Genetikten Bağımsız: Yoksulluk Kalıcı Psikolojik Hasar Bırakıyor
Araştırmanın öne çıkan sonucu, ruhsal bozukluklarla gelir seviyesi arasındaki bağın, genetik mirastan bile daha güçlü olduğuna işaret ediyor. Çocukluk ve ergenlikte yaşanan ekonomik yoksunluk, bireyin psikolojik dayanıklılığını kalıcı olarak zayıflatıyor. Bilim insanları, bu durumu sadece genlerle açıklamanın yetersiz kaldığını belirtiyor.
Yoksulluk, Ruh Sağlığında Zincirleme Krize Yol Açıyor
Uzmanlara göre, gelir eşitsizliğiyle mücadele, yalnızca sosyal adalet değil aynı zamanda bir kamu sağlığı meselesidir. Çünkü:
-
Sağlık yükü artıyor: Erken yaşta başlayan depresyon, kaygı ve diğer ruhsal bozukluklar, kamu sağlık sistemlerinde maliyeti artırıyor.
-
İşgücü zayıflıyor: Ruhsal sorunlar, bireylerin eğitim ve kariyer süreçlerini sekteye uğratıyor; iş verimliliğinde düşüşe neden oluyor.
Sosyal Politikalar = Ruh Sağlığı Politikaları
Ekonomim’in aktardığına göre araştırmacılar, aile gelirini destekleyen sosyal yardımların aynı zamanda “önleyici sağlık yatırımı” olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor. Maddi refahın geniş kesimlere yayılması, bireylerin daha dirençli ve üretken olmalarını sağlayarak sosyal ve ekonomik istikrarı güçlendiriyor.
40 Yıla Yayılan Ruhsal Etki
Araştırma, ekonomik eşitsizliğin sadece bugünü değil, bireylerin yaşam kalitesini 40 yaşına kadar belirleyen yapısal bir faktör olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, kalkınma stratejilerinde yalnızca büyüme ve istihdam değil, çocuklukta yaşanan ekonomik koşulların da merkezi bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
