Artan TL maliyetleri karşısında şirketler yeniden yabancı para cinsinden borçlanmaya yöneldi. Merkez Bankası verilerine göre, 2025 Haziran ayı sonu itibarıyla reel sektörün net döviz pozisyon açığı 185.8 milyar dolara çıkarak Eylül 2018’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Sadece 2024 yılının ilk yarısında 38 milyar dolarlık yeni açık oluştu. Bu gelişme, finansman tercihlerinin rasyonel görünse de yeni kırılganlıklar yarattığına işaret ediyor.
Yüksek TL faizleri dövizle borçlanmayı yeniden cazip hale getirdi
Pandemi sonrası dönemde düşük faiz politikaları, şirketleri uzun süre TL cinsinden borçlanmaya yönlendirmişti. Ancak Haziran 2023’te ekonomi yönetiminde yaşanan değişimle birlikte uygulanan sıkı para politikası, Türk Lirası kredilerinin faizlerini hızla artırdı. Artan maliyetler ve TL’ye erişimin zorlaşması, reel sektörü yeniden döviz kredilerine ve yurtdışı borçlanmalara yöneltti.
Verilere göre, 2023 Haziran'da 73.5 milyar dolar seviyesinde olan net döviz pozisyon açığı, iki yılda 112.3 milyar dolar artarak rekor kırdı.
Kısa vadeli döviz pozisyon fazlası eridi
Uzun vadeli döviz açığı kadar dikkat çeken bir diğer gelişme de kısa vadeli döviz pozisyonlarında yaşanan bozulma oldu.
2024 yılı sonunda 13.6 milyar dolar olan kısa vadeli döviz pozisyon fazlası, 2025'in ilk yarısında hızla gerileyerek 4.5 milyar dolar seviyesine indi.
Besfin Finansal Danışmanlık CEO’su Ferda Besli, bu düşüşün en önemli nedeninin şirketlerin döviz mevduatlarında yaşanan çözülme olduğunu belirtiyor.
Besli, "TL'nin değer kazanması ve kredi faizlerindeki yükseliş, şirketleri döviz birikimlerini azaltmaya yöneltti," diyerek bu durumun kur riskine karşı korunmasız kalınmasına neden olabileceğini ifade etti.
Uzmanlardan risk uyarısı ve korunma önerileri
Finans çevreleri, dövizle borçlanmanın geçmişte ciddi kur zararı doğurduğunu hatırlatarak şirketleri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Ferda Besli, 2018-2023 döneminde TL’nin sert değer kaybının reel sektöre milyarlarca dolarlık kur farkı zararı yazdırdığını hatırlatarak şu önerilerde bulundu:
-
Döviz borcu olan şirketler, doğal hedge yani ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerini artırmalı.
-
TL reeskont kredileri gibi avantajlı finansman kaynakları maksimum seviyede değerlendirilerek kur riski azaltılmalı.
-
Şirketler, ileri vadeli döviz alım-satım sözleşmeleri ile dalgalanmalara karşı korunma stratejileri geliştirmeli.
Reel sektörün döviz pozisyonundaki bu hızlı değişim, kur riskinin yeniden ciddi bir tehdit haline geldiğini gösteriyor. Sizce şirketler bu risklere karşı yeterince hazırlıklı mı? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.