Çocukken konsol oyunlarında Trabzonspor’u seçerken şimdi Bordo-Mavili formayı giyiyorsun, bu tesadüf sana ne hissettiriyor? Trabzonspor senin için ne ifade ediyor?
Bunu ilk söylediğimde insanların güldüğünü biliyorum ama bu söylediğim gerçekti. O yaşta Nintendo 3D’de kariyer modunda oynarken sürekli Trabzonspor’dan teklif gelirdi ve ben de o takımda oynardım. Yıllar sonra, oyundaki gibi gerçek hayatta da teklif gelince şaşırdım ve ‘bu tesadüf değilmiş, olması gereken şeyler oluyormuş’ dedim. Trabzonspor’da oynamak benim adıma inanılmaz bir adımdı, çok büyük bir mutluluk. Bu şehri, bu takımı temsil etmek ve taraftarlar için mücadele etmek çok önemli. Oyun konsollarından sonra gerçek hayatta da bu forma için oynamak gerçekten harika hissettiriyor.

Fatih Tekke gibi, Türk futbolunun en önemli forvetlerinden biri, gol kralı unvanlı bir teknik adamla çalışmanın sana katkılarını anlatır mısın?
Hocamız her konuşmasında, bu şehri ve buranın insanlarını tanıdığını söyler ve bize bu takım için oynamanın ne demek olduğunu anlatır. Kendisi bir hücum oyuncusu ve santrafor olduğu için onunla çalışmak benim adıma büyük bir zevk ve aynı zamanda çok önemli bir şans. Burada oynamış, büyük izler bırakmış, gol kralı olmuş ve insanların idolü olmuş biriyle aynı pozisyonda çalışmak büyük avantaj. Bir süre önce tesislerde yemek yerken, televizyonda hocamızın eski gollerini izliyorduk. Galatasaray’a ya da Fenerbahçe’ye attığı, uzak köşeye giden inanılmaz bir kafa golü vardı. Hoca kendi gollerini izlediğimizi gördü, yanımıza geldi ve ‘size söylemiştim bu ligi tanıyorum, bu şehri tanıyorum diye!’ diye takıldı. Gerçekten çok kaliteli golleri vardı. Onunla çalışmak bizim adımıza büyük bir ayrıcalık çünkü bize çok şey öğretiyor.
Oyun içinde sürekli hareketli ve mücadele eden bir görüntün var. Bu özelliklerini de göz önüne alarak kendi oyun karakterini nasıl tanımlarsın?
Gerçekten de koşmak ve mücadele etmek benim en büyük karakteristik özelliklerimden. Bu forma uğruna hem takım arkadaşlarım hem de taraftar uğruna mücadele edebilmek her zaman önceliğimdir. Bazen gol atabilir, asist yapabilirsiniz ama bunlar olmasa da her zaman mücadelenize takıma, arkadaşlarınıza katkıda bulunmanız lazım. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Santrfor, arkası, merkez ve sol tarafta oynuyorum, görev alanım değişiyor ama her koşulda benden beklenen görevleri her zaman yerine getirmeye ve mücadele etmeye çalışırım. Bazen bu gollerle, bazen de kayarak aldığım bir topla oldu ama her zaman mücadele vererek oldu.

Çaykur Rizespor maçında 36.75 km/s hıza ulaşarak dünya sıralamasında üst sıralara çıktığın açıklandı. Ekstra hız çalışmaları yapıyor musun?
Gerek saha içi gerekse saha dışında yaptığım bütün çalışmaları sadece daha iyi olabilmek ve takıma daha fazla katkıda bulunabilmek amacıyla yapıyorum. Tabii ki hız, zıplama ve güç üzerine çalışıyoruz. Spor salonunda da çalışmalarımız devam ediyor. Daha fazla güçlü, daha hızlı ve daha iyi olmak adına ne gerekiyorsa yapıyorum. Çaykur Rizespor maçında ben savunmadayken başlayan hızlı atakta o koşuyu yaptım, o gün rekor bir hıza ulaşmış olabilirim. O pozisyonda gole de çok yaklaşmıştım ama önemli olan her zaman mücadele etmek, takıma katkıda bulunmak.
Trabzon şehrinde futbolun sadece spor değil, büyük bir tutku olmasını nasıl değerlendiriyorsun? Taraftarlarla ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Futbolu çok seven bir ülke olan Brezilya’dan gelen biri olarak, buradaki tutkuyu görünce kendi ülkemdeki tutkunun benzerini tekrar yaşamış oldum. Burada futbolun sadece bir vakit geçirme aracı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görüldüğünü görmek beni çok mutlu ediyor, çünkü ben de böyle bir ülkeden geliyorum. Buraya geldiğimde öğrendiğim ilk Türkçe kelimelerden biri ‘bize her yer Trabzon’ oldu. Sonrasında bunun ne anlama geldiğini anlama fırsatı buldum. Sokakta yürüdüğünüzde insanlar sizi gördüklerinde tek talepleri bu şehri ve takımı en iyi şekilde temsil etmeniz oluyor. Bu beklenti, sahaya çıktığınızda aklınızın bir köşesinde kalıyor ve sizin için ekstra bir motivasyon kaynağı oluyor.

Nasıl bir yaşam tarzın var? Bir futbolcunun saha dışı disiplini ne kadar önemli?
Ben kendimi bir aile ve ev insanı olarak nitelendiriyorum. Futbol dışında, eğer antrenman ve maç yoksa, genellikle evimde ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum ve bundan çok mutlu oluyorum. Bunun nedeni de sanırım, futbol dünyasındaki hayatın yüksek şiddette yaşanıyor olması. Sürekli atmosferi yüksek maçlar ve antrenmanlar olduğu için, eve gittiğinizde dinlenmeniz ve toparlanmanız gerekiyor. Evde olduğumda daha mutluyum ve genelde dinleniyorum. Bu sürede PlayStation’da FIFA oynamayı seviyorum. İyi bir disiplinle toparlanmaya, her zaman işime hazır hale gelmeye çalışıyorum.
Futbola olan sevginin boyutu nedir? Futboldan uzak kalsan neler olurdu senin iç dünyanda?
Bu benim adıma cevap vermesi zor bir soru çünkü hep futbolun içinde kalacağımı düşündüm. Sanırım çok iyi olmazdı benim adıma futbolsuz bir yaşam. Ama eğer futbolcu olmasaydım muhtemelen ya dansçı ya da antrenör olurdum. Dansı çok seviyorum ama mutlaka futbolun içerisinde bir şekilde olurdum.

Beklentileri karşılayamadın bir maç sonrası neler hissediyorsun? Uzun süre gol atamamak seni psikolojik olarak zorluyor mu?
Futbolun asıl zor taraflarından biri bu, insanlar futbolcuya baktıklarında muhtemelen parayı, lüksü, golleri ve asistleri hatırlıyor. Tabii ki bunlar pozitif yanlar ve güzel. Ama bir sporcunun yaşadığı aşırı fiziksel ve psikolojik zorlukları bilmiyor. Bir forvet olarak birçok maçta gol kaçırabiliyorsunuz veya asist yapamamışsınızdır ve belki de o nedenle maçı kaybediyorsunuz. Siz veya takım kötü oynayabiliyor. Bu zorlu dönemleri insanlar doğal olarak çok görmüyorlar. Bunlarla başa çıkmak kolay değil ama ben şanslıyım; annem, babam, kız arkadaşım her zaman yanımda ve bana destek oluyorlar. Onların desteği mental açıdan toparlanmam için çok önemli. Ben şöyle yapıyorum: İyi oynadığımda ya da gol attığımda övgülere çok dikkat etmemeye çalışıyorum. Eleştirilerden ise çıkarımlar yapıp daha iyiye gitmeye çalışıyorum. Sadece övgülere odaklanırsanız, işler kötü gittiğinde gelen eleştiriler sizi çok yaralayabilir. Bununla meşgul olursam kaybolabileceğimin de farkındayım. Dengede kalmak, o kötü anlardan çıkabilmeniz için kritik.
Hayatında hiç ‘bu kadarını da hak etmedim’ dediğin dönemler oldu mu? Zorluklarla nasıl başa çıkıyorsun?
Evet, çok zor bir dönem yaşadım. 16-17 yaşlarındaydım, Corinthians altyapı oyuncusuydum ama A takımla idmanlara çıkıyordum. Profesyonelliğe çok yaklaştığım ve bunun için çok heyecanlandığım bir dönemde maalesef bir omuz sakatlığı yaşadım. Tedavi süreci 3 ay sürdü. O yaşta yaşadığım stres çok ağırdı. O dönemlerde ‘belki de hayallerime ulaşamayacağım’ dediğim anlar yaşadım. Hayatımda ‘buraya kadarmış’ dediğim tek dönem, o 3 aylık sakatlık dönemiydi. Ama bana sürekli iyi hissettiren ve pes etmemi öğreten desteği ile adeta yeniden başladım ve hayallerimi gerçekleştirdim.
Küçük yaşlardan itibaren yetenekleriyle seni etkileyen futbolcular kimler?
Son yıllarda kariyerini takip ettiğim, neredeyse bütün maçlarını izlediğim ve kendime idol olarak gördüğüm isim Cristiano Ronaldo. Attığı gollerle, futbola bakış açısıyla, tarzıyla ve özellikle inanılmaz mentalitesi ile herkese örnek olabilecek bir isim. Adanmışlığı ve çalışması, hırsıyla örnek bir isim. Ben de onun gibi çok çalışıyorum. Onun dışında İtalya’da da oynayan Brezilyalı Adriano ve tabii ki Brezilyalı fenomen Ronaldo Nazario da en beğendiğim ve idollerim olan futbolcular arasında.

