İl başkanlığı yıllarından beri; ama özellikle 94 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan sonra yakınen gözlemleme fırsatımız oldu Tayyip Erdoğan'ı...

Hem fiziken, hem manen, hem duygusal, hem mental, hem de psikolojik olarak...

Psikanaliz şunu der ve bu hiç ama hiç sekmez! İstisnalar hariç elbette! O da sonucu değiştirmez...

Bir insanın karakterini 2 şey gösterir...

 "Hiçbirşeyi yokken ki sabrı ve herşeyi varken ki tavrı "...Bir başka deyişle; hiç şaşmayan 1 diğer psikanaliz gerçekliği:

 "Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız " :

   1. Kendisine menfaati olmayan insanlara...

     2. Hayvanlara...

     3. Gittiği yerde ki garsonlara, otoparkçılara, çaycılara vb. insanlara olan davranışına bakmanız yeterli der psikanaliz...

     Tayyip Erdoğan belediye başkanı...

     Ve kürsüde 1 vatandaşa nasıl sarıldığı hep gözümüzün önündedir. İnsan annesine, kardeşine sarılır ancak öyle...

     Yola kesin olarak samimi duygularla çıkmış. Bu NET...!

     2. belediye başkanlığı dönemi...

     Trabzon Hamamizade'de 1 konferans veriyor. Kulakları çınlasın; babamla gitmiştik dinlemeye. Babam Tayyip Bey'in yanında idi ve aynen şöyle dedi Tayyip Bey'e. Dün gibi aklımızda...

     " Merak etmeyin...Allah nasip ederse; bu ülke sizin başkan olduğunuzu da görecek "

     El cevap: " Nasip hocam..."

     Teslim de olmuş ayrıca...

     Hem Allah'a, hem nasibine hem de yazılana...

     Bu; yüksek 1 karakter duruluğu gerektirir...

     2002'den sonra nasıl 1 Tayyip Erdoğan portresi peki ???

     Bir kere ömrü zaten siyasetin içinde mücadele ederek geçmiş...

     Yıllandıkça değer kazanan şarap misali; yıllar geçtikçe daha da tecrübe kazanan, zekâsını arttırarak daha da muazzam kullanan, her hamleye karşı muhakkak ki 1 öngörüsü, çözümü, karşı hamlesi olan ve bütün krizleri fırsata dönüştüren 1 lider portresi...

     Bu yetenek herkeslere nasip olmaz...!

     Hapishane yıllarında çokça Dostoyevski okuduğunu hatırlatmak isteriz...!!!

     Kime benzetiyoruz peki ??? Tarz olarak, akıl olarak, beyin olarak ve müthiş bir stratejist olarak...???

     Eski İngiltere başbakanı William Gladstone: " O; bastonunu Karadeniz'e sokar, Akdeniz'i karıştırırdı..."

     Ve meşhur Almanya şansölyesi Otto Von Biscmark: " Dünya liderlerinin beyni toplamda 100 gram ise; 90 gramı Abdülhamid'de, 5 gramı Ben de, 5 gramı da diğer liderlerdedir..."

     Tayyip Erdoğan'ı yakınen analiz edenler bilir ! Gerçekten çok farklı özellikleri olan, muazzam bir beyin !

     Ve ŞAH'a karşı ŞAH hamlesini gene yaptı malumumuz üzre...

     Şimdi de bastonunu; Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi'ne soktu...

     Saadet Partisi YİK üyesi Oğuzhan Asiltürk ile boşu boşuna görüşmedi herhalde ???

     Oğuzhan Asiltürk demedi mi Tayyip Erdoğan'a ??? " Yıllarımızı verdiğimiz hareketimiz nerelere gidiyor, kimlere kalıyor ?? Yoksa kontrolden mi çıkıyor ??? Bütün emeklerimiz boşa mı gitsin...!!!

     Tayyip Bey cevaben: " O zaman safta ki yerinizi alın..Meydanı boş bırakmayın " demedi mi zannediyorsunuz ???

     Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz ama hem dünyaya dik durmak, hem de iç dengeleri gözetmek; bakkal defteri tutmaya benzemez...

     ÖNEMLİ NOT: Abdülhamid'in hayatını okuyunuz. Farkını farkedeceksiniz...

     El sonuç: Ak Parti'nin dümeninde Tayyip Erdoğan olduğu sürece; gemiye karşı yapılan her salvonun karşı hamlesinin ne olacağı, Tayyip Erdoğan'ın havsalasında önceden bellidir ve yer etmiştir zaten. Hiç şüpheniz olmasın...

     DEMİŞTİ DERSİNİZ...!!!

     NET...