Yapısal Bozulma
Çakıroğlu, Türkiye çay sektöründe yapısal çözülme, finansal baskı, kalite kaybı ve piyasa dengesizliğinin belirleyici hale geldiğine dikkat çekti. Üretim zincirinin birçok noktasında aksama yaşandığını vurgulayan Çakıroğlu, “Sanayici ayakta kalmakta zorlanıyor, sektör sürdürülebilirliğini yitiriyor” dedi.
En Büyük Yük Sanayicinin Sırtında
Çayı işleyerek katma değer üreten küçük ve orta ölçekli imalatçılar, yüksek işletme sermayesi ihtiyacı ve peşin ödeme zorunluluğu nedeniyle ciddi baskı altında. Artan kredi maliyetleri ve finansmana erişimdeki zorluklar da sanayiciyi kısa vadeli ve yıkıcı ekonomik manevralara zorluyor.
Çözüm Değil, Kısır Döngü
Sektörde yaygınlaşan “ürün bozdurma” modeli, imalatçının elindeki çayı maliyetinin altında satmasına neden oluyor. Bu sayede anlık nakit sağlansa da uzun vadede borç döngüsüne ve rekabet gücünün kaybına yol açıyor. Çakıroğlu bu sistemin görünmez bir finansal ağ oluşturduğunu ifade etti.
Sanayici Kaybediyor
Piyasada faaliyet gösteren yaklaşık 400 paketleme firmasının çoğunun üretim yapmadan, sadece fason ambalaj ve pazarlamayla kazanç sağladığına dikkat çekildi. Üç harfli zincir marketlerin merkezinde olduğu bu yapı, çayı maliyetin çok altında satılabilir hale getiriyor. Bu durumun sanayicinin emeğini değersizleştirdiği belirtiliyor.
Çakıroğlu, sektördeki dengesizliklerin giderilmesi ve çayın gerçek değerini bulması için önerilerde bulundu. Çakıroğlu, *Çaykur’un marka ve paketleme gücünün artırılması *Küçük üreticilere finansal koruma sağlanması *Piyasa denetimlerinin sıklaştırılması *Kalite standartlarının yeniden tanımlanması.
Çayın Değeri Emeğin Hakkıdır
Çakıroğlu, “Çayın gerçek değeri fincanın rengiyle değil, üreticinin her aşamadaki emeğinin hakkıyla ölçülür. Sürdürülebilirlik, etik bir piyasa yapısı ve adil paylaşım olmadan mümkün değildir” ifadelerini kullandı.