Güney Çevre Yolu için senelerdir yapılmayan kamulaştırma, ihale ve projelendirme işlemleri için salt seçim yatırımı ve propaganda olarak vatandaşın taşınmazlarına el konulduğunu, vatandaşın ise yerini korumak için arazide nöbet tuttuğunu yerinde gören CHP Adayı Av. Sibel Suiçmez, “Böyle bir hukuksuzluk olamaz. Mağdur edilen vatandaşın yanındayız ve bu vahşetin takipçisi olacağız” dedi.

1 Mayısta Güney Çevre Yolu Projesi’nin bulunduğu temel atma noktasına tekrar giden CHP Trabzon 1. Sıra Milletvekili Adayı Av. Sibel Suiçmez, mevcut iktidarın uzun yıllardır burada hiçbir girişimde bulunmaması ve gerekli yasal prosedürü yerine getirmek yerine vatandaşların yerine kamulaştırmasız şekilde el koyması üzerine sorumlulara sert tepki gösterdi.

ARAZİDEN AYRILIRSA YERİNDEN OLACAK

Akçaabat’ın Mersin köyünde yer sahiplerinden Recep Kof ile görüşen Suiçmez, vatandaşın müşterek mülkiyet niteliğindeki yerini ve haklarını koruyabilmek için buraya yönlendirilen iş makineleri ile testereli ekipleri durdurmak için nasıl nöbet tuttuğuna şahitlik etti. Suiçmez, “Burada bir yanımızda iş makinesi var, diğer yanımızda da iki kamyon gelmiş, tam anlamıyla vatandaşın yerine usulsüzce tahkimat yapılmış durumda. Sol tarafımda Recep Kof var, arsanın sahibi. Buradan ayrılamıyor çünkü buradan ayrıldığında tapulu taşınmazında kamulaştırma yapılmadan geçilmiş olacak. Burada nöbet tutuyor. Görevliler de aşağıda bekliyor. Çok ilginç bir durum var. Vahşi bir devlet yapısı. Hala bu ülkenin yürekli vatansever vatandaşları direnmeye çalışıyorlar” dedi.

KESİLEN AĞAÇLARIN HESABINI VERİN

 “Malımıza sahip çıkmak için buradayız” diyen Recep Kof, “Bunu anlatırken utanıyorum ama maalesef antidemokratik bir ülkede yaşıyoruz. Ben araziye geldiğimde burada motorlu ağaç testeresi vardı, yabancı biri vardı, üzerimi değişip çıkana kadar fındıklığı kestiklerini gördüm, sordum; bana emir kuluyuz dediler. Saha sorumlusunu sordum, burada 8-10 kişi vardı hepsi birden uzaklaştı. Jandarmayı aradım 15 dakikada geldiler, jandarma da sorunca yine bu olayı sahiplenen olmadı, gerekeni yapın dedim, sonra 2 müdür ve mühendis geldi. Burada konuşurken tabii biraz hararetlendim, mühendis bana sesini yükseltemezsin dedi. Güldüm; senin arazime müdahale ediyorsun ben sesimi yükseltmeyeceğim öyle mi dedim” diye konuştu.

TATSIZLIK ÇIKARSA SORUMLUSU KİM?

Kof, “Burada ağaçları belirleyip kafalarına göre yazıyorlar, sonra da gelip ağaçları kesiyorlar. Bu şekilde bir işlem olamaz. Yakında seçim var, bizim burada 5 dönüm arazi var, müşterek mülkiyet olarak ben bir hissedarım. Bunların bazılarından olur alsanız bile işlem tesis edilemez. Burada 10 metre yarıp tünel ağzı yapacaklarını söylüyorlar. Seçimi kaybederlerse proje değişecek burası fay hattı gibi kalacak. Burada biz mağdur olacağız, yeniden ağaç diksen benim ömrüm yetmez onların meyvesini görmeye. Her şeyin illegal olması çok acı. Savcı ve jandarma ile tutanak yaptırdım, ne yaptıklarını sordum, uzlaştığımızı söylediler. Ben kimse ile uzlaşmadım dedim. Yeniden jandarmayı aradığımda bu kez jandarma da bir şey yapamayız deyip Sulh Ceza Mahkemesine gitmemi önerdi. Burada kavga çıkarsa burada önlemi neden almadın diye sorulmayacak mı diye sordum, savcı beyin müştereklerden birinin imza atmasının yeterli olduğunu söylediler. Ben buna inanmıyorum. Böyle hukuksuzluk olmaz” şeklinde yakındı.

Durumu yerinde görüp vatandaşları dinleyen Millet İttifakı Milletvekili Adayı Av. Sibel Suiçmez bunun üzerine “Hayır, öyle bir hukuki işlem olmaz. Hatta bu söylendiği gibi ise hukuk çiğnenmiş olur. Vatandaşın kendi toprağında nöbet bekliyor olması hukuk devletinde olacak şey değil. İnşallah 14 Mayıstan sonra gasp niteliğindeki hiçbir faaliyete izin vermeyeceğiz.  Haklı mücadelesinde kendisine yardımcı olacağız, insanların yerinde yasal gerekleri yerine getirmeden ve kamulaştırma yapmadan bu şekilde propaganda amaçlı olarak iş makinesi yığmak, ekip yollamak, ağaç kesmek ve kanunları çiğnemek hukuk devletinde mümkün olamaz” diyerek konuyu yakından takip etme sözünü verdi.