Muhabir: TE Bilisim
SPORDA KAYBOLANLAR
Öncelikle tüm okuyucularıma ve yorumcularıma şükranlarımı sunuyorum. Her birinin içinin kor bir ateşle yandığını hissediyorum. İçlerinde yanan bu ateşin zaman zaman üsluplarına da yansıdığını görebiliyorum. Trabzonspor camiası olarak dinamik halde durm
Öncelikle tüm okuyucularıma ve yorumcularıma şükranlarımı sunuyorum. Her birinin içinin kor bir ateşle yandığını hissediyorum.
İçlerinde yanan bu ateşin zaman zaman üsluplarına da yansıdığını görebiliyorum. Trabzonspor camiası olarak dinamik halde durmamız ve birbirimizi böylesine yakından takip etmemiz o kadar değerli bir hazine ki, kendimi çok bahtiyar hissediyorum.
Yapılan samimi eleştiriler, niyet okumalar ve anında verilen cevaplar...
Bir an önce ana konum olan sporda eğitim meselesine dönmek istiyorum. Ancak kısaca bazı konuları aydınlatmak zorundayım galiba:
Birincisi, eğitim konusunu gündemime camiayı ters köşe yapmak için almadım. Sadece sahada gördüğüm gerçekleri camia ile paylaştığımda, Trabzonspor daha fazla yıpranır diye korktum ve söyleyeceğimi söyleyip işin başında olanların yaşanan sıkıntılara konsantre olmasını temenni ettim. Bu düşüncem çok samimi ve içten gelen bir duruştur. Bundan lütfen kimse başka bir konu veya konular çıkarmamalıdır. Pek tabii ki her düşünceye ve yoruma da son derece saygılıyım. Zaten sizler de bilirsiniz ki ben köşe yazarı değilim. Düşüncelerimi çok yalın bir dille sizlerle bölüşüyorum.
İkincisi, şu gizli görev yaklaşımına doğrusu biraz alındım. Bizi tanıyanlar kendimizi asla kullandırmayacağımızı iyi bilirler. Yokluk ve yoksullukla mücadeleyi çocuk yaşta yetim kalarak çok ama çok iyi öğrenerek büyüdüm. O günlerde, ALLAH'ın yarattığı kula kulluk etmek bir tarafa, namerde mudaram bile olmadı. Bunu bilmeyenler bilenlerden lütfen sorsun. Bizi satın alacak ne bir koltuk ne de bir para birimi henüz üretilebildi. Şayet üretilir ise bunu yeniden düşünmek için yaşım da müsait değil. Birazcık düşenin yanına koşma, onu ayağa kaldırma ve ona hizmet etme hastalığımız vardır. Her ne kadar bu alışkanlığımdan ötürü çok kazık yemış olsam dahi. Bu alışkanlığımdan da çok memnunum. Ancak hizmet ederken bile işimize kimseyi karıştırmamayı şiar edindik ve böyle durumlarda da gereğini derhal yaptık. Her zaman her zeminde de yaparım. Hiç ama hiç de engel tanımam.
Sizin anlayacağınız benim görevlerim gizli değil, tam tersine açık seçik ve şeffaftır. Trabzonspor'a ve Trabzonlulara karşı ise kendimi her zaman görevli ve sorumlu hissederim. Bu duygu içime öylesine işlemiş ki, evimin son numarası 61’dir. Cep telefonumun son numaraları 6161’dir. Aracımın plakasının sonu da 61’dir. Ancak eleştiren dostlarımızın da temel dertlerinin Trabzonsporumuz olduğundan eminim ve herkesin de emin olmasını istiyorum.
Eğer bir yönetim bekleyin, sabredin, ben toparlayacağım demişse; bize daha önce de söylediğim gibi kızılcık şerbetini içmek düşer. Bugün de bu ifadeler kullanılıyor. Ben de ağzımı onun için şimdilik bantladım. Kaldı ki kimseyi incitmek hiç ama hiç aklımdan geçmez. Bahis konusu Trabzonspor ve Trabzonlu değil ise.
Bu nedenle biz sizinle Türk Futbolunun ve Türk sporunun en temel problemi olan eğitimsizlik meselesine çözüm aramaya devam edelim.
Geçen yazımda sorunları tespit ettik. Ancak bazen yazılanların tam kavranabilmesi için somut örnekler de ortaya koymak yararlı oluyor.
Sevgili sporseverler,
Aydın İlimizin bir beldesinde 12 yaşında bir çocuk yaşıyor. Erkan Kanöz'ün babası ile annesi kendisi anne karnındayken ayrılmışlar. Hayatının 12 yılını da ananesi ile birlikte geçirmiş. Erkan imkansızlıklar içinde büyüyor. Evleri tek odalı ve kiralık. Onu besleyen en önemli şey belki de ananesinin ve anneanesinin sevgi ve şefkati. Sizce bu çocuk bir sporcu için gerekli beslenme programlarını uygulayabilmiş midir? Elbette hayır. Zaten çocuk o günlerde sporcu olduğunun farkında bile değil!!