Maça çıkmadan mutlaka yaptığınız bir motivasyon ritüeliniz var mı?
Evet, geleneksel olarak her zaman yaptığım bir rutinim var. Maçlardan önce mutlaka ailemle ve tanıdıklarımla konuşurum. Onların bana verdiği güven ile maça daha özgüvenli çıkarım. Müzik olarak ise çoğu zaman Brezilya müzikleri dinlemeye çalışıyorum. Bu müzikler, aynı zamanda gol attığımda dans etmemi kolaylaştırıyor. Bunların haricinde, maça çıkmadan önce her zaman Tanrı'ya dua ederim.
Türkçe öğrenmeye başladın mı? Telaffuzuyla en komik/sevimli gelen kelimeler hangileri?
Bulunduğum ülkenin kültürünü her zaman öğrenmeye çalışırım, burada da Türkçe kelimeler öğreniyorum. Bildiğim bazı kelimeler şunlar: Merhaba. Nasılsın? Çok iyiyim. Harika. Güzel. Selamunaleyküm, bir de, Palavra!
Trabzon’un tarihi ve turistik yerlerini gezmeye başladınız, şehir size neler hissettiriyor?
Trabzonspor’un teklifini duyduğumuzda annemle babamın ilk işi Trabzon’la ilgili şeyleri araştırmak oldu ve çok güzel, tarihi yerleri olduğunu gördüler. Bu şekilde gitmemiz gereken yerleri konuşmuştuk. Trabzon tarihi ve doğasıyla çok güzel bir şehir. Biz de fırsat buldukça izin günlerimizde mutlaka gidip görmeye ve tanımaya çalışıyoruz. En son Uzungöl’e gitmiştim. Şehrin tarihi yönünün farkındayız ve her zaman bunun tadını çıkarmaya çalışıyoruz.
Lakabın var mı?
İnternet'te oynadığım ve sonrasında da küçükken futbola başladığım dönemde bana "Ice Mendy" ya da "Ice Man" (Buz Adam) derlerdi. Genelde kale önünde sakin kalan bir oyuncu olduğum için, insanların bu sakinlikle hareket edebildiğimi düşünmesinden dolayı bu lakabı takmışlardı.

Tarih boyunca dünyanın en iyi 11’ini yapsan kimler olurdu?
Biraz hücum ağırlıklı bir kadro yapacağım, belki çok gol yer ama çok gol atar! Pele’yi bu kadroya yazmayacağım çünkü o apayrı bir kişi, bir kral!
Neuer,
Cafu, Sergio Ramos, Maldini, Marcelo,
Zidane, Ronaldinho, Messi, Neymar,
C. Ronaldo, Ronaldo Nazario.



