Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde üretilen el yapımı ziller Avrupa’dan ilgi görüyor. Hurda musluklardan yapılan bu özel zanaat nesilden nesile aktarılıyor.

Kültürle Yoğrulan Bir El Sanatı: Kürtün Zilciliği

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi, sadece doğal güzellikleriyle değil, asırlık bir zanaatiyle de dikkat çekiyor. İlçeye bağlı Cami Yanı Mahallesi’nde hurda musluklar, bataryalar ve pirinç içeren metaller, ustaların elinde gelenekle yoğrulmuş bir sanata dönüşüyor: Zil yapımı.

Bu zanaatin en dikkat çekici yanı ise sadece yerli değil, yurt dışı pazarlarda da kendine yer bulması. Özellikle Bulgaristan başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine gönderilen bu ziller, hem hayvancılık sektöründe hem de otantik dekorasyon ürünleri arasında tercih ediliyor.

Hurda Musluktan Zile Uzanan Yolculuk

Zil yapımı süreci, atık malzemelerin geri dönüştürülerek yüksek ateşte eritilmesiyle başlıyor. Ustalar, Harşit Vadisi'nden topladıkları özel kumu kullanarak kum kalıplarını büyük bir özenle hazırlıyor. Ayakla çiğnenerek sıkılaştırılan bu kalıplara sıvı metal dökülerek ilk form veriliyor.

Ardından işin en kritik kısmı geliyor: Akort işlemi. Her zilin sesi, müşteri talebine göre özel olarak ayarlanıyor. İnce mi olacak, kalın mı? Yüksek yankılı mı, tok sesli mi? Bu detaylar, ustaların hünerli elleriyle şekilleniyor.

Baba Mesleğini Geleceğe Taşıyan Genç Ustalar

35 yıldır bu zanaati sürdüren Salim Düzgün, “Bu sanat baba mesleği. Alıştığım için bana zor gelmiyor artık” diyor. Oğlu Emre Düzgün ise yeni nesli temsilen bu el işçiliğini sürdürüyor. 23 yaşındaki Emre, lise sonrası bu işe yönelmiş. Sosyal medya ile tanıtım gücünü artırmış ve satışlarını Türkiye dışına da taşımayı başarmış.

“Bu işi devam ettireceğim,” diyen Emre, zanaatin hem kültürel hem ekonomik anlamda önemini şöyle özetliyor: “Zor bir meslek. Herkesin yapabileceği bir iş değil. Ama biz seviyoruz.”

Avrupa’da Kullanım Alanı Genişliyor

Başlangıçta sadece çoban zili olarak kullanılan bu ürünler, zamanla kapı zili, dekoratif obje, hatta ev içi aksesuar olarak da tercih edilmeye başlandı. Özellikle 20-23 santimlik büyük ziller, Bulgaristan'da deve süsü olarak ya da bahçe dekorasyonu gibi alanlarda kullanılıyor.

Düzgün ailesi yılda yüzlerce zil üretiyor ve 40 farklı modelde üretim yapabiliyor. Her zil, farklı şekil, ebat ve ses karakterine sahip. Bu da zanaatin her üründe yeni bir ruh taşımasına imkân tanıyor.

Geri Dönüşümle Sanat Buluşuyor

Bu zanaat sadece nostaljik bir el emeği değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da örnek gösteriliyor. Hurda musluklar ve atık metaller, doğaya zarar vermeden yeniden hayata kazandırılıyor. Bu yönüyle çevreci üretim modeline de katkı sağlıyor.

Sonuç Yerine: Kültür, Ses ve Emek

Kürtün’deki bu sessiz ama etkileyici zanaat, aslında yerelden dünyaya açılan bir başarı hikâyesi. Bir yanda baba mirası, diğer yanda genç ustaların yenilikçi yaklaşımı var. Her zilin sesi, sadece bir çobanın hayvanını değil, Kürtün’ün kültürel zenginliğini de dünyaya duyuruyor.

Kaynak: İHA