Tarih 3 temmuz 2011 şike gerekçesiyle 31’i tutuklu 93 kişi yargılandı
ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 46 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlarla ilgili isnat edilen suçlar: Çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, yö
Tarih 3 temmuz 2011 şike gerekçesiyle 31’i tutuklu 93 kişi yargılandı
ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 46 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlarla ilgili isnat edilen suçlar: Çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmaktı.
5 Temmuz’da dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, futbolda şike iddialarına yönelik soruşturmayı yürüten savcı ile görüşmek üzere adliyeye geldi. Mahkemeye sevk edilen kişilerin çoğu tutulandı.
Tutuklanma gerekçeleri: Zanlıların “Haksız çıkar amaçlı örgüt kurma”, “örgüt üyeliği”, “örgüt faaliyet kapsamında şike yapmak”, “rüşvet” ve “sahtecilik” suçları...
Aydınlar, dosyaları inceledikten sonra “Durum çok vahim” şeklinde açıklama yapmıştı. Zira Lig ve Bank Asya 1. Ligi’nde toplam 19 maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ve delillendirildiği bildirildi.
7 Temmuz’da sabaha karşı Aziz Yıldırım, “Örgüt yöneticisi” olmak ve “Şike” suçlarından tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi.
12 Temmuz’da İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk tarafından saat 16.30 sıralarında sorguya alınan Trabzonspor Başkanı Sadri serbest bırakıldı.
24 AĞUSTOS TFF yaptığı yazılı açıklamada, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne katılamayacağı duyurdu. UEFA, Fenerbahçe’nin yerine Trabzonspor’u Devler Ligi’ne aldı.
25 AĞUSTOS Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nden men kararıyla ilgili Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’na başvurdu. Tahkim Kurulu, sarı-lacivertli kulübün itirazını reddetti.
30 OCAK tarihinde FIFA bir uyarı mektubu göndererek süreç, olağanüstü genel kurulda alınan kararlar ve uygulanacak yaptırımlar hakkında bilgi istedi. Olayın vahametini gören zamanın TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve yardımcıları 31 OCAK tarihinde istifalarını verirler.
Kusurlu olduğunu iyice anlayan Fenerbahçe Kulübü ; 26 NİSAN tarihinde UEFA’ya ve TFF’ye karşı CAS’da açılan 45 milyon Euro’luk davayı geri çekti.
Mehmet Ali Aydınlar; yapmış olduğu bir televizyon konuşmasında açıkça Fenerbahçe’nin şike yaptığını ve şike yapan Fenerbahçe’yi korumak için elinden geleni yaptığını itiraf etti.
Türkiye Futbol Federasyonu tarafından ‘Etik Kurulu’ oluşturuldu. Hazırlanan ilk Etik Kurulu raporunda şikenin var olduğuna dair kanaat oluştu. Ancak ne hazindir ki, yapılan baskılar sonucu ikinci kez hazırlanan Etik Kurulu Raporunda “Şike Yok” kararı alındı.
Bu arada; 2 Temmuz 2012’de 16.Ağır Ceza Mahkemesi şike kararını açıkladı. Şike, teşvik primi ve örgüt üyeliği suçlarından aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 48 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırılırken, Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener ve Asbaşkanı Nevzat Şakar ise beraat etti.
Yaşanan süreçte UEFA ve CAS’da Fenerbahçe Kulübü’nün şike yaptığı kanaatine vardı. TFF ise, şikenin üzerini örtmek için her şeyi yaptı...
Ve beklenen en önemli karar açıklandı.
17 Ocak 2014’te Yargıtay, 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin şike ile ilgili aldığı kararları onadı.
Ancak Hukukun üstündeyim dercesine TFF “bizim fikrimizce Fenerbahçe şike yapmamıştır ve yapmaz” beyanında bulunmuştur.
Evet her yönüyle Fenerbahçe’nin şike yaptığı, Trabzonspor’un temiz olduğu mahkeme kararlarına rağmen tescillendiği halde, her şeye konuşan Başbakan neden susar anlamıyorum?
Bu arada iktidarı bir kaşık suda bulsa boğacak muhalefetimiz, İktidarla Trabzonspor düşmanlığındaki uzlaşmalarını anlamak da mümkün olamamaktadır.
Adınız, Adalet ve Kalkınma Partisiydi. Sanki bu günleri görürcesine, adınızdan adaleti attınız ve isminizi Ak Parti yaptınız.
Lakin bunca haksızlıklara rağmen susmanız Aklığınıza, temizliğinize halel getirmiş durumdadır.
Artık bu ülke; haksız olan çoğunluğun, haklı olan azınlığı eze eze yendiği bir Türkiye’dir. Sin külahın görülmesin denilen bir Türkiye’dir. “Bana dokunmayan bin yaşasın” diyen bir Türkiye’dir. Atı alan Üsküdar’ı geçtiği bir Türkiye’dir...
Ancak Karadenizli olarak, Trabzonlu olarak, Trabzonsporlu olarak biliyoruz ki, Türkiye’de yaşanan bu olay, sadece bir kupa kavgası değildir.
Bu her Trabzonlunun; ahlak, hasiyet, onur ve emeğinin kavgasıdır.
Adalet tecelli etmedikçe bu mücadele asla bitmeyecektir.