Trabzon Sürmene doğumlu çocuk gelişimi uzmanı Filiz Şahin, doğayla iç içe geçen çocukluğunu Botanikçi Çilina serisiyle çocuk edebiyatına taşıdı; hikâyeleri Avrupa’dan Orta Doğu’ya uzandı.
Trabzon Sürmene doğumlu Filiz Şahin, çocukluğunun doğayla iç içe geçen anılarını, yıllar sonra çocukların hayal dünyasına ilham veren kitaplara dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. İstanbul Kadıköy’de kurduğu anaokullarıyla eğitime katkı sunan Şahin, bir hayalle çıktığı bu yolculukta yalnızca çocukların değil, ailelerin de kalbine dokunmayı başarıyor. Çocuk edebiyatına nitelikli ve umut dolu hikayeler kazandıran Şahin, Botanikçi Çilina serisiyle hayallerin sınır tanımadığını bir kez daha göstermiş durumda.
Bir çileğin ağaçta yetişmeyeceğini bilen yetişkin aklına karşılık, hayallerin hiçbir sınırı olmadığını hatırlatan bu yolculuk, Sürmene’den İtalya’ya, Bulgaristan’dan Arap coğrafyasına uzanan bir hikayeye dönüşüyor olsa da bu eser ileride Ata Tohumları olarak hafızlara kazınacak oluşu aşikar aynı zaman da Filiz Şahin’in kaleminden çıkan bu hikayeler, günümüz eserlerinin yanı sıra çocuklara nitelikli çocuk edebiyat kitapları olduğu vurgulanıyor. Şahin, ‘’ Çocukların psikolojisini gözetmeyen, korku ve olumsuz mesajlar içeren kitaplar yerine, mutluluğu, keşfetmeyi, empatiyi ve hayal gücünü besleyen hikayeler yazmaya özen gösteriyorum.’’ ifadelerine yer veriyor.
BİR HAYALLE BAŞLAYAN YOLCULUK NEFES KESİYOR
‘’Ben Filiz Şahin, çocuk gelişimi uzmanıyım ve anaokullarım var. İstanbul Kadıköy’de anaokullarım mevcut halde. Bunun yanında çocuklar için kitap yazmak benim için bir hobi değil, artık büyük bir tutku. Kitap yazma yolculuğum bir hayalle başladı. İlk olarak okul öncesi gruba yönelik Botanikçi Çilina kitapları çıktı. İki kitap yayımlandı, Botanikçi Çilina ve Çilek ile Çilek Ağaçları. İlk kitabım İtalya’da bir fuarda tanıtıldı, ardından Katar’a satıldı ve Arapçaya çevrildi. Bulgaristan’da yayımlandı, Bulgarcaya çevrildi. Şu anda birkaç ülkeyle daha görüşmeler sürüyor.’’
ÇİLEK AĞAÇTA YETİŞMEZ ÇOCUKLARIN HAYALLERİNDE BİR GÜN UYANIR VE ÇİLEK AĞAÇ OLUR
‘’Üçüncü kitabı yazmaya başladığımda hikaye ilkokul seviyesine evrildi ve Çilina büyüdü. Bu kitapta Trabzon Sürmene’deki köyümde yaşadığım anılardan yola çıktım. Köy yaşamını, çocukluğumu ve doğayla kurduğum bağı anlatan bir hikaye ortaya çıktı. Aslında her şey okulumuzun adından başladı. Okulumuzun adı Çilek Ağacı Anaokulu bir gün bir velimiz, “Hocam, çilek ağaçta yetişmez ki, çocuğum bunu soruyor” dedi. O anda doğaçlama bir hikaye uydurdum. “Çilek ağaçta yetişmez ama çocukların hayallerinde bir gün uyanır ve çilek ağaç olur, bulutların üstüne çıkar” dedim.’’
İLK YAZDIĞIMDA İLGİ GÖREMEDİM
‘’Bu hikaye çok ilgi gördü. Sonra bunu bir masala dönüştürmeye karar verdim. İlk yazdığımda beklediğim ilgiyi görmedi ama nedenini merak ettim. Çocuk kitabı yazarlığı eğitimi aldım, bir yazar koçuyla çalıştım. Hikayeyi yeniden ele aldım ve tek bir hikayeden iki masal çıktı. O noktadan sonra yazmak benim için gerçek bir tutkuya dönüştü. İnanılmaz bir geri dönüş alıyorum. Okula gittiğimde öğrenciler “Çilina’yı siz mi yazdınız?” diye soruyorlar. Hatta Çilina için yapılmış bir şarkı var; beni görünce şarkıyı söylemeye başlıyorlar. Bu benim için tarifsiz bir mutluluk.’’
