŞEY YOK
Trabzon Oteller Birliği Başkanı Mustafa Aksu, şehirde turizmin on iki ay sürdürülebileceği yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, ‘’Gerçekçi olalım, dünyada on iki ay turizm çok nadirdir. Roma’da, Venedik’te bile tam anlamıyla yoktur. Bizim şehrimizde dört beş ay turizm olabilir. Şu an sadece bir ay, Temmuz Ağustos arası doluluk var. Yatak kapasitesi ile talep arasında dengesizlik var. İnsan biliyor ki o dönemde yer bulur, diğer aylarda gelmiyor. Yani on iki ay turizm olmaz, olmamalı da. Şehrin kaldırabileceği kapasite belli. Bürokrasi bunu büyütmemeli. Şehir otelleri zaten on iki ay açık ama bu, turizm anlamına gelmez. Almanya’dan gelen fındık işçilerini turist saymak da yanlış. Gerçek rakamlar abartılıyor.’’ dedi.

VEFASZILIKTAN VE KANUNSUZLUKTAN KURTULMALI
Trabzon’un tanıtımı için fuarlara kendi imkanlarıyla katıldıklarını belirten Aksu, destek eksikliğine dikkat çekti Aksu, ‘’Bunun için bazı girişimlerimiz var. Özbekistan, Kazakistan ve Çin’le bağlantılar kurduk. Haftada birkaç direkt uçak seferi yapılması için sayın Bakanımıza taleplerimizi ilettik. Çünkü aktarmalı uçuşlar fiyatı artırıyor, insanlar tercih etmiyor. Eğer direkt uçuşlar olursa kışın da turist gelebilir. Biz bu konuda projeler hazırladık, gerekli mercilere ilettik. Ancak maalesef bize yeterince danışılmıyor. Turizmi gerçekten bilen insanlarla istişare yapılması lazım. Trabzon’un tanıtımı için fuarlara kendi imkanlarımızla gittik. Antalya fuarına bile artık güç yetiremedik. Kayıt dışı işletmelerle mücadele ettik ama destek göremedik. Bu şehir önce vefasızlıktan, sonra kanunsuzluktan kurtulmalı. Bırakın bu şehri rahat bırakalım, turizmciler olarak biz kendi ayaklarımız üzerinde dururuz.’’ açıklamasında bulundu.




