Tüm Türkiye’yi derinden sarsan Narin cinayetinde yargı süreci devam ederken davada kritik bir gelişme yaşandı. Cinayetle bağlantılı olarak yargılanan ve 4.5 yıl hapis cezasına çarptırılan Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, kamuoyuna yaptığı açıklamayla davadan çekildiğini duyurdu. Karar, davanın seyrini yeniden tartışmaya açarken, gazeteci-yazar Ahmet Külekçi’nin sürecin başından bu yana dikkat çektiği bazı noktalar yeniden gündeme geldi.
“Nevzat Bahtiyar itiraf etmeli” çağrısı
Gazeteci-yazar Ahmet Külekçi, olayın meydana geldiği köyü ziyaret etmiş, küçük Narin’in mezarı başında yaptığı açıklamalarla kamuoyunun dikkatini cinayetin perde arkasına çekmişti. Külekçi, daha önce yaptığı açıklamalarda cinayetle ilgili kilit ismin Nevzat Bahtiyar olduğunu açıkça dile getirmişti.
Avukatın davadan çekilmesi üzerine yeni bir açıklama yapan Külekçi, şu ifadeleri kullandı:
“Avukatının bile artık vicdanı patladı. 8 yaşında bir yavrumuzu vahşice katleden bu olayda, kim parmak sahibiyse mahşere bırakılmadan hesap vermeli. Nevzat Bahtiyar da elbet bir gün vicdanının sesini dinleyecek ve doğruları anlatacaktır. Artık itiraf etme zamanı gelmedi mi?”
Bu sözler, davada psikolojik baskının arttığını ve kamuoyunun adalet beklentisinin sürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Avukat Ali Eryılmaz: “Savunulacak bir taraf kalmadı”
Avukat Ali Eryılmaz’ın çekilme kararı, resmi açıklamayla netleşti. Eryılmaz, müvekkiliyle ilgili detay vermekten kaçınırken, sürecin kendi vicdani değerlendirmesi sonucunda böyle bir karar aldığını belirtti. Bu açıklama, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, Eryılmaz’ın kararını “vicdanî duruş” olarak yorumladı.
Bu gelişmenin ardından gözler bir kez daha Nevzat Bahtiyar’a çevrildi. Soruşturmanın genişletilmesi ve yeni delillerin ortaya konması yönünde kamuoyunda baskılar artıyor.
Toplumun vicdanı bu davanın peşinde
Narin Güran’ın 8 yaşında uğradığı korkunç cinayet, sadece ailesini değil, tüm Türkiye’yi yasa boğmuştu. Cinayetin üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ tam olarak aydınlatılamamış olması, toplumsal bellekte bir yara olarak duruyor.