KİTABIN İÇERİĞİ; BOTANİKÇİ BİR KARAKTER
‘’Çilina botanikçi bir karakter. Bitkileri merak ediyor, araştırıyor ve bitkilerle ilgili notlar tuttuğu bir defteri var. İlk kitapta çileğin bulunuş hikayesi anlatılıyor. Köye gelen bir gezgin, çok uzaklarda kıpkırmızı, mis kokulu bir bitkiden bahsediyor. Çilina bu bitkiyi bulmak için yola çıkıyor, köyüne getiriyor, çileğin üzerindeki noktaların tohum olduğunu keşfediyor. Tohumları ekiyor ve bir rüzgarla tüm köye yayılıyor. Bir süre sonra köyün her yanı çilek oluyor ve köy “Çilenya” olarak anılmaya başlıyor.’’
DOĞAYLA İÇ İÇE YAŞAM KÖY KÜLTÜRÜ ANLATTILIYOR
‘’İkinci kitapta ise çilekler büyüyerek çilek ağaçlarına dönüşüyor. Çilina’nın yaptığı çilek reçelinin kokusu periler ülkesine kadar ulaşıyor ve periler bu meyveyi kendi ülkelerinde de istiyorlar. Böylece çilek ağaçlarının hikayesi anlatılıyor. Üçüncü kitap ise benim çocukluğumdan izler taşıyor, Sürmene’de büyükannemle geçirdiğim zamanları, doğayla iç içe yaşamı, köy kültürünü anlattım. Yapraklardan bardak yapmayı, ifteri otundan kolye yapmayı, köydeki hazine söylentilerini hikayeye dahil ettim. Bu hazine, aslında ata tohumlarını simgeliyor.’’
SİZ ÇİLİNA’NIN YAZARI DEĞİL MİSİNİZ?
‘’Bu noktada yayınevimin çok büyük emeği var. Yayın yönetmenimiz ve ekibi çok girişimci. Birçok uluslararası fuara katıldık. Bulgaristan’da kitabımız beğenildi ve yayımlandı. Şu anda Azerbaycan dahil birçok ülkeyle görüşmeler devam ediyor. Çok güzel tepkiler alıyorum. Fuarlar sırasında beni tanıyarak gelen çocuklar oluyor. “Siz Çilina’nın yazarı değil misin?” diyen çocuklarla karşılaşmak beni çok mutlu ediyor. Çocukların memnuniyeti benim için her şeyden daha önemli.’’

KORKU VE OLUMSUZ MESAJLAR İÇEREN KİTAPLARIN HARİCİNDE ‘’ÇİLİNA’’
‘’Nitelikli çocuk edebiyatının ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Çocukların psikolojisini gözetmeyen, korku ve olumsuz mesajlar içeren kitaplar yerine, mutluluğu, keşfetmeyi, empatiyi ve hayal gücünü besleyen hikayeler yazmaya özen gösteriyorum.’’
YAKINDA TÜM DİJİTAL PLATFORMDA
‘’Yakında çocuk masalları üzerine bir podcast kanalı açıyoruz. Kendi yazdığım masalları seslendireceğim. Yayınlanmış ve henüz yayımlanmamış masallar da olacak. Deneme kayıtlarını çocuklara dinlettim ve çok güzel geri dönüşler aldım. Podcast kanalımız çok yakında yayında olacak.’’
GERÇEK ATA TOHUMU VE BİTKİ DEFTERİ
‘’Benim için çok özel bir projeydi. Kitabımın doğduğu köyde, Sürmene’de ilk lansmanı gerçekleştirdik. Orada bir ata tohumu bankası olduğunu öğrendim. Son kitabımda da hazinenin ata tohumları olduğunu anlatıyordum. Çocuklarla “Tohum Dedektifleri” adlı bir etkinlik yaptık. İpuçlarını takip ederek bir hazine buldular. Hazine sandığından Çilina’nın bitki defteri ve gerçek ata tohumları çıktı. Çocuklara, bunun bizim kültürel mirasımız olduğunu anlattık. Bu etkinliğin hem köyümde hem de ata tohumlarıyla ilgili bir okulda yapılması benim için çok anlamlıydı. Çocuklarla birlikte çok keyifli ve unutulmaz bir gün yaşadık.’’