Erkan bundan 18 ay önce bir halter müsabakasına arkadaşını seyretmek üzere gidiyor. Arkadaşının hocası tesadüfen kurt bir hoca çıkıyor ve Erkan'da da halter yeteneği olduğunu oracıkta fark ediyor.
Küçük Erkan'ın halter hikayesi işte o gün başlıyor. 18 ay içinde miniklerde değişik kategorilerde şampiyonluklar kazanıyor.Türkiye şampiyonu oluyor. Erkan destek bekliyor. Hoş destek görmese de spor sevdalısı çocuklar için onu anlayan bir hoca bile, anane bile yeterli olur.
Bu hikayenin özü ne biliyor musunuz? Tek kelimeyle "tesadüf". Ortada farkında olması gereken, bu yeteneği kurduğu sistem sayesinde tespit etmesi gereken hiçbir kurum ya da yapı yok. Ortada farkında olması gereken Gençlik Spor İl Müdürlüğü yok. Ortada farkında olması gereken okul yok. Ortada farkında olması gereken belediye yok.;Belediyenin hakkını yemeyelim çocuğun evine 10 torba kömür gönderiyor; Ortada farkında olması gereken amatör şehir kulüpleri yok. Ortada farkında olması gereken çocuğun ailesi zaten yok.
Sadece yarım yamalak, disiplinsiz ve sistemsiz uygulamalar var, bu uygulamaların içinde kurt hocalar var ve bu insanlar sayesinde bile yeteneklere rastlamak mümkün olabiliyor.
Halbuki aileden üniversiteye kadar; tesadüflere dayalı değil de farkında olmaya dayalı olarak işleyen bir sistem kurulmuş olsa dünyanın en iyi sporcularını biz çıkarabiliriz.
Ülkemizin Gençlik ve Spor Bakanlığı varsa yoksa futbol diyor, okullarımız varsa yoksa futbol diyor, şehir kulüplerimiz varsa yoksa futbol diyor, ne acıdır ki belediyelerimiz de varsa yoksa futbol diyor; elbette ki böylesine futbola odaklanmış bir yapı içinde ailleler de, toplum da futbol diyor. Öyle ki Amasya İlimizin Merzifon İlçesi Belediyesi'nin halter takımı olduğunu öğrendiğimde şaşırıyor ve gurulanıyorum, telefon açıp tebrik edesim geliyor.
Futbolu seviyoruz, önemsiyoruz; bu satırları yazma ve okutabilme imkanlarını bile futbola borçlu olduğumuzu biliyoruz. Ancak her çocuk futbolcu olamaz. Ülkemizde farklı spor dallarına ait ciddi yetenekler var ve bizden keşfedilmeyi bekliyorlar. Futbolun sağladığı imkanları da kullanarak bu çocukların farkına varmalıyız. Onları güreş salonlarına, karate salonlarına, sahaların yanında biraz da salonlara çekmeliyiz, ringlere çıkarmalıyız....
Sporda kalıcı ve sistematik bir eğitim süreci oluşturabilmek için bu dağınık ve birbirinden tesadüfen haberi olmaya dayalı sistemi acilen yeniden yapılandırmak durumundayız.
Bunun için de öncelikle çocuklarımızın farkında olması gereken taraflar hep birlikte, sadece bir sistemi işletmek için hareket etmelidir. Aileler, Okullar, Gençlik Spor İl Müdürlükleri, Belediyeler, amatör ve profesyonel şehir kulüpleri ile ilgili sivil toplum örgütleri tam bir mutabakatla bir araya gelmelidir.
Bu taraflarla nasıl bir spor eğitim organizasyonu geliştirilebilir? Gelecek yazımda bu sistemin arayışına devam edeceğim.
Özel not ve duyuru!
TAKA gazetesinin köşe yazarı. Trabzonspor taraftarlarının gönül dostu. Tedavisi mümkün olmayan Trabzonspor hayranı ve de hastası. Sayın Sedat Tunalı Trabzonspor’un haklarını ulusal medyada yazdığı için kovuldu. Hadi bakalım Trabzon basını. Hadi bakalım Trabzonspor başkan ve yöneticileri. Hadi bakalım büyük ve korkusuz TRABZONSPOR taraftarları. Kutlu ve şanlı yürüyüşümüze kalemiyle yüreğiyle destek çıkan Sayın Sedat Tunalı’nın kalemini yok etmeyi farzedenlere nasıl bir cevap verilecektir. Biliriz ki Nasrettin hocanın sakalından fare geçmiş hoca sakalın tamamını kesmiş. Niye kestin dediklerinde de yol olur demiş. Şimdilik bu özel notumu duyuruyorum. Küfürsüz, eylem birliğine ve önerilere hep birlikte bakalım. AHHHHHH ne diyeyim baht utansın.
Sağlıcakla kalın....
Yorumlar
Çok Okunanlar

Trabzon’a Yeni Uluslararası Havalimanı Geliyor! Temel 29 Ekim’de Atılacak

Samsun'da Trafiğe Nefes Aldıracak Proje Başlıyor! Konfor Gelecek

Trabzonspor Bombayı Patlatıyor! Dünya Yıldızı Bordo-Mavili Oluyor

Trabzonspor’da Kaos Mu Var? Fatih Tekke Bırakır Mı?

Trabzonspor Benjamin Bouchouari’yi Bitirdi! Anlaşma Tamam

Karadeniz’de Bugün Sıcaklık Dalgalanıyor, Sağanaklar Geliyor!