Dünyanın dört bir yanından toplanan veriler, insan mutluluğuna dair yıllardır kabul edilen "U-eğrisi" hipotezinin yerini yeni bir gerçekliğe bıraktığını gösteriyor. Prof. David Blanchflower liderliğinde 80’den fazla ülkede yapılan kapsamlı araştırma, gençlerin yaşam memnuniyetinin şimdiye kadar hiç olmadığı kadar düştüğünü ortaya koydu. Artık mutsuzluğun yaşla birlikte azaldığı ve gençlerin orta yaştakilerden bile daha mutsuz olduğu bu yeni durum, dünya genelinde kaygı ve umutsuzluk seviyelerinin artışına işaret ediyor. Uzmanlar, bu dramatik değişimin en önemli nedenlerinden biri olarak akıllı telefonların yaygınlaşmasını öne çıkarıyor.
Gençlerin Yaşam Memnuniyetinde Tarihi Düşüş
Araştırmaya göre, 2017 yılından bu yana gençlerin yaşamdan aldıkları tatmin ciddi şekilde azaldı. Bu durum ABD’den Afrika’ya kadar pek çok ülkede benzer şekilde yaşanıyor. Özellikle genç kadınların ruh sağlığı alanında yaşadığı zorlanmalar dikkat çekiyor. Uzmanlar, gençlerin artan kaygı, stres ve yetersizlik duygularının, intihar girişimleri ve ruh sağlığı başvurularındaki artışla da paralel ilerlediğini belirtiyor.
Akıllı Telefon Kullanımının Mutluluk Üzerindeki Etkisi
Dartmouth Üniversitesi’nden Prof. Blanchflower ve ekibi, gençlerin ruhsal durumundaki bozulmanın 2011’den sonra hızla arttığını ve 2014'ten itibaren ciddi bir ivme kazandığını vurguluyor. Bunu akıllı telefonların yaygınlaşması ile ilişkilendiriyorlar. Ekip, COVID-19 ve ekonomik kriz gibi faktörlerin bu trende doğrudan neden olmadığını belirtiyor. Akıllı telefonların, özellikle gençler arasında sosyal bağları zayıflatıp ruh sağlığını olumsuz etkilediği düşünülüyor.
Evrensellikten Kopuş: Mutluluk U-Eğrisi Yerine Yeni Model
Yıllardır biyolojik ve kültürel temellerle desteklenen mutluluk “U-eğrisi” hipotezi, gençlikte mutluluğun yüksek başladığı ancak orta yaşta düştüğü ve yaşlılıkta tekrar yükseldiği varsayımını savunuyordu. Ancak Prof. Blanchflower’ın araştırması, bu modelin artık geçerli olmadığını, mutsuzluğun yaşlandıkça azaldığını ve gençliğin tarihte ilk kez en düşük mutluluk düzeyini yaşadığını ortaya koydu. Bu değişim, psikoloji ve sosyal bilimlerde köklü etkiler yaratabilir.
Gençlerin Ruh Sağlığı İçin Küresel Uyarı
Araştırmanın sonuçları sosyal, kültürel ve ekonomik olarak geniş yankılar oluşturuyor. Prof. Blanchflower, "Bu tablo korkutucu. Zaten yıllar önce harekete geçmemiz gerekiyordu," diyerek gençlerin ruh sağlığındaki kriz için acil önlemler çağrısı yaptı. Araştırma, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de mutluluk ve refahın korunması için yeni yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.




