Sahte Mezuniyet Belgeleriyle Sistem Ele Geçirilmiş
2024 yılında patlak veren ve kamuoyunda büyük infial yaratan sahte diploma çetesiyle ilgili yeni gelişmeler gündeme damga vurdu. Ankara'da düzenlenen operasyonlarda tutuklanan İsa Can E.'nin, devlet sistemlerine yetkisiz erişim sağladığı, sahte e-imzalarla diploma üretimi yaptığı ortaya çıktı. Zanlının çoğu dolandırıcılık olmak üzere tam 44 farklı suç kaydı bulunduğu öğrenildi.
Üniversite Sistemlerine Sahte E-İmzayla Girmiş
Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre İsa Can E., Atatürk Üniversitesi’nin Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı sistemine sızarak, daire başkanının kimliğiyle sahte e-imza oluşturdu. Bu sahte e-imzayla sisteme giren zanlı, işletme, hukuk ve beden eğitimi öğretmenliği gibi bölümlerden “mezuniyet belgeleri” düzenledi. Bu belgelerin bazılarının e-Devlet sistemine de işlendiği tespit edildi.
Göç İdaresi ve Emniyet de Hedef Oldu
Soruşturma kapsamında zanlının yalnızca üniversite sistemleriyle sınırlı kalmadığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı gibi kritik kurumlara da sızdığı ortaya çıktı. Zanlı, bu kurumlarda görev yapan üst düzey personelin fotoğraflarını kullanarak sahte kimlikler üretmiş ve sahte e-imzalarla kamu sistemlerine erişim sağlamış. Sahte diploma düzenlediği kişiler arasında adı daha önce gündeme gelen Gökay Celal G. de bulunuyor.
Kritik Pozisyonlara Sahte Belgelerle Ulaşılıyor
Skandalın en çarpıcı noktalarından biri ise, bu sahte diplomaların yalnızca bireysel kullanım için değil, kamu kurumlarına atanmak veya terfi almak amacıyla da kullanılmış olması. Yetkililer, bu belgelerle bazı kişilerin kamuya atanma sürecine girdiğini, bazılarının ise hali hazırda aktif görevde olduğunu değerlendiriyor.
Soruşturma Genişletiliyor
Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı koordinesinde yürütülen soruşturmada, hem belgeleri sahte olarak hazırlayanlar hem de bu belgelerle fayda sağlayanlar hakkında ayrı ayrı işlem başlatıldı. Yeni operasyonların kapıda olduğu, birçok şehirde gözaltıların devam edeceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu olayın yalnızca bireysel bir dolandırıcılık değil, sistem güvenliğini tehdit eden organize bir suç şebekesi olduğuna dikkat çekiyor.