Fenomenler gerçekten bağımsız mı, yoksa markaların birer pazarlama aracı mı? Psikolog Merve Ak, Taka Gazetesi'ne konuştu ve influencer ekonomisinin bilinmeyen yönlerini anlattı.

Muhabir: Son yıllarda influencer’lık adeta yeni bir meslek haline geldi. Sosyal medya fenomenleri milyonlarca takipçiye ulaşıyor ve markalar için birer reklam yüzü haline geliyor. Peki, bu durum psikolojik açıdan nasıl değerlendirilmeli? Fenomenler gerçekten bağımsız mı, yoksa markaların birer pazarlama aracı mı?

Merve Ak: Bu soruya hem psikolojik hem de sosyolojik açıdan bakmak gerekiyor. Öncelikle influencer dediğimiz kişiler, dijital dünyada büyük bir kitleye hitap eden ve takipçileriyle duygusal bir bağ kuran bireyler. Onlar sadece içerik üreticisi değil, aynı zamanda kitleleri yönlendiren birer figür haline geldiler. Ancak işin ekonomik boyutuna baktığımızda, influencer’ların büyük bir kısmının markalarla iş birliği yaptığını ve içeriklerini bu ticari ilişkilere göre şekillendirdiğini görüyoruz. Bu da onların bağımsızlıklarını sorgulamamıza neden oluyor.

Muhabir: Sosyal medya kullanıcıları, influencer’ların gerçekten inandıkları ürünleri mi tanıttığını yoksa sadece para kazanmak için mi reklam yaptıklarını nasıl anlayabilir?

Merve Ak: İşte tam da burada manipülasyon devreye giriyor. Günümüzde influencer’ların çoğu, markaların yönlendirmeleri doğrultusunda hareket ediyor ve içeriklerini buna göre tasarlıyor. Asıl tehlike, birçok influencer’ın reklam yaptığını açıkça belirtmemesi veya bunu doğal bir paylaşım gibi sunması. Beynimiz, duygusal bağ kurduğumuz kişilere karşı daha savunmasızdır. Takipçiler, sevdikleri ve güvendikleri bir fenomenin önerdiği bir ürünü sorgulamadan alabiliyor. Bu, bilinçli bir tüketici olmayı zorlaştırıyor.

Muhabir: Peki, bu süreç tüketicileri nasıl etkiliyor? Influencer ekonomisi psikolojik olarak ne gibi sonuçlara yol açıyor?

Merve Ak: Öncelikle, sürekli olarak “mükemmel” hayatlar, kusursuz bedenler ve lüks tüketim ürünleri görmek insanlarda kıyaslama yapma eğilimini artırıyor. Sosyal karşılaştırma teorisine göre, insanlar kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak değerlendirir. Influencer’ların gösterişli hayatlarını gören bireyler, kendi yaşamlarını yetersiz hissedebilir. Bu durum kaygı, depresyon ve düşük özsaygı gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, sosyal medyada sıkça karşılaştığımız ‘trendleri kaçırma korkusu’ (FOMO – Fear of Missing Out), bireyleri sürekli bir tüketim döngüsüne sürükleyebilir.

Muhabir: Markalar influencer’ları nasıl yönlendiriyor? Bu süreç nasıl işliyor?

Merve Ak: Markalar, influencer’ları seçerken genellikle takipçi kitlesi, etkileşim oranı ve güvenilirliği gibi kriterlere bakıyor. Influencer’lar belirli bir marka ile anlaştığında, paylaşacakları içerikler detaylı bir şekilde planlanıyor. Hatta bazı durumlarda, hangi kelimeleri kullanacakları bile belirleniyor. Örneğin, bir güzellik ürünü tanıtılırken, ‘muhteşem, vazgeçilmez, devrim niteliğinde’ gibi kelimelerin kullanılması istenebilir.

Bu noktada devreye ‘gizli reklam’ giriyor. Yani, bir influencer, belirli bir ürünü ya da hizmeti tamamen kendi deneyimiymiş gibi sunarken aslında markadan yüklü miktarda ödeme alabiliyor. İşte bu noktada, takipçilerin markalar tarafından manipüle edilmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Muhabir: Peki, takipçiler influencer manipülasyonlarından nasıl korunabilir? Daha bilinçli bir tüketici olmak için neler yapılmalı?

Merve Ak: Öncelikle her gördüğümüz içeriğe sorgulayıcı yaklaşmalıyız. Bir influencer bir ürünü önerdiğinde şu sorular sorulmalı: Bu kişi bu ürünü gerçekten kullanıyor mu? Alternatif ürünler hakkında yorum yapıyor mu, yoksa sadece markanın çizdiği sınırlar içinde mi konuşuyor? Bunun yanı sıra, influencer’ların yaptığı iş birliklerini açık ve şeffaf bir şekilde paylaşması gerekiyor. Avrupa’da ve Amerika’da bu konuda çeşitli yasal düzenlemeler var, ancak ne yazık ki her ülkede influencer’ların reklam içeriklerini açıkça belirtmesi zorunlu değil. Tüketicilerin bu konuda bilinçlenmesi ve sosyal medyada gördüklerini mutlak gerçek olarak kabul etmemesi önemli.

Muhabir: Son olarak, influencer ekonomisinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu sistem nasıl evrilecek?

Merve Ak: Dijital pazarlamanın geldiği noktaya bakarsak, influencer ekonomisi kısa vadede büyümeye devam edecek. Ancak uzun vadede, tüketiciler daha bilinçli hale geldikçe şeffaflık talebi artacaktır. Günümüzde mikro ve nano influencer’ların (daha küçük ama samimi bir takipçi kitlesine hitap eden kişiler) yükselişe geçtiğini görüyoruz. Bu, markaların daha organik ve güvenilir görünen iş birlikleri arayışında olduğunu gösteriyor. Ayrıca yapay zeka destekli sanal influencer’lar da devreye girmeye başladı. Gelecekte, insan influencer’lar yerine tamamen algoritmalar tarafından yönetilen sanal fenomenlerin pazarlama dünyasında yer alması mümkün.

Ama her şeyin ötesinde, önemli olan tüketicilerin bilinçlenmesi. Unutmayalım ki, sosyal medyada gördüğümüz içerikler birer pazarlama stratejisinin parçası olabilir. Eleştirel düşünmek, her zaman en büyük gücümüzdür.