Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Sedide Akbulut’un konuşmacı olarak katıldığı programa; Canik Kaymakamı Şeref Aydın, Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, Samsun İl Müftüsü Seyfullah Çakır, İlahiyat fakültesinden öğretim üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Canik ilçe Müftüsü Bayram Karar’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda yapılan protokol konuşmalarında söz alan İl Müftüsü Çakır, "Bugün çok şükür Diyanet İşleri Başkanlığımız yediden yetmişe herkesin ulaşabileceği mekânlarda her yaş grubundan insana yönelik Kur’an kursu hizmeti sunuyor. Çeşitlendirdiği öğretim programları ile her yaştan ve farklı eğitim durumlarına sahip bireylere, farklı düzeylerde Kur’an ve din eğitimi sunabiliyoruz. Başkanlığımızın çalışmalarıyla gerçekleştirdiğimiz ahlak eksenli eğitim programlarıyla çok şükür bugün çok güzel bir yere geldik. Hafızlığını tamamlayan öğrenciler, Kur’an’ı anlama sınıfları ve ardından İslami İlimler sınıflarında Arapça eğitimlerine devam ediyor. Bu şekilde bizim öğretim programlarımızla talep eden herkes Kur’an-ı Kerimi lafzıyla okumayı öğrenmekten anlamında derinleşmeye uzun bir yolculuk yapabiliyor. Öğretim programlarımızın çeşitlenmesi ve taşrada bizlere halkımızın ihtiyaçlarını karşılama noktasında açtığı alan açısından başkanlığımıza minnettar olduğumuzu Eğitim Hizmetleri Genel Müdürümüz nezdinde ifade etmek istiyorum" dedi.
Konferans sunumu için kürsüye çıkan Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Akbulut ise "Allahü Teâlâ, ’Siz şükrederseniz nimetlerinizi artırırız’ buyuruyor ayeti kerimesinde. Bugün sahip olduğumuz imkânlara şükretmek oturduğumuz yerden şükretmekle olmaz. Şükürler olsun veya teşekkür ederim demek yeterli olmayacaktır. Her nimetin şükrü kendi cinsiyle yapılır diyor büyüklerimiz. Şükrolsun her şeyimiz var, hafızlarımız var vs. diyerek yetinecek halde değiliz. İmam Gazali’nin; Peygamber Efendimizin(sallallâhu aleyhi vesellem) Hadis-i Şeriflerinde; ’Sizden bir kimse bir kötülük görürse bunu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin’ ifadelerine yaptığı açıklamada eliyle bir kötülü düzeltecek olanlar amirlerdir. Yani kendisinde yetki olmayan kişide bir kötülüğü düzeltmek oldukça zordur. Diliyle düzeltmeyi ise âlimler yapar. Anlatmak, farkındalık oluşturmak, bilgisiyle katkı sunmak âlimin işidir. İlmiyle kötülüklerden alıkoymak için gayret gösterir. Uzmanlık alanına göre topluma katkı sunar. Son olarak yapılabilecek kalben buğzetmek söz konusu olunca, onu da avam yani halk yapar. Rabb’im beni bundan uzak tut der veya düzeltilmesi için âlimden, amirden yardım ister. Halka düşen kötülüğün karşısında durmaktır. Bugün burada, İslami İlimler sınıfımızdan mezun olan çocuklarımızın yanında olmak için buraya iştirak etmeniz kötülüğün karşısında durmaktır. Bizler âlimler olarak kötülüğü engellemek istiyorsak insan yetiştirmeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hafız yetiştiriyoruz. Ardından bir yıl Kur’an-ı anlama, onun da ardından 3 yıl İslami ilimler programlarına alıyoruz. Böylece amacımız kötülüğün karşısında duran, kötülüğü engelleyecek bir nesli inşa etmek "şeklinde konuştu.
İlahilerin yer aldığı program mezun olan öğrencilere belge ve hediyelerin takdimi ile son buldu